Muş Alparslan Üniversitesi Afet Araştırma Uygulama ve Yönetim Merkezi yetkililerinden Yrd. Doç. Dr. İskender Dölek, deprem konusunda önemli uyarılarda bulunarak önceden tedbir alınması gerektiğini söyledi.
İskender Dölek, "büyük depremler üreten Bingöl-Karlıova bindirme zonunda gerilim hat safhaya ulaşmış düzeyde. Burada meydana gelebilecek bir deprem Varto fayzonunu tetikleyebilecek, Varto fayzonunda meydana gelen depremlerinde Muş bindirme zonunda yeni depremler oluşturması kaçınılmaz." dedi.
"ÖNEMLİ VERİLER VAR ELİMİZDE"
Yrd. Doç. Dr. İskender Dölek, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından desteklenen Kalkınma Yolunda Doğal Afetler adlı projenin tamamlandığını, Muş için doğal tehlike kaynağı oluşturacak deprem, sel, kütle hareketleri ve kuraklık bakımından önemli verilere ulaştıklarını belirtti.
"1966'DAN SONRA..."
Bu proje ile bir başlangıç yaptıklarını ifade eden Dölek, depremle ilgili ilginç bilgiler elde ettiklerini kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Dölek, elde edilen verilerin kitap haline getirilip ilgili kurum kuruluş ve halkla basın yoluyla paylaşılacağını belirterek şöyle konuştu:
"Proje verileriyle elde edilen sonuçlar içerisinde ilginç olan şeylerden biri depremle ilgili elde edilen sonuçlardır. Türkiye'de afet dendiği zaman akla gelen ilk şeylerden biri deprem. Muş, 1966'da Varto depremini yaşadıktan sonra uzun bir süre bu büyüklükte bir başka deprem yaşamadı."
"DEPREM TEHLİKESİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ"
Yrd. Doç. Dr. Dölek, Bitlis Eren Üniversitesinden Alper Demirci ve Yunus Levent Ekinci'nin katkılarıyla Muş ve çevresini kapsayacak şekilde deprem ve deprem tehlikesi üzerinde çalışıldığını kaydetti.
"YENİ DEPREMLER KAÇINILMAZ"
İskender Dölek, 22 kilometreye kadar ulaşan derinliklerde meydana gelmiş depremler incelendiği zaman bazı önemli verilere ve bulgulara ulaşıldığını belirterek şunları söyledi:
"Farklı derinlikleri kapsayan deprem tehlikeleri irdelendiği zaman her derinlikte Muş ve çevresini artan bir sıkışma rejimi ve fay hatlarında bir gerilimin olduğu ortaya çıktı. Aslında Muş'ta var olan bir deprem tehlikesinin süre ve süreç olarak yaklaştığını gösteren özelliklerden biri olarak değerlendirilebilir. Burada özellikle Varto fayzonunda meydana gelen depremlerle birlikte hemen arkamızda Muş bindirmez zonunda artan bir gerilim dikkati çekiyor. Muş ilini etkileyebilecek en önemli fay hatlarından biri ama özellikle şunu vurgulamak lazım; büyük depremler üreten Bingöl-Karlıova bindirme zonunda gerilim hat safhaya ulaşmış düzeyde. Burada meydana gelebilecek bir deprem Varto fayzonunu tetikleyebilecek, Varto fayzonunda meydana gelen depremlerinde Muş bindirme zonunda yeni depremler oluşturması kaçınılmaz."
"5.5 CİVARINDAKİ DEPREM BÖLGEDE HASAR OLUŞTURUR"
Bölgenin kalkınmışlık düzeyine göre 5.5 büyüklüğündeki bir depremin büyük hasara neden olabileceğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Dölek, "Ama büyük depremleri oluşturabilecek bir yapı düşünüldüğünde bölgenin kalkınmışlık düzeyi göz önüne alındığında 5.5 civarındaki depremler, bölgede hasar meydana getirilmesi kaçınılmazdır. Şimdi bunlar DAKA'nın desteklediği projelerle elde edilen veridir." dedi
Depremin gelmesini oturup beklemek yerine en azından elde edilen verilerle birlikte depreme hazırlık babında il ve il geneli ile ilçe ve kırsalı kapsayacak şekilde çalışma yapılması gerektiğini anlatan İskender Dölek, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnsanlar en azından deprem anında, deprem sonrasında neler yapılması gerektiği konusunda bilinçlendirilebilir. İlin yapı stok çıkartılabilir, bu genişletilerek kırsala kadar yaygınlaştırılabilir. Zemin etütleri sıklaştırılabilir. En azından bu şekilde depreme hazırlık sağlanmış olur. Bir genel katılımla birlikte ilde depremle alakalı hazırlık arttırıldığı zaman olası büyük bir Muş depreminde meydana gelebilecek zarar en aza indirilmiş olur."
