Hakim Başer de adliyede
Hakkında yakalama kararı bulunan 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin eski hakimi Mustafa Başer Bakırköy Adliyesi'ne geldi.

Oluşturma Tarihi: 2015-05-01 10:09:25

Güncelleme Tarihi: 2015-05-01 10:09:25

Eski 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik ile 32. Asliye Ceza Hakimi Mustafa Başer "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklanma talebiyle Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. Hakim Metin Özçelik tutuklandı. 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nin eski hakimiMustafa Başer, ailesiyle birlikte Bakırköyadliyesine geldi.

"YARGI BAĞIMSIZLIĞI BENİM BAĞIMSIZLIĞIM DEĞİL"

Adliye önünde açıklamalarda bulunan Hakim Başer verdiği kararla ilgili olarak "Vicdanen tutuklamayı gerektirecek bir şey yoktu. Yargı bağımsızlığı benim kişisel bağımsızlığım değil." dedi.

"BU GÜNÜ BAYRAM GİBİ KUTLAYACAĞIM"

Başer, "Ben dün İstanbul'da değildim. Düğün için bir yere gitmiştim. O yüzden gelemedim bu günde ailem ile birlikte buradayım ve bu günü bayram gibi kutlayacağım." ifadelerini kullandı.

İşte Hakim Mustafa Başer'in adliye önünde yaptığı açıklamalardan satır başları:

"VİCDANEN BU KARARI VERDİM"

"Arabaya bindim geldim. Yaptığımın ne olduğunu soracaksınız, suç nedir, bende bilmiyorum. Atılı suçun ne olduğunu bilmiyorum. Ama ben yaptığımı biliyorum. CMK'nin 27/2 ve 4 maddesi gereğince, CMK 28. madde gereğince beni merci olarak görevlendirdikten sonra yapmam gereken yargıç olarak kararı verdim. Bu noktada ben bu kararı vermeden bırakamazdım. Ya tutukluluk halinin devamı yada tahliye kararı. Başka bir seçeneğim yoktu. Ve baktım ki vicdanen dosyada tutuklanmasını gerektirir herhangi bir şey olmadığı için tahliye kararı vermek durumunda kaldım.

"YETKİSİ YOK DENİYOR AMA..."

Belki bilinmiyor belki de ben çok da basını takip edemedim 2 gündür düğüne gittiğim için. 6545 sayısı yasa Sulh Ceza Mahkemeleri'nin kuruluşu ile ilgili yasada bizim yani Asliye Ceza'nın yetkisi yok diye söyleniyor. Halbuki 6545 sayılı yasanın 10. maddesinin ilk cümlesi 6545 sayılı yasanın 48. maddesi 5237 sayılı yasanın 10 maddesinin ilk cümlesinde diğer görevleri saklı tutarak diye yazmış. Sulh Ceza Mahkemesi'nin görevini yazarken. Burada 'reddi hakim' müessesi dışında başka bir şey yok. Bugün itibari ile bu kısım artık beni ilgilendirmiyor. Çünkü bu iki aşamalı bir usul hukukudur. Kanun koyucu 6545'te yani Sul Ceza'ları kurarken aslında CMK'nın genel hükümlerinde 'reddi hakim'e atıfta bulunur.

"YARGIÇ ÖNÜNE GELEN SORUNU ÇÖZMEK ZORUNDA"

Şubat ayında 'reddi hakim' ile ilgili bana geldi. Aynı şüphelilerin talepleri geldi. Bu kararı nöbetçi mahkeme bana tevzi etti. Dikkat edin birinci aşamasıdır. 'Reddi hakim' ile ilgili birinci kısmı. Öncelikle ben bu kararı Asliye Ceza'ya gönderdim. Dedim ki 'Bu konuda sen karar ver'. O tekrar bana gönderdi ve görev uyuşmazlığı çıktı. Sonra müşterek görevli 9. Ağır Ceza bu işi çözdü ve "Buna sen karar vereceksin." dedi.

Ben de bunun üzerine Şubat ayında 2015/56 değişik işle o zamanın tarihi ile 'reddi hakim' taleplerini soyut bulduğum için gerekçelerini soyut bulduğum için hangi hakim hangi işe bakacak hangi hakim neden reddedildi belirtilmediği için reddettim. Eğer bugün verdiğim karar usul ve yasaya aykırı ise o gün reddetmem de usul ve yasaya aykırıdır. Ben o gün de bunun tersi karar verdim. Eğer bugün itibari ile tutukluluk halinin devamı desem sorun olmayacaktı ama bu defa ben vicdanen sorumlu olurdum. Çünkü bir yargıç artık önüne gelen sorunu çözmek zorunda. Usul kanunu gereğince çözmek zorunda.

"HSYK'NIN YAPTIĞINA ŞAŞIRDIM"

Ve burada tutuklu sanıkların tutuklanmalarını gerektirir ya da CMK 109. maddesi gereğince yada adli kontrol gerekçesini gerektirir herhangi bir neden göremedim. Ve ben bu şekilde karar verdikten hemen sonra benimle ilgili karar vermeye muktedir olan yetkili olan HSYK'nın 1. Daire Başkanı, 2. Daire Başkanı, Başkanvekili 'ihsası rey' mahiyetinde benimle ilgili davaya karar vermeden önce açıklamalar yapıyor. Ben de bunu basından okudum ve şaşırdım.

"DAVA AÇACAK MAHKEME KALMAYACAK"

Bakın arkadaşlar bugün itibariyle buraya Hakim Mustafa Başer yakalanması için gelmemiştir. Türk yargıçlarına yakalama çıkarılmıştır. Ve ben bundan sonra buradan basın aracılığıyla toplumun değişik kesimlerindeki her kesime söylüyorum. Bundan sonra eğer yargıç bağımsız karar veremeyecekse davalarını açabilecekleri bir mahkeme kalmaz. Çünkü yargı bağımsızlığı benim kişisel bağımsızlığım değildir."