'Haram kılınan şeylerden biri de faizdir'
Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman bugünkü yazısında faiz konusunu kaleme aldı.

Oluşturma Tarihi: 2016-02-12 11:59:10

Güncelleme Tarihi: 2016-02-12 11:59:10

Yeni Şafah yazarı Hayrettin Karaman bugünkü yazısında İslam dininde haram kılınan nesneler ve davaranışlara deüinerek faiz konusunu ele aldı. Karaman, İslam dininde konuyla ilgili nasların incelenip araştırıldığında şüphesiz olan hükmün, “faizin azının da çoğunun da, İslam ülkesinde de gayr-i Müslimlerin ülkesinde de, iki Müslüman arasında da, Müslüman ile gayr-i Müslim arasında da haram” olduğudur, dedi.

Hayrettin Karaman'ın bugünkü yazısı:

İslam'da edinilmesi ve istifade edilmesi haram kılınan nesneler ve davranışların hikmetleri (haram olmasının ferde ve cemiyete faydaları) vardır. Haram kılınan şeylerden biri de faizdir. İlgili naslar hakkıyla incelenip anlaşıldığında şüphesiz olan hüküm “faizin azının da çoğunun da, İslam ülkesinde de gayr-i Müslimlerin ülkesinde de, iki Müslüman arasında da, Müslüman ile gayr-i Müslim arasında da haram” olduğudur.

Bazı nefis gözü açıklar Hanefî mezhebinin bazı müctehidlerine ait ve belli şartlarda verilmiş bir hükümden (ictihaddan, fetvadan) yararlanarak, daha doğrusu bu içtihadı yeri ve amacının dışında kullanarak bir çeşit “ibâhiyye” mezhebi icad ettikleri anlaşılmaktadır. İbâhiyye'den maksadımız “her şeyi helal saymak”tır. Bunlara göre neredeyse dünyada bir İslam ülkesi (dâru'l-İslam) yoktur, tam olarak şeriata göre yönetilmeyen bütün ülkeler küfür ve harb (dâru'l-harb) ülkeleridir. Bu sebeple mezkür ülkelerde faiz helaldir, bir kısım kadınlar cariye sayılırlar (satın alınır, kiralanır ve nikahsız temas yapılır), kâfir sayılan insanların malları ve canları ma'sum (korunmuş, dokunulmaz) değildir…

Böyle bir anlayışı ve uygulamayı İslam'a mal etmek ve İslam adına yapmak bu mübarek dine yapılabilecek en büyük kötülüktür.
İmam Ebû Hanîfe ve öğrencisi Muhammed'in yalnızca mal edinmekle ilgili bir ictihadları vardır; bu içtihada göre kendileriyle savaş hali bulunan ülkelere, İslam ülkesinin vatandaşı olan bir Müslüman izinle ve güvence alarak girerse İslam ülkesinde caiz olmayan faizli akitle veya kumar oynayarak gayr-i Müslimlerin paralarını ve mallarını alabilir.

Peki bu ictihad neye dayanıyor ve belli bir şartı var mıdır?

Bu ictihad bir rivayet ile bir genel kurala dayanıyor.

Rivayet şöyle: “Savaş halinde olunan bir ülkenin vatandaşı ile oraya izinle girmiş bir Müslüman arasında faiz yoktur”.
Genel kural da şudur: İslam ülkesi ile gayr-i Müslim bir ülke arasında savaş hali varsa o ülkenin malı ve canı Müslümanlara mubahtır. Oraya izinle girmiş bir Müslüman, oranın gayr-i Müslim bir vatandaşı ile kumar oynayarak veya ona faizli kredi vererek malını alırsa kendisi için zaten mübah ve helal olan bir malı almış olur. Kazanç görünüşte caiz olmayan bir işlem ile olmuştur, ama mülkiyetin intikali bu işleme bağlı değildir. Müslüman orada verdiği “güven sözüne” riayet etmekle yükümlüdür. Çalıp çırpması caiz olmaz, ama onlara göre meşru olan bir işlem ile mallarını alabilir…

Müslümanların ittifakı ve sağlam delillerle haram olduğu bilinen faizin, yukarıda açıklanan istisnasının sağlam bir delile dayanması gerekir; halbuki dayanak olan rivayet böyle bir konuda delil olacak sağlamlıkta değildir.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ