Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü "Devlet Bahçeli'ye açık mektup" başlıklı yazısında 1 Kasım seçimlerinde büyük bir düşüş yaşayan ve kamuoyunun tepkisini çeken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye köşesinden çağrıda bulundu. Sinan Oğan olur, Meral Akşener olur, Ümit Özdağ olur, Mansur Yavaş olur... Olur da olur. Bırakın partinizi bu isimlerden birine, ifadesini kullanan Hakan, "Bu durumda takdir edersiniz ki ben de size “Ne hayrınız varsa görün” deme özgürlüğümü kullanmak durumunda kalırım" dedi.
İşte Ahmet Hakan'ın yazısından bir bölüm:
Sayın Devlet Bahçeli,
Demişsiniz ki...
-BOP'a evet deseydim, küresel ablukaya ses çıkarmasaydım benden iyisi olmazdı.
-Harama göz yumsam, hıyanete göz kırpsaydım baş tacı edilirdim.
-Çözülme dediklerinde “Durmayın, daha da çözün” deseydim el üstünde tutulurdum.
Sayın Bahçeli...
Lütfen konuyu çarpıtmayalım.
-Kimse sizi BOP'a hayır dediğiniz için eleştirmiyor.
-Kimse sizi küresel ablukaya ses çıkardığınız için eleştirmiyor.
-Kimse size “Harama göz yumsaydın bunlar başına gelmezdi” diyerek eleştirmiyor.
-Kimse size “Sen neden hıyanete göz yummadın ki?” diye eleştirmiyor.
Size söylenenler şunlar:
-Bir siyasi parti lideri, partisinin söylemlerinde hiçbir değişikliğe gitmediği halde nasıl olur da 146 günde partisinin oylarını dört puan düşürebilir?
-Bir siyasi parti lideri, 146 gün içinde partisine bu denli büyük hezimeti yaşattığı halde nasıl olur da sorumluluğu üstlenip gereğini yapmaz?
-Bir siyasi parti lideri, tamamen kişisel taktik ve stratejileriyle 146 gün içinde partisini baraj sınırına getirdiği halde neden en küçük bir özeleştiride bulunmaz?
Demokrasilerde kural bellidir Sayın Bahçeli: Başaramayan gider, başaran gelir.
Eğer partinizi, davanızı, ilkelerinizi düşünüyorsanız...
Yerinizi derhal “Ben bu işi daha iyi yaparım” diyen bir isme bırakmalısınız.
Maşallah partinizde bu işi daha iyi yapacak o kadar çok isim var ki!
Sinan Oğan olur, Meral Akşener olur, Ümit Özdağ olur, Mansur Yavaş olur... Olur da olur.
Bırakın partinizi bu isimlerden birine.
Bakın göreceksiniz, bu isimler de...
-En az sizin kadar BOP'a hayır diyeceklerdir.
-En az sizin kadar küresel ablukaya ses çıkaracaklardır.
-En az sizin kadar harama göz yummayacaklardır.
-En az sizin kadar “çözülme, çözülme” diyeceklerdir.
Ama bu isimlerin sizden farkları olacaktır:
-Sizden daha çok koşturacaklardır... Ki sizin sorununuz çalışmamak.
-Sizden daha ikna edici olacaklardır... Ki sizin sorununuz iknadan uzak olmak.
-Sizden daha kuşatıcı olacaklardır... Ki sizin sorununuz partinizde azıcık parlayanı partiden kovmak.
-Sizden daha enerjik olacaklardır... Ki sizin sorununuz partinize bir dinamizm verememek.
-Sizden daha anlaşılır olacaklardır... Ki sizin sorununuz herkese “Devlet Bey ne yapmak istiyor anlamış değilim” dedirtmek.
-Sizden daha stratejik olacaklardır... Ki sizin sorununuz tek başına uyguladığınız stratejiyle partinize hezimet yaşatmak.
Şimdi bana diyebilirsiniz ki...
-Yahu sen kimsin, ne karışıyorsun bizim partimizin işlerine!
-Az oy alırız, çok oy alırız, sana ne?
-İktidarda oluruz, muhalefette... Seni ne ilgilendiriyor?
Bana bunları diyebilme özgürlüğüne tabii ki sahipsiniz.
Bu durumda takdir edersiniz ki ben de size “Ne hayrınız varsa görün” deme özgürlüğümü kullanmak durumunda kalırım.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!