Ayhan, AA muhabirinin İslam dünyasındaki gençlerin sorunlarına ilişkin sorularını yanıtladı.
İslamofobi'nin dünyada yükselişini sürdürdüğünü belirten Ayhan, "Müslüman kimliği taşıyan gençlerimiz bu yargının yanı sıra ekonomik istikrarsızlık, eğitim ve güvenlik tehditleriyle karşı karşıya kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.
İİT ülkelerinde yaşanan çatışmaların etkisine değinen Ayhan, "Ekonominin kötü gitmesi zincirleme ters etkiyle eğitim ve güvenliği de doğrudan etkiliyor. Müslüman gençler globalde psikolojik bir tecrit içinde yaşıyorlar aslında. Bu durumda belli bir süre sonra kendi değerlerinden uzaklaşmaya doğru gidiyor." diye konuştu.
Ayhan, Müslüman gençlerin önündeki en önemli engellerin eğitimde fırsat eşitliği, can-mal güvenliklerinin sağlanması, ekonomik istikrar ve gündelik hayattan eksik kalmayacakları önyargıların ortadan kalkması olduğunu söyledi.
"Müslüman gençler ekonomiye katkı için harekete geçmeli"
Salgın nedeniyle dünyada klasik ekonomik modellerin daralması ve üretim modellerinin değişmesi halinde mevcut düzenlerin sarsılacağını bildiren Ayhan, "Buna uyum sağlayabilmek için gençlerimizin hızlıca sürece adapte edilmeleri önemli. Bu da devletlerin desteği olmadan mümkün değil. İİT üyesi ülkelerdeki gençlerin, yüksek işsizlik, düşük işgücü katılımı ve girişimciliğe sınırlı katılımı dikkati çekiyor." diye konuştu.
Ayhan, salgının dil, din, ırk, ülke gözetmeden tüm insanlığı etkilediğini belirterek, "Gençlerin zaten kırılgan olan durumunu maalesef daha olumsuz hale getirdi. Salgın sonrası Müslüman gençlerin hem dünya ekonomisine hem de kendi ülkelerinin ekonomisine katkı sağlamak üzere harekete geçmeleri geleceğimiz açısından zorunludur. Fakat yeterli donanım ve eğitime sahip olmazlarsa tabi ki istenilen sonucun elde edilmesi mümkün olmayacaktır." dedi.
"Yeni teknolojiler esas alınarak girişimcilik desteklenmeli"
Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamanın gençlerin istihdama katılımında en önemli unsur olduğuna işaret eden Ayhan, "Girişimcilik ise çeşitlendirilmemiş, dar tabanlı ve sığ ekonomilerin yeni ekonomik düzene adaptasyonu bakımından da hayatidir. Özellikle yeni teknolojilerin esas alınarak girişimciliğin desteklenmesi, gençlerin ekonomik kalkınmanın motor gücü haline getirilmesi çok önemli." şeklinde konuştu.
ICYF'nin, sınırlı kaynaklara fakat büyük hedeflere ve görevlere sahip olduğunu belirten Ayhan, "Özellikle fırsat eşitsizliğini kıracak şekilde online eğitimler düzenliyoruz. Eğitimlerle hiçbir ayrım gözetmeksizin dünyanın her yerindeki gençlere ulaşıyor ve ufak çaplı ekonomik desteklerle gençleri girişimciliğe teşvik ediyoruz. Gençlerin iş gücüne katılımını sağlarken ilgili ülkelerin de gençlerin potansiyelinden yararlanmasını temin etmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Müslüman toplum sosyal katılım bilincine sahip"
Müslüman toplumların sosyal katılım noktasında geçmişten gelen bir bilince sahip olduğunu belirten Ayhan sözlerini şöyle sürdürdü:
"ICYF olarak mentorluk, bizim için benzersiz özellikler içeriyor. Son iki yılda İslam İşbirliği Gençlik Forumu olarak 30 mutabakat zaptı (MOU) ve iş birliği protokolü yaptık. Bunlar, 4 İİT üyesi devlet bakanlıkları ile ikili anlaşmalar, 10 uluslararası kurum, 8 üniversite, 4 STK ve 4 devlet kurumu ile sözleşme imzaladık. 2019'dan beri ulaştığımız genç sayısına bakınca gurur verici bir tablo çıkıyor.
Bugüne kadar projelerimize başvuru sayısı 80 bin 150, programlarımıza katılmış ve eğitim görmüş genç sayısı 11 bin 865, online programlarımızın izlenme sayısı 620 bin 750 ve toplamda projelerimiz aracılığıyla ulaşabildiğimiz genç sayısı 5 milyon 437 bin 362 kişi. Bu bizim için çok gurur verici bir sonuç olmakla beraber bizi daha çok gence ulaşmak için teşvik eden, heveslendiren bir sonuç aynı zamanda."
Ayhan, gençlerin parlak geleceğinin, yeteneklerine, öğrenme kapasitelerine, aldıkları kaliteli eğitime, bilime ve teknolojiye yapılan doğru yatırıma bağlı olduğunu dile getirdi.