Prof. Dr. Güner Sönmez, beslenme uzmanı yazar Stefan Smulders'ın uzun süren bir araştırmasını sosyal medya hesabından paylaşarak takipçilerine uyarı ve bilgilendirmede bulundu.
"Japon diyetini araştırmak için 36 saatten fazla zaman harcadım." diyen Sönmez, konuyla ilgili en dikkat çeken çalışmanın özetini sosyal medya hesabından paylaştı.
Japon diyeti miktardan çok dengeyi ön planda tutar.
Yemekler besin açısından zengin, taze malzemelerden oluşuyor; sebzeler, pirinç, balık ve tofu başta geliyor.
Yağlar = Minimum
Protein → Çoğunlukla balıktan gelir; yağsız.
Japonya'da kalp hastalığı oranlarının düşük olmasının en önemli nedenlerinden biri, işlenmiş gıdalar yerine besin değeri yüksek taze gıdalara yönelmek.
Tofu, edamame ve natto gibi izoflavon açısından zengin bitki bazlı proteinler tüketiliyor.
Ölçülü yeme:
Bu alışkanlık bilinçli beslenmeyle ilgilidir.
Japonya'da bir söz vardır: "Hara hachi bu."
Yüzde 80 doyana kadar yemek demektir.
Vücudunuzun ihtiyacını karşılamaya yeter, ama daha fazlası değil.
% 80'de durarak doğal olarak aşırı yemeyi önlemiş olursunuz.
Bunu kendiniz nasıl deneyebilirsiniz:
- Açlığınızı fark edin -ne kadar tok hissettiğinizi fark edin
- Kendinize şunu sorun: "Hala aç mıyım?" "Bu lokma ilki kadar lezzetli mi?"
Yavaş yiyin, dikkat dağıtan şeyleri uzaklaştırın ve yemeğin tadını çıkarın.
Ekmek yerine Pirinç
Batılı beslenme düzenlerinden farklı olarak Japonya'da temel karbonhidrat pirinçtir.
Pirinç ekmeğe göre daha yavaş sindirilir, gün boyu enerji verir.
Bu enerji dengesi, işlenmiş karbonhidratlarla gelen ani yükselme ve düşüşlerin önlenmesine yardımcı olur.
Japonlar pirince çok karmaşık bir şekilde yaklaşıyorlar.
Küçük, dengeli porsiyonlara odaklanıyorlar - sebzelerle, balıkla ve fermente edilmiş yiyeceklerle birlikte yiyorlar.
Gazlı içecekler yerine çay
Onlar için yeşil çay günlük bir ritüeldir.
Yeşil çay, antioksidan etkisi olan kateşinler açısından zengindir ve şu sorunlara karşı etkilidir:
- İltihaplanma
- Hücresel hasar
- Kanser
Yeşil çayın ayrıca şu faydaları da var:
- Metabolizmayı hızlandırır
- Kilo kontrolüne destek olur
- Şeker yükselmeleri olmadan enerjiyi dengede tutar.
Deniz Ürünleri:
Japonlar yılda yaklaşık 30 kilo deniz ürünü tüketiyor.
Bu sayede:
- Yağsız protein
- Düşük doymuş yağ
- Bol miktarda omega-3 almış oluyorlar.
Deniz ürünleri Japon beslenmesinin önemli bir parçası ve Japonya'da kalp hastalığı oranlarının düşük olmasının sebeplerinden biri sayılıyor.
- Omega-3 yağ asitleri açısından zengindir
- Kolesterolü kontrol altında tutar
- Kalp sağlığını güçlendirir
Japon yetişkinler günde ortalama 150 gram balık tüketiyor.
Japon yemekleri, küçük porsiyonlarda ama çok sayıda yemek çeşidiyle gelir.
Bu yaklaşım çeşitliliğe olanak tanır ve daha yavaş, bilinçli yemeyi teşvik eder.
Bu porsiyonlara bakın ve diğer öğünlerinizle karşılaştırın.
Burada aşırı büyük tabaklar veya taşan kaseler yok; sadece dikkatlice ölçülmüş porsiyonlar var.
Farkındalıklı beslenme şunlarla bağlantılıdır:
- Daha fazla memnuniyet
- Daha iyi sindirim
- Doğal kilo yönetimi.
Bu, aşırıya kaçmadan keyfi en üst düzeye çıkaran dengeli bir yaklaşımdır.