Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'ye yönelik soruşturmanın ardından 63 şüpheli hakkında hazırlanan, mahkemece kabul edilen iddianamede sanıkların ifadeleri dikkati çekti.
2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 324 sayfalık iddianamede, FETÖ'nün 17-25 Aralık sürecinde hükümeti yolsuzluk yapıyormuş gibi gösterdiği bildirildi.
İddianamede, yüksek miktarda himmet veren veya önemli bölgelerdeki taşınmazlarını FETÖ'ye kaptıranların, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen tarafından gönderilen kitap, tespih, seccade ve Kur'an-ı Kerim ile ödüllendirildikleri belirtildi.
FETÖ'nün Ankara, İstanbul, İzmir, Erzurum ve Adana olmak üzere 40'a yakın ilde usulsuz dinleme yaptığı aktarılan iddianamede, usulsuz dinlenen kişilerin genel itibarıyla sosyal, bürokratik, siyasi ve iş dünyası bakımından önemli konumlarda bulundukları kaydedildi.
Mağdurların büyük kısmının toplumu yönlendirme kapasitesine sahip olduklarının görüldüğü vurgulanan iddianamede tutuksuz sanıklardan Ahmet Eroğlu'nun, şu ifadelerine yer verildi:
"2006'nın ilk aylarında ABD'ye gittik. ABD'den Türkiye'ye heyet halinde dönerken beraber olduğumuz Ahmet Adıyaman, Fetullah Gülen'in giyip kullandığı atletlerden 4 tanesini, her bir arkadaş için verilen namaz takkelerini hediye almış, atletleri ve takkeleri yakınlarına dağıtmış. Bazılarına 'bereket' olacağı inancıyla Fetullah Gülen'in cebinden çıktığı söylenen birer dolarlık banknotlar da hediye olarak geliyordu.
Habib Bıçakçı, bir doları Fatih Bilgiç, Osman Kaya, Mahmut Koyuncu, Yusuf Atçı Remzi Gerger ve Ahmet Adıyaman'a daha çok himmet topladıkları gerekçesiyle verdiğini anlatmıştı."
Tutuksuz sanıklardan Fevzi Taşkın da 4-5 kez Gaziantep'teki bölge toplantısına katıldığını anlattı.
Taşkın, şunları kaydetti:
"Bu toplantılardan birinde bölgeye bağlı illerde görevli tüm öğretmenlerin il il ayrılmış flash disklere yüklenmiş isim listelerinin bulunduğu materyaller dağıtılmıştı. Bu listelere uzunca bir şifreyle girilebiliyordu. Listedeki öğretmenler için sıfırdan 7'ye kadarki rakamlarla kodlama yapılması istenmişti. İl imamı Habib Bıçakçı'ya konuyu anlattım. Habib Bey buna karşı çıktı.
'Olmaz böyle şey. Başımızı yakacaksınız. Bu, bir tedbirsizliktir.' diyerek kodlama yapılmasına izin vermedi. Flash diski kırdırıp imha ettirdi."
Sanıkların, "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık" suçlamasıyla yargılanmalarına 31 Temmuz'da başlanacak.