Ordu'da iş dünyasıyla buluşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumunda "Evet" oyu çıkması halinde 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık verileceğini savundu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, "'Hayır'ın bu memleket için hayırlı tarafı vardır. 'Evet'in de vebali var. Demokrasiyi askıya alacağız. İstediği zaman Meclis feshedilecek. 'Efendim, fesih değil; yeniden seçim'. Yeniden seçime gitmek için önce feshedeceksiniz değil mi? Yetkiniz bitti, diyeceksiniz. Hiçbir gerekçe yok. Bunlar doğru değil. Emin olun. 'Evet' oyu çıktıktan sonra ilk yapacakları iş, 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık vermek. Söylediler bunu. 'Hayır' çıkarsa veremeyecekler" diye konuştu.
"Cumhuriyetimiz sokakta kurulmadı"
1924 Anayasası'nda Mustafa Kemal Atatürk'e Meclis'in feshi yetkisi verilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"1924 Anayasası görüşülürken Mustafa Kemal Atatürk'e Meclis'in feshi yetkisi verilmemiştir. Şimdi veriyoruz bir kişiye. Niye veriyoruz? Hani milli irade vardı? Hani milli irade nerede tecelli ediyor? TBMM'de. Şu soruyu sorabilirsiniz bana; 'Ya arkadaş sen güzel konuşuyorsun da hayır çıkarsa ne olur evet çıkarsa ne olur?' 'Evet', çıkarsa Türkiye sonu belirsiz bir maceranın içine girer. Libya, Romanya, Suriye, Irak'taki gibi. Bunların tamamı bölündü. Türkiye büyük riskle karşı karşıya kalır. Bizim Cumhuriyetimiz sokakta kurulmadı. Birisi ikram etmedi. Neden değiştiriyoruz? 141 yıllık parlamento geleneğimiz var. Diyorlar ki 'tarihe bağlıyız' Bağlı oldun. Nereden çıktı bu başkanlık sistemi. Nereden çıktı tek adam rejimi? Hangi şartlar bizi zorladı da rejimi değiştiriyoruz. Büyük Ortadoğu projesi kimdi? Türkiye bu sürecin içerisine neden sürükleniyor. Buna kim akıl etti? Kim iknâ etti? Kim bu riskle karşı karşıya getirdi? Bunu iyi düşünmek lâzım. Bütün yetkiyi bir kişiye veriyoruz. Bir kişiyi kandırdığınız zaman en geç 24 saat içerisinde devleti ele geçiriyorsunuz. En geç 24 saat. Ne için; bütün paşaları, müdürleri, valileri, kaymakamları bir kararla değiştirebilirsiniz. Bugün bayrak ve vatan günüdür. Biz seçim yapmıyoruz. Akıl akıldan üstündür. Babalarımız böyle öğretti. Bana da böyle öğretti. Ona da babası öğretmiştir. 'Akıl akıldan üstündür' diye. Bu inancımızda da var. Bir kişi karar verecek biz ona oyacağız. Doğru değil."
"Oy kullanacak herkesin sorumluluğu var"
"Hepimizin düşünerek medeni insanlar gibi karar vermemiz lâzım. Mesele bir bayrak, mesele bir vatan meselesidir. O açıdan herkesin sorumluluğu var. Bu ülkede yaşayan ve oy kullanacak olan herkesin bir sorumluluğu var. Hiç kimse 'benim sorumluıluğum yok' diyemez. Böyle bir lüksü de yoktur. Biz demokrasiyi mi istiyoruz, tek adam rejimini mi istiyoruz? Demokrasiyi istiyorsak gideceğiz 'hayır' oyu vereceğiz. 'Tek adam rejimi bize yeter. Tek adam düşünsün başka kimsenin düşüncesine gerek yoktur' deniyorsa gidilecek 'evet' oyu kullanılacak. Bu kadar basit, bu kadar kolay bir tercih."
"Her asgari ücretli düşünmek zorunda"
"Her madde üzerinde düşünmemiz lâzım. 18 madde fazla değil. Oyu ona göre kullanmamız lâzım. Bir kişiye yetki veriyoruz. İsterse kıdem tazminatını bir kararnameyle kaldırabilir. Kıdem tazminatı kalksın diyorsa gidilecek 'evet' oyu kullanılacak. Memurun emeklilik hakkı var. İşçininde bir ikramiyesi olsun, kıdem tazminatı olsun. Bunun bir güvencesi olsun deniyorsa gidilecek 'hayır' oyu kullanılacak. Asgari ücreti nasıl tespit ediyoruz? Devlet, işçi ve işveren sendikaları bir araya geliyorlar ve asgari ücreti tespit ediyorlar. Eski düzen devam etsin deniliyorsa 'hayır' oyu kullanılacak. Biz yetki verdik, isterse dondursun isterse kaldırsın diyorsanız 'evet' oyu vereceksiniz. Bunun partilerle alâkası yok. Bunu her asgari ücretli düşünmek zorundadır."
"550 milletvekili bile fazla, 450 olmalı"
"550 milletvekili bana göre fazla. Normali 450'dir. Şimdi 600'e çıkarıyoruz. 550 milletvekili bize yetmiyor. 600 milletvekili olsun diyorsanız gidip 'evet' oyu kullanacaksınız. Olur mu? 600 milletvekili 187 trilyon para ödüyeceğiz. Gerek var mı buna diyorsanız gideceksiniz 'hayır' oyu kullanacaksınız. Bana sorarsanız neden 600? Neden 187 trilyon lira? Eğer bu parayı birine vereceksem götür fındık üreticisine ver kardeşim. Milletvekillerine 187 trilyon vereceksin. Fındık üreticisi yine perişan vaziyette. Diyorsanız ki fındık üreticisi olarak 'Biz perişanlığa alıştık. Açlığada alıştık. Evet oyu kullanalım' diyorsanız kaderinizi kendiniz çizmiş olacaksınız. 'Hayır 187 trilyon lira bizim cebimizden çıkmamalı, bu ülkede açlık var, yokluk var. Ürün üretiyoruz. Dünya da 1 numarayız. Bu para bize verileli doyorsanız gidecek 'hayır' oyu kullanacaksınız."
"Hangi sorunu çözüyor?"
"Kendinize sorun. Bu Anayasa değişikliği ülkenin hangi sorununu çözüyor? Bana bir Allah'ın kulu çıkıp desin ki 'şu sorunu çözeceğiz'. Fındık üreticisinin, taşeron işçinin sorununu mu çözecek? Yok öyle bir şey. Devlet memurunun sorununu mu çözecek? Yok öyle bir şey. Devlet memurları güvencesiz hâle gelecek. Bir kararnameyle muhtarlıkların tamamını kaldırabilir. Peki neyin sorununu çözecek? 'Devlette çift başlılığı kaldıracağız'. Devlette çift başlılık yok ki. Cumhurbaşkanı var en tepede. Altında Başbakan var devleti yöneten kişidir. Hesabını gider TBMM'ye verir. TBMM'den güvenoyu ister. Bakanların yolsuzlukları olduğunda Meclis'e gensoru verilir. Bu sistemden tamamen vazgeçiyoruz. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana cumhurbaşkanları tarafsız olmuştur. Dolayısıyla 'Biz tarihimize bağlıyız. Örf ve adetlerimize bağlıyız' diyorsanız gidecek 'hayır' oyu kullanacaksınız. 18 yaşında milletvekilliği diyorlar. Diyorsanız ki 'Olur. 18 yaşında milletvekili olsun. Ömür boyu askerden muaf olsun. Milletvekilliği emeklilık aylığı hakkına kavuşsun' diyorsanız gidip 'evet' oyu vereceksiniz. 'Ya bu kadar olmaz. Benim çocuğum El Bâb'a gidiyor. - 40 derecede PKK ile mücadele ediyor. O Ankara'daki beylerin çocukları hem milletvekili olacak hem askerden muaf olacak hem de milletvekilliği emekli aylığı hakkı kazanacak' diyorsanız gideceksiniz 'hayır' oyu kullanacaksınız."
"Hangi doğruyu söylemedik?"
"Üzerimize saldırıyorlar. 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor'. Hangi doğruyu söylemedik? 'Tek adam' dedim, kendileri kabul ettiler. 'Evet tek adamız biz' dediler. Muhtarlıkları kapatacak dedim ki araya belediyeleri sıkıştırdılar. Belediyeleri kapatma yetkisi yok. Muhtarlıkları kapatma yetkisi var. Ama devletin işleyişiyle ilgili kullanabiliyor. Şu kararı alabilir; Trabzon, Giresun ve Ordu'yı birleştirdim. Tek eyalet yaptım. Başına da şu genel valiyi tayin ettim. Bu yetkisi var. Bu yetki olsun diyorsanız 'evet' oyu kullanacaksınız. 'Böyle şey olur mu? Bu yetki Meclisindir. Meclis'te ortak akıl vardır' diyorsanız 'hayır' oyu kullanacaksınız."