Kanaat önderlerinden hükümete tam destek
Doğu Anadolu Bölgesi’nin önde gelen kanaat önderlerinden Mehmet Kırkıncı ve Muhammed Şevket Gökşan, 7 Haziran seçimlerinin ihanet şebekeleri ve terör örgütünün son çırpınışları olduğunu söyledi. Kırkıncı Hoca, “Milletin ve vatanın selameti için, muhabbet halinin istikrarı için, mevcut hükümeti bütün kuvvetimizle destekliyoruz' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2015-06-05 09:17:14

Güncelleme Tarihi: 2015-06-05 09:17:14

Türkiye 7 Haziran seçimlerine yaklaşırken Doğu bölgelerinin nabzını tutan kanaat önderleri Yeni Şafak'tan Hamdi Koçoğlu'na özel açıklamalarda bulundu. Vuslat Derneği Onursal Başkanı ve İsmailağa Cemaati'nin Erzurum vekili Muhammed Şevket Gökşan ile Bediüzzaman Said Nursi'nin yaşayan talebelerinden Erzurum'un yetiştirdiği önemli din âlimi Mehmet Kırkıncı Hoca seçimlere yönelik düşüncelerini paylaştı.

MUHABBET HAVASI RAHATSIZ ETTİ

Türkiye üzerinde 'ihanet şebekeleri'nin büyük oyunlar oynadığını vurgulayan Mehmet Kırkıncı Hoca “Milletin birliğini parçalamaya çalışanlara karşı, mevcut hükümeti tüm kuvvetimizle destekliyoruz” dedi. Türkiye'de birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği yıllarda şer odaklarının harekete geçtiğini dile getiren Mehmet Kırkıncı Hoca, kurulan ihanet şebekelerinin güzide vatanı parçalamaya çalıştığını belirtti. Kırkıncı Hoca, “Vatanımızda oluşan muhabbet havası ihanet şebekelerini rahatsız etti. Muhabbeti parçalamak için dehşet verici tahribatlar düzenleniyor. Milletin ve vatanın selameti için, muhabbet halinin istikrarı için, mevcut hükümeti bütün kuvvetimizle destekliyoruz. Üstadımızın talebelerinin açıklamalarına da aynen iştirak ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

HDP'NİN SON ÇIRPINIŞI

Doğu ve Güneydoğu'da Kürt halkının son 12 yıllık süre zarfında kendine geldiğini, terörün derin izlerini silmeye çalıştığını söyleyen Gökşan Hoca, “Kürt halkına uygulanan baskılar, terör örgütü ve onun uzantısı olan siyasi parti HDP'nin son çırpınışları. Doğu'da köylere gidip herkesi meydana topluyorlar. Bir rakam verip 'Bu kadar oy çıkmazsa kötü olur' diyerek tehdit ediyorlar. Kürt halkı ise artık uyandı. Müslüman Kürtler tehditlere rağmen oyunlara gelmeyecek” diye konuştu.



 
 
KÜRTLER ASABİ DEVLETİ UNUTTU


HDP'nin son çırpınışlarını yaşayan pervasızlar gibi davrandığını dile getiren Gökşan, Kürt halkının asabi devlet yapısını unuttuğunu söyledi. Gökşan Hoca, “Devlet 12 yılda Kürt halkının haklarını iade etti. Asabi devlet gitti, bunu gören terör örgütü ise halka ciddi baskı yapıyor. Halk ise terörün ve HDP'nin bölgede sıhhat için çalışmadığını, kendi menfaatini düşündüğünü biliyor. Ümit ediyorum ki, uyanmış olan Müslüman olan Kürt halkı oyuna gelmeyecek. Bu dönemden bu halk selametle çıkarsa, HDP ve terör örgütü iyi biliyorlar ki, artık eylemleri para etmeyecek bu yüzden can havliyle mücadele ediyorlar” diye konuştu.

'PARALEL YAPI' ÜMMETLE ALAY EDİYOR

İhanet şebekesi 'paralel yapı'nın hiçbir süreçte Müslümanların yanında durmadığını belirten Gökşan Hoca şunları söyledi: “Kendi menfaatlerinin dışında hangi olayda, hangi durumda Müslümanların yanında oldular? Yanında olmayı geç bari Müslümanların ittifak yaptığı durumda karşısında olmasaydın. Mavi Marmara'da sustun, 90'larda baskıları yuttun, Müslümanlara 'Beceremedin bırak' dedin. Paralel yapı adeta insanların, ümmetin aklıyla alay ediyor. Bu ne hakkı ne de haddidir.”

HALK ENTRİKALARA DEĞİL İCRAATA BAKACAK

Halkın tüm entrikalara rağmen ortaya konulan icraatlara bakacağını vurgulayan Gökşan, “Bir idareyi, siyasi partiyi beğenmeyebilirsiniz. Ama atalarımızın bir sözü var, 'Yiğidi öldür ama hakkını yeme' diye. Biz 'Hedefe götüren her yol mubahtır' diyerek şahsiyetsiz ve kişiliksiz bir duruş sergilemeyiz. Dolayısıyla adaletli olacaksak, bu kadar güzel işlere rağmen ve ona karşı dönen oyunlara rağmen güzellik icra ediliyorsa bunu görmek lazım” ifadelerini kullandı.

TOPLUMUN ÖZNESİYİZ

Türkiye üzerinde 'böl, parçala, yut' taktiğinin her zaman hayata geçirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Gökşan, milletin bir olmaması için her türlü yola başvurulduğunu belirtti. Türkiye'de olmaz denilen olayların olduğunu ifade eden Gökşan, “Türkiye tarihinden kopmuştu. Kendisini bile kaybetmişti. Devrimler, ihtilaller ile devletin asabi yapısının eksilmediği bir halk kitlesi oluşmuştu. İktidar ile birlikte olmazlar bir anda olmaya başladı. Biz bu toplumun nesnesi değil öznesiyiz. Asli unsuruyuz. Bu vatan, bu toplum bizim demeye başladılar. Yeni Türkiye söylemleri ile insanlarımızda sorgulama ve özüne dönüş süreci başladı. İnsanlarda sosyal sorumluluk bilinci oluştu. Türkiye'de artık Müslümanlar üzerinde irtica, gerici yaftaları tutmuyor. Artık kimse buna kanmıyor. Asılsız bir toplum algısından, aslına, tarihine değerlerine dönen bir toplum var. Nesne olmaktan çıkıp özne olmaya giden bir toplumuz” diye kaydetti.

Sandığa gitmek sorumluluktur

Türkiye'de ben merkeziyetçi toplum yapısının 'Biz' kavramına dönüştüğünü sözlerine ekleyen Gökşan, “Medeniyetin mirasçıyım diyen bir millete yapılan hizmetler insanların oy vermelerinde etkili olacaktır. Oy kullanmak sürecinde göz ardı edilmemesi gereken bir konu ise, tarihinden kopartılmış bir devleti alıp özgün ve özgür iradesiyle yaşamaya başlayan bir devlet haline getiriyorsunuz. Hataların olması, suiistimallerin olması kaçınılmazdır. Bu yanlışlara rağmen bana göre, fotoğrafın bütününe bakın. Dallarda çürümüş elmalara bakan ağacı göz ardı eder” sözlerine yer verdi.

ALDATMAK İSTİYORLAR

Gökşan Hoca sözlerini şöyle sürdürdü: “Oy kullanmak sorumluluk ve zorunluluktur. Bazı kesimler oy kullanmanın caiz olmadığını söylüyor. Bunu söyleyenler devletin kimliğini taşıyor, vergisini veriyor, her sorumluluğu yapıyor ama oy kullanmaya gelince kabul etmiyorlar. Müslümanları aldatmak için oyun oynanıyor. Müslümanların sandığa gitmeleri sorumluluktur”.

ÜMMETİN UMUDU TÜRKİYE

“İslam ülkelerine sürekli ziyarete gidiyoruz. Onlarca âlimler ile toplantı istişareler yapıyoruz. Müslüman ülkelerde iç karışıklıklar sürerken, ümmetin hamisi olan Türkiye'ye bakıyorsun, yeryüzünü kasıp kavuran dalgalar arasında Türkiye sağlık sükûnet civarı. Ümmet coğrafyasındaki insanların umudu Türkiye olmuş. Ümmet sükûnete hasret çekiyor, Türkiye yeni kurulacak yüz yıllarda, diriliş sürecinde ümmetin kalbi ve beyni haline getiriyor. Türkiye'nin istikrarını muhafaza etmekle beraber değer ortaya koyan bir yapıya dönmeliyiz. Ümmetin beyni ve kalbi olmaya aday Türkiye. Eskiden İslam ülkelerinden görüştüğümüz âlimler bize Erbakan'ı anlatırdı, şimdi ise âlimler Erdoğan'ı anlatıyor. Gönülden dua ediyorlar.”