'İktidar, 15 Temmuz'un 'NATO darbesi' olduğunu düşünüyor'
Abdülkadir Selvi, 15 Temmuz darbe girişimi ve son dönemde yaşananlarla ilgili önemli bilgiler aktardı...

Oluşturma Tarihi: 2016-12-28 09:02:26

Güncelleme Tarihi: 2016-12-28 09:02:26

Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü "Trump'ın beklentileri" başlıklı yazısında, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak "Türkiye'yi yönetenlerde, 15 Temmuz'un ‘NATO darbesi' olduğu yönünde bir kanaat var. Türkiye'nin yaşadıkları bir ‘beka sorunu'olarak görülüyor; Cumhurbaşkanı Erdoğan, seferberlik çağrısı yapıyor. AB ile iplerin gerilmesi, ABD ile yaşanan sorunlar bunun sonucu. Rusya'yla yakınlaşmanın arkasında bu sebepler yatıyor" iddiasını ileri sürdü.

Abdülkadir Selvi'nin bugünkü yazısı şöyle:

PKK'ya yönelik sınır ötesi operasyondan sonra dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, “PKK artık ayağını denk alsın. Unutmasın ki bizim için PKK'nın oradaki kampları ve hareketleri BBG evi gibidir” demişti.

Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ve kuvvet komutanları, operasyonu birlikte izlemişlerdi. Büyükanıt, “Büyük bir heyecan içinde izledik” diyordu.

PKK'ya yönelik sınır ötesi operasyon öncesinde Türkiye ile Amerika arasında önemli bir trafik yaşanmıştı. Dönemin Başbakanı Erdoğan ile Başkan Bush, ‘anlık istihbarat' konusunda anlaşmaya varmışlardı. ABD bize, PKK'nın konuştuğu uydu telefonunun kodlarını vermişti. Ukrayna'ya giden bir ekip, Troya telefonlara bu kodları yükletmişti. ABD destek verdiği takdirde PKK ile mücadelede ne denli ilerleme sağlandığı, ‘anlık istihbarat' süresince daha iyi anlaşılmıştı.

O nedenle Büyükanıt, “Amerika istihbarat verdi. Ama istihbarat kadar önemli olan başka bir nokta var. Asıl önemlisi, Amerika dün gece, Kuzey Irak havasahasını bize açtı” diyordu.

PKK'ya ikmal yapan ABD'li asker CD'si

PKK ile mücadelede ABD'nin desteği önemliydi. Netice itibarıyla Öcalan'ı Kenya'da paketleyip bize teslim eden Amerika'ydı.

Bir de madalyonun öteki yüzü var.

Türkiye ile ABD arasında PKK ile mücadele konusunda bir mekanizma oluşturulmuştu. Türkiye'yi emekli Org. Edip Başer, Amerika'yı ise emekli General Joe Ralston temsil ediyordu. Ralston'a Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın odasında bir CD izletilmişti. Edip Paşa, aynı görüntüleri Beyaz Saray güvenlik danışmanına iletti. “Bir CD vermiştik onlara, orada, PKK'ya ikmal malzemesi taşıyan aracın şoför mahallinde bir Amerikan askeri oturuyordu! ‘Biz bunu Türkkamuoyuna anlatamayız' dedim.”

Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in, “Müttefiklerimizin yapacağı 10 iş var. Ama onlar birini yapıyor. Verebilecekleri diğer 9 desteği vermiyorlar” şeklindeki tespiti önemli.

AB ülkelerinden 217 teröristin iadesini talep etmişiz. En son 2007 yılında Almanya'dan 2 PKK'lı iade edilmiş.

ABD iade bile istemedi

Hükümette bir dönem Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Cemil Çiçek, sıraladı:

1- ABD, Irak ordusuna silah verdi. Bu silahların bir kısmı PKK'nın Türkiye'deki eylemlerinde kullanıldı. ABD'yle görüştük. “Biz PKK'ya silah vermedik, satın almış ya da Irak ordusundan satanlar olmuştur” dediler. Tespit etmek için soruşturma açtılar, bu soruşturmanın sonucu ne oldu?

Bir soru da bizden: Suriye'de PYD-YPG'ye verilen patlayıcılar Beşiktaş ve Kayseri patlamalarında kullanıldı. Türkiye'nin uyarılarına rağmen bu patlayıcılar PKK'nın eline nasıl geçti?

2- ABD, PKK'nın ele başlarından Cemil Bayık, Murat Karayılan, Duran Kalkan, Remzi Kartal, Sabri Ok, Adem Uzun, Ali Rıza Altun ve Zübeyir Aydar'ın uyuşturucu kaçakçılığından mal varlıklarının dondurulmasına karar vermişti. PKK'nın ele başları, ABD'nin kontrolündeki Kandil'de oturuyor. Bu isimlerden ikisi Brüksel'de gözaltına alındı. Ama ABD iade talebinde bulunmadı.

'NATO darbesi kanaati' var

Örnekleri uzatmak istemiyorum. Türkiye'yi yönetenlerde, 15 Temmuz'un ‘NATO darbesi' olduğu yönünde bir kanaat var. Türkiye'nin yaşadıkları bir ‘beka sorunu'olarak görülüyor; Cumhurbaşkanı Erdoğan, seferberlik çağrısı yapıyor. AB ile iplerin gerilmesi, ABD ile yaşanan sorunlar bunun sonucu. Rusya'yla yakınlaşmanın arkasında bu sebepler yatıyor. ABD'nin, 15 Temmuz darbe girişiminin lideri Fetullah Gülen'in iadesi konusundaki tavrı ortada. Bununla birlikte ABD'den beklentiler büyük. Ankara, Trump dönemine hazırlanıyor. Trump'ın, ‘ABD'nin başka ülkelerde rejimi değiştirmeye çalışmaktansa terörle mücadele üzerinde yoğunlaşması gerektiği' yaklaşımı önemseniyor. Trump'la ilişkinin yolları araştırılıyor. Yeni bir başlangıç yapılıp, Trump yaklaşımı Ankara yaklaşımına dönüştürülüp yola devam edilmek isteniyor.