Yeni Şafak Gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, bugünkü "Sen yine yalanlar söyle" başlıklı yazısında Suruç olayından sonra iyice tırmanan IŞİD-AK Parti iddialarını eleştirdi. Fakat sen yine yalanlar söyle. 'IŞİD'in sponsoru Türkiye'dir' de, ifadesini kullanan Kılıçarslan, "Recep Tayyip Erdoğan'ın son derece doğru bir konuşmasından bir cümle cımbızlayarak Diyarbakır'ı kimlerin savaş alanına çevirdiğini de; 6-8 Ekim olaylarında 50 kişinin nasıl hunharca öldürüldüğünü de biliyorsun. Fakat sen yine yalanlar söyle. 'Kobani eylemlerinin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır' de," dedi.
İşte İsmail Kılıçarslan'ın yazısından bir bölüm:
Aslında Türkiye'nin, Suriye'de savaş çıkmasın diye son anın da sonuna kadar uğraşan tek ülke olduğunu biliyorsun. Dönemin Zaman Gazetesi ve çevresinin 'acilen savaşa girelim' çağrılarına rağmen Türkiye'nin Suriye'de bir savaş istemediğini de biliyorsun. Hatta esasen Türkiye'nin savaştan önceki 3 yıl boyunca Suriye ile ilişkilerini bambaşka bir düzlemde ilerlettiğini ve iki ülke arasında kurulması hayal olan bir sıcaklıkta ilişkiler geliştirildiğini de biliyorsun. Savaşın nedenlerinden birinin bu ilişki olduğunu da… Fakat sen yine yalanlar söyle. 'Suriye'deki savaşın tek suçlusu Türkiye'dir, Suriye'deki katliamların sorumlusu AKP'dir' de.
Aslında Türkiye'nin IŞİD ile son derece mesafeli olduğunu biliyorsun. Başta Türkmenler olmak üzere Türkiye'nin doğrudan destek verdiği mücahit gruplarını da biliyorsun. Fakat sen yine yalanlar söyle. 'IŞİD'in sponsoru Türkiye'dir' de.
Aslında IŞİD denilen oluşumun kimlerin emrinde olduğunu biliyorsun. Bir İngiliz anahtarı gibi her kapıyı açtığını, işlevsel operasyonlarıyla Mısır'ı, Gazze'yi, Suriye'yi, Libya'yı, Irak'ı, hatta Yemen'i nasıl çaresiz bıraktığını biliyorsun. IŞİD'in Türkiye'de gördüğü toplumsal desteğin bir takım marjinal sol gruplara verilen toplumsal destekten bile az olduğunu biliyorsun. Fakat sen yine yalanlar söyle. 'Bu Müslümanların hepsi IŞİD'i destekliyor' de.
Aslında Türkiye'nin Kobani'ye yapabileceği her türlü insani yardımı yaptığını, koridor açtığını, mültecileri kabul ettiğini biliyorsun. Türkiye'nin Suriye'deki savaşa fiziki olarak girmemek için aylardır nasıl ve hangi şartlarda direndiğini de biliyorsun. Recep Tayyip Erdoğan'ın son derece doğru bir konuşmasından bir cümle cımbızlayarak Diyarbakır'ı kimlerin savaş alanına çevirdiğini de; 6-8 Ekim olaylarında 50 kişinin nasıl hunharca öldürüldüğünü de biliyorsun. Fakat sen yine yalanlar söyle. 'Kobani eylemlerinin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır' de.
Aslında Recep Tayyip Erdoğan'ın hiçbir Türk siyasetçinin alamayacağı riski omuzlayıp adına 'çözüm süreci' denilen büyük kardeşlik projesini nasıl ve hangi şartlarda başlattığını, hayata geçirdiğini biliyorsun. Kamuoyunun bu sürece adım adım hangi zorlukları aşarak ikna edildiğini de biliyorsun. Fakat sen yine yalanlar söyle. 'Çözüm sürecini baltalayan AKP ve Erdoğan'dır' de.
Aslında PKK'ya 'silah bırak çağrısı' yapamayan, dahası kendine bağlı insanlara 'silahlanın' mesajı veren insanlarla memlekete barış falan gelmeyeceğini adın gibi biliyorsun. Vaktiyle Kürtçe konuştu diye dolmuşta dayak yiyen insanların hâlihazırda 'sakalı var' diye sokaklarda insan infaz ettiğini biliyorsun. Terörle arasına belirgin bir mesafe koyamayan her türlü siyasi hareketin sakil, faydasız, dahası tehlikeli olduğunu da biliyorsun. Fakat sen yine yalanlar söyle. 'Toplumsal barışın teminatı HDP'dir' de.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!