Dünya üzerinde bilinen ilk iki tekerlekli araç, Baron Karl de Drais de Sauerbrun tarafından tahta malzemeden geliştirilen ve 6 Nisan 1818'de Paris'te sergilenen “drezin”dir. Bu alet hareket edebilmek için binicinin yerden destek alması gerekiyordu. İskoç Kirk Patrick McMillan'ın 1839 yılında pedalı bulmasıyla bisiklet bugünkü görünümü andırmaya başladı.
Bugünkü anlamda temel ilkesi günümüze değin değişmeden kalan ilk kullanışlı mekanizmayı ise 1861'de Fransız Pierre Michaux geliştirdi. Michaux, oğlu Ernst ile birlikte geliştirdiği “Velospid” adıyla tanınan tahta ve demirden yapılmış araçtan 142 tane üreterek piyasaya sürdü. Tekerleklerin sert lastikle kaplanıp demirin çıkarılması sayesinde sürat arttı ve ilk resmi bisiklet yarışı 1869'da Paris-Rouen arasında düzenlendi.
İrlanda'da 1888 yılında havalı plastik bisikletler piyasaya sürülmüştür. Bu durum bisiklet endüstrisini geliştirmiştir. Bisiklet üretiminde kullanılan malzemenin fiyatının yüksekliği, işçilik maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle halka inememiştir. 1800'lerin sonundan fabrikaların artması ve seri üretimin hızlanmasıyla maliyetlerde yaşanan düşüş, bisikletin geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.
Bisikletin ilk geldiği yıllardan bu yana aradan geçen sürede Türkiye'de bisikletin hem gündelik hayatta kullanımı artmış, hem de sportif anlamda hareketlilik yaşanmıştır.Ancak Türkiye'de bisikletin sağlıklı ulaşım aracı olarak gelişmiş ülkeler düzeyinde yaygın bir şekilde kullanıldığını söylemek zordur. Beden sağlığı, enerji tasarrufu, çevre bilinci gibi nedenlerle bisiklet kullanımının teşvik edilmesi, kentlerde yolların buna göre düzenlenmesi çağdaşlığın bir gereğidir.