raporda, küresel iklim değişikliği ve ısı adaları sonucu oluşan afetlerin, kent nüfusu ve altyapılarını yerle bir edecek etkilerine karşı alınacak önlemler de tek tek sıralandı. Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine gmre kentleri, iklim kriziyle mücadelede çözümün ayrılmaz bir parçası haline getirmenin önem kazandığı belirtilen raporda, dirençli kentler vurgusu yapılarak şöyle denildi:
“Dirençli şehirler, gelecekteki olası şoklar ve bu şokların sosyal, ekonomik ve teknik sistemler ve altyapılara verebileceği zararlardan korunabilmek ve bu olası şoklar karşısında aynı işlevleri, sistemleri ve kimliği koruyabilecek durumda olmak için kapasite geliştirebilen şehirlerdir. Yoksulların ve savunmasız durumda olanların iklim ile ilgili aşırı olaylara ve diğer ekonomik, sosyal ve çevresel şoklara ve felaketlere maruz kalma ve bunlara karşı savunmasızlıklarını azaltmak maksadıyla direncin artırılmasını hedeflemektedir.”
Raporda; iklim krizi ve ısı adalarının olumsuz etkilerini azaltmaya dönük uyum ve önlemler; şu başlıklar altında sıralandı:
1- SU KAYNAKLARI: Metrekare başına düşen yağış miktarları artan bir iklim kuşağında, farklı kademelerde (çatı, teras, zemin vb.) yağmur suyu toplama, depolama, arıtma ve kullanma sistemleri ile su kaynağı yaratmak etkin bir uyum stratejisi olabilir.
2- MUHTEMEL RİSKLER: Kentlerin farklı bölge veya mahalleleri farklı mikroklimalara sahip olabilir, iklim değişikliğinden farklı etkilenebilir. Daha küçük ölçekli (mahalle, semt ve cadde düzeyinde) ve yüksek çözünürlüklü iklim verisinin toplanmasına ihtiyaç vardır.
3- KENTSEL SAĞLIK: Sağlık açısından kırılganlık yaratabilecek alanların belirlenmesi, güçlendirilmesi gereken alanlar için teknik ve sosyal altyapı sunumları gerçekleştirilmelidir.
4- YEŞİL VE AÇIK ALAN: Açık alanlar tasarlanırken, yumuşak (yeşil) ve sert zemin açık alan dengesi gözetilmeli. Alanlar ağaçlandırma, gölgelikler, su elemanları gibi peyzaj elemanları ile birlikte tasarlanmalı.
Çözüm önerilerin amacının ekosistemi onarıp korumanın yanı sıra toplumun iklim değişikliğine uyumunu sağlamak olduğu vurgulanan raporda şu ifadelere yer verildi: “Uygulama düzeyinde, iklim değişikliğinin etkilerine karşı beton ağırlıklı “gri alt yapı”ya dayanan konvansiyonel müdahalelerin yerine “yeşil altyapı” uygulamaları gibi alternatif korunma ve uyum yöntemleri savunmakta olup misal olarak, deniz seviyelerinin yükselmesine karşı kıyılara duvar yapma, baraj ve su boşaltım sistemleri oluşturma yerine deniz ekosisteminin bir parçası olan resifleri ve mangrovları korumak ve onarmak gerekir.
Çözümler arasında aşırı hava olaylarına karşı yeşil çatı ve yeşil altyapı uygulamaları, gıda egemenliğini sağlayabilecek kent bostanları ve bahçeleri, sıcak hava dalgalarına karşı yeşil koridorlar ve yeşil alanlar bulunmaktadır.” Kaynak: Miiliyet
