Harvard Araştırması: Havasız ofis ortamlarında zihinsel yetenekler düşüyor
Harvard Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından yapılan yeni araştırmada, düşük havalandırma hızları ve artan partikül miktarlarının bilişsel testlerde düşük performansa neden olduğu bulundu. Yani havasız ortamlarda zihinsel kabiliyetler giderek düşüyor.

Oluşturma Tarihi: 2021-09-13 10:05:07

Güncelleme Tarihi: 2021-09-13 10:05:07

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları tarafından yapılan yeni araştırmada, ofislerdeki hava kalitesiyle, çalışanların bilişsel fonksiyonları arasında korelasyon bulundu.

Çok uluslu araştırmada düşük havalandırma hızları ve artan partikül miktarlarının bilişsel testlerde düşük performansa neden olduğu bulundu. Yani havasız ortamlarda zihinsel kabiliyetler giderek düşüyor.

Araştırmacılar on yılı aşkın bir süredir hava kirliliği ve bilişsel performans arasında ilişkiyi araştırıyor. Bu araştırmaların çoğunda, kognitif fonksiyon ve dış ortamda uzun süreli ince madde partikülü (PM2.5) maruziyetine odaklanılıyor. Kapalı ortam hava kirliliğinin kognitif fonksiyon üzerindeki akut etkileri az çalışılmış bir alandır.

Yeni araştırmada ise 6 ülkeye yayılan 300 sübje ve 40'dan fazla ofis binasında araştırma yapıldı. Her sübjenin çalışma ortamına gerçek zamanlı PM2.5, CO2, sıcaklık ve nemi ölçen ortam sensörleri yerleştirildi. Bu sensörler PM2.5 ve CO2 miktarları az ya da yüksek ölçtüğünde akıllı telefon uygulaması katılımcıya kısa bilişsel test görevleri veriyor.

Genel olarak PM2.5 ve CO2 seviyeleri yükseldiğinde, bilişsel testler de yavaşlıyor. Bu testlerden biri olan Stroop (renk-sözcük) testi dikkat ve önleyici kontrolünü ölçmek için tasarlandı.

Test esnasında araştırmacılar PM2.5 ve CO2 seviyelerin yükseldiğinde bilişsel düşüşler kaydetti. “Elde edilen bulgular, PM2.5 seviyelerindeki artışların bilişsel işlevdeki akut azalmalarla ilişkili olduğunu gösteriyor. Genç yetişkinler arasında bu kısa süreli etkileri ilk kez görüyoruz. Çalışma ayrıca düşük havalandırma hızlarının bilişsel işlevi nasıl olumsuz etkilediğini doğruladı. Genel olarak, çalışma, düşük iç ortam hava kalitesinin sağlığı ve üretkenliği daha önce kavradığımızdan çok daha fazla etkilediğini gösteriyor,” diyor baş yazar Guillermo Cedeño Laurent.

Araştırmanın kıdemli yazarı ve Harvard Sağlıklı Bina Programı'nın direktörü Joseph Allen, yıllardır iç ortam koşullarının kişinin genel sağlığını nasıl etkilediğine odaklandı.

Allen uzun süredir iç mekan hava kalitesini iyileştirmenin faydalarını tartışıyor. Artık bina havalandırması gibi konulara dikkat çeken küresel bir pandemi ile iç mekan ortamlarını iyileştirmek isteyen şirketlerde büyük ilgi görüyor. Kötü Havalandırma Astım Ataklarını da Tetikleyebiliyor Allen, “Dünya haklı olarak COVID-19'a odaklanmış durumda, daha iyi havalandırma ve filtreleme gibi stratejiler, iç mekanlarda hastalıkların bulaşmasını yavaşlatmanın anahtarıdır. Araştırmamız, ısrarla bu stratejilerin değer görmesinin çalışanların bilişsel işlevlerine ve üretkenliğine gittiğini ve sağlıklı binaları halk sağlığı ve ileriye dönük iş stratejisinin temeli haline getirdiğini ortaya koyuyor, “diyor.

Ayrıca kötü ortam havalandırması, COVID-19 yayılması veya bilişsel fonksiyonlardan daha fazlasını etkileyebilir.

İngiltere'den araştırmacılar bu hafta sundukları yeni çalışmada, zayıf havalandırılan ofislerde bazı işçilerin astım atakları geçirebileceğini ortaya koydu.

Yeni mesleki astım çalışmasının başındaki Christopher Huntley , “Biz genellikle ofisleri güvenli bir ortam olarak düşünürüz ve bu nedenle ofis çalışanlarına astım teşhisi konduğunda mesleki nedenlerin gözden kaçması mümkündür. Sonuç olarak, bu konuda çok az araştırma yapıldı. Ancak, ofis ortamlarında çalışan hastalarda artan mesleki astım vakalarını teşhis etmenin yanı sıra belirli ofislerdeki vaka kümelerini tespit ediyoruz.” dedi.

Astım ve bilişsel gerileme ofislerin havalandırmasının iyi olmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Yeni araştırma Environmental Research Letters dergisinde yayınlandı.

Kaynak: gercekbilim.com, Harvard T.H. Chan School of Public Health