Ajanslarda yer alan habere göre; Diyarbakır'da geçen yıl haziranda HDP mitingine yapılan saldırı ile ilgili açılan davanın başka ile nakledilmesi konusunda görüşü sorulan Emniyet Müdürlüğü, davanın kentte görülmesi halinde Kobani eylemleri gibi olayların çıkabileceği uyarısı yaptı. Valilik ve Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da benzer görüş belirtmesiyle dava Ankara'ya naklediliyor.
Diyarbakır'da geçen yıl HDP mitingine düzenlenen 4 kişinin öldüğü ve 210 kişinin yaralandığı bombalı saldırıya ilişkin 5 sanık hakkında hazırlanan iddianame 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilirken, dosyanın güvenlik gerekçesiyle başka ile nakledilmesi için Adalet Bakanlığı'na gönderilmesine karar verildi. Mahkemenin yazdığı nakil talebinde davanın Diyarbakır'da görülmesi halinde provokatif eylemler, asayiş olayları ve bazı grupların karşı karşıya gelmesi ihtimali olduğu belirtilerek, "Davanın medya ve sivil toplum kuruluşları tarafından yakından takip edilecek olması gözetilerek, yargılamanın Diyarbakır'da yapılmasının kamu güvenliği için tehlike olacağı düşünüldüğünden naklinin yapılması rica olunur" denildi.
KOBANİ EYLEMLERİNE BENZER OLAYLAR OLABİLİR
Dosyanın gönderilmesinin ardından Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan görüş istedi. Valiliğe yazı yazan Başsavcılık, davanın Diyarbakır'da görülmesinin güvenlik riski oluşturup oluşturmayacağını sordu. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ise 12 Nisan 2016 günü davanın naklinin uygun olacağı konusunda görüş bildirdi.
Emniyet Müdürü Adnan Taşdan imzalı yazıda IŞİD, PKK ve PYD arasında Kobani'de yaşanan çatışmalar sırasında ülkemizde de toplumsal olayların meydana geldiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi, "Mesai saatlerinde adliye binasına giriş yapacak şahısların GBT sorguları yapılmamaktadır. Anılan davanın özelliği düşünüldüğünde PKK/KCK ve DAEŞ/IŞİD terör örgütü yandaşları veya örgüt mensuplarınca provoke edilebileceği, adliyeye girişlerde her iki örgüt mensupları veya sempatizanlarının tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davanın birçok mağdurunun olması, kamuoyunca yakinen takip edilecek olması, medyada olay hakkında geniş bilgilere yer verilecek olması nedeniyle toplumda bir takım hassasiyetlerin oluşmasına neden olabileceği, Kobani eylemlerine benzer olayların vuku bulabileceği ön görülmektedir. Duruşmaların ilimizde yapılması durumunda karşıt grupların adliye binası ve çevresinde intikam alma duygusu ile hareket edebilecekleri, olası bir çatışma durumunda tarafların, adliyedeki vatandaşların, adliye personelinin, güvenlik görevlilerinin, çevreden geçen vatandaşların zarar görebileceği ihtimal dahilindedir. Kamu güvenliği bakımından yaşanması muhtemel tüm olumsuzlukların önüne geçmek adına davanın başka bir şehre naklinin uygun olacağı değerlendirilmektedir."
VALİ: PROVOKE EDİLEBİLİR
Emniyet Müdürlüğü'nün görüşünden sonra Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy da Cumhuriyet Başsavcılığı'na bir yazı yazarak davanın naklinin uygun olacağını bildirdi. Vali Aksoy tarafından 13 Nisan 2016 günü gönderilen yazıda davanın birçok mağdurunun bulunduğu belirtilerek, "Davanın PKK/KCK ve DEAŞ/IŞİD terör örgütlerinin yandaşları veya mensuplarınca provoke edilebileceği, ilimizin sosyal ve siyasi konumu gereği güvenlik risklerinin devamlı değişkenlik göstermesi nedeniyle muhtemel tüm olumsuzlukların önüne geçmek adına, başka bir ilde yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir"denildi.
BAŞSAVCI:TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN OLAYLAR OLABİLİR
Emniyet Müdürlüğü ve Valilik görüşünün alınmasının ardından dönemin Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, davanın nakline ilişkin 18 Nisan 2016 tarihinde Adalet Bakanlığı'na fezleke gönderdi. Davanın Diyarbakır'da görülmesi halinde provokatif eylemlerin olabileceğini belirten Başsavcı Solmaz, bazı grupların karşı karşıya gelme ihtimalinin olduğunu ifade etti.
Soruşturma aşamasında şüphelilerin tutuklamaya sevk edildikleri sırada adliye dışında bazı grupların toplandığını ve şiddet içerikli sloganlar attığını hatırlatan Solmaz, "Olaya karışanların farklı görüşe sahip gruplar olduğu, duruşma zamanlarında tarafların gruplar oluşturarak birbirlerine karşı saldırıda bulunabilecekleri, alınacak ek güvenlik tedbirlerinin de yeterli olmayacağı ve üzücü olayların meydana gelme olasılığının mevcut olduğu değerlendirilmektedir. Tarafların duruşma günü adliye binasında karşı karşıya gelmesi durumunda telafisi mümkün olmayan olayların meydana gelebileceği, sanık veya sanık taraflarının adliyeye gelip gitmeleri sırasında öldürülmeleri kaçırılmaları veya kargaşa çıkması gibi kamu güvenliğini bozacak üzücü olayların meydana gelmesi ihtimal dahilinde olması nedeniyle davanın başka şehire naklinin yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir"dedi.
AVUKAT YILMAZ: TALEP HUKUKA AYKIRI
Davanın nakil talebi üzerine bazı mağdurların avukatı Keziban Yılmaz da bir dilekçe göndererek görüşlerini belirtti. Mahkemenin nakil talebinin hukuka aykırı olduğunu belirten Yılmaz, "Talebin kabul edilmesi durumunda müvekkillerin adil yargılama, etkili başvuru ve mahkemeye erişim hakları ile davanın makul sürede görülmesi ilkesinin ihlali sonucunu doğuracaktır. Gerekli ve yerinde bir araştırma yapmadan, katılan ve müştekilerin görüşlerini sormadan, soyut ve kişisel düşünce niteliğinde gerekçelerle nakil talebinde bulunulması Anayasa, yasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılık oluşturmaktadır. Davanın Diyarbakır'da görülmesi durumunda olumsuz bir etki yaratıp yaratmayacağı hususunde bir değerlendirme yapmak için yeterli somut veri bulunmamaktadır"dedi.
Tarafların görüşünün alınmasının ardından dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesi, bombalı saldırıya ilişkin açılan davanın Ankara'ya nakline karar verdi.