'Fetullah Gülen: ”Ben Nurcu değilim”'
Abdülkadir Selvi, Meral Akşener ile ilgili kaset iddialarını 'cemaat' üzerinden ele aldı...

Oluşturma Tarihi: 2015-05-19 04:40:19

Güncelleme Tarihi: 2015-05-19 04:40:19

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü "Fetullah Gülen: ”Ben Nurcu değilim”" başlıklı yazısında Latif Erdoğan'ın ortaya attığı Meral Akşener ile ilgili kaset iddialarını bir kez daha gündeme getirdi. Selvi, kaset siyasetinin öncelikle kendi içlerinde ortaya çıktığını, geçmişte Fethullah Gülen'e DGM'de açılan davayı hatırlatarak Gülen'in savunmasında 'Ben Nurcu değilim" diye yazmasını aktardı. Selvi, "Fetullah Gülen, Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur Külliyatından beslendi. Ancak Bediüzzaman'ın ismini vermekten kaçındı." dedi

İşte Abdülkadir Selvi'nin o yazısından bir bölüm:

Meral Akşener'e iftira kaseti nedeniyle Gülen Cemaati bir kez daha gündemde.

İftira kasetinden ilk söz ettiği iddia edilen GYV Başkanı Mustafa Yeşil ise firarda.

Kaset siyasetinin biz de bir geçmişi var.

Bir dönem siyaset kasetlerle dizayn edildi.

Deniz Baykal'ın CHP Genel Başkanlığını kaybetmesine, MHP Genel Başkan Yardımcılarının istifasına neden oldu.
Paralelin ünlü polis şefi Ali Fuat Yılmazer boşuna dememişti, ”Hayatına girin”

Girmedikleri hayat kalmadı.

Ama Akşener olayından da anlaşıldığı gibi, “Kasetli şantaj” çift taraflı işlemiş.

Sadece hedef aldıkları siyasetçiyi, bürokratı, hakimi ya da savcıyı tasfiye etmekte kullanmamışlar.

Asıl büyük tasfiyeyi kendi içlerinde gerçekleştirmişler.

Cemaat içi güç dengesinde rakiplerini, ”Şantaj kasetleri” ya da yasadışı dinlemelerle tasfiye etmişler.

Düşünün ki iman ve Kur'an hizmeti davasını güden bir cemaat, kendi iç hesaplaşmasını dahi bu tür rezil kasetler üzerinden yapıyor.

Böyle iman Kur'an hizmeti olur mu?

MGK'da karar almaya, kırmızı kitaplara sokmaya gerek yok.

Bu cemaat zaten içinden çürümüş demektir.

DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, paralel yapının seks tuzağına düştüğü iddiasıyla gündeme gelmişti.

Bir dini cemaat ve seks tuzağı…

Bunlar nasıl bir araya gelir?

Nuh Mete Yüksel 90'lı yılların DGM zihniyetini temsil eden bir savcıydı.

Bir gece yarısı Merve Kavakçı'nın kapısına dayanmıştı.

Zalim bir adamdı.

Ben onun kişisel zaaflarının peşinde değilim.

Nuh Mete Yüksel, Fetullah Gülen hakkında dava açmıştı.

Hem de Gülen'i ”Müctehid” ilan ettiği 28 Şubat sürecinde.

Nuh Mete Yüksel, 79 sayfalık iddianamede Gülen'i değil, İslami hizmetleri yargılamaya kalkıştığı için şiddetle karşı çıkmıştık.

Bugün olsa yine karşı çıkarım.

Ama Fetullah Gülen, orada İslam'ı savunmak yerine yine kendini kurtarmayı tercih etmişti.

Bu açıdan bakınca Fetullah Gülen'le, Nurculuk arasında çözülmesi gereken bir problem var.

1971 yılında İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde Bediüzzaman Said Nursi'nin Avukatı Bekir Berk'le birlikte yargılandıkları “Nurculuk” davasında Fetullah Gülen, diğer maznunların aksine, ”Ben Nurcu değilim” demişti.

Gülen, Nuh Mete Yüksel'in açtığı dava üzerine Ankara 2 No'lu DGM'ye sunduğu 2000/124E dosya numarasını taşıyan 56 sayfalık savunmasında da, ”Ben Nurcu değilim” diyor.

Gülen'in savunmasından, “Müslüman olmak dışında Nurculuk vs hiçbir akıma mensup değilim” başlığını taşıyan bölümü aynen aktarıyorum:

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!