Komşuluk mu hak paylaşımı mı?
'Komşularımıza karşı tatlı sözlü güler yüzlü olmalı¸ onlarla karşılaştığımızda selamlaşmayı¸ hal hatır sormayı¸ neş'e ve kederlerini paylaşmayı ihmal etmemeliyiz'

Oluşturma Tarihi: 2021-01-04 15:59:41

Güncelleme Tarihi: 2021-01-04 15:59:41

Metropol yaşamımızda komşuluk ilişkileri ve haklar sıkça gündeme gelen bir konu. Komşuluk ilişki ve haklarının nasıl şekilleneceğine yönelik en güzel açıklamalar ise hadislerle şekil kazanmaktadır.

İşte komşu hak ve hukukuna dair dinimizden bazı alıntılar: 

Hz. Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuştur: "Cebrail (a.s) durmadan bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye ederdi. Bu sıkı tavsiyeden¸ komşuyu komşuya mirasçı kılacağını zannettim."

Bir Müslümanın başkalarına zarar vermemesi¸ herkese iyilik yapması en önemli ahlâkî görevlerindendir.

Zira Rasülüllah (a.s)¸ "Müslüman¸ diğer Müslümanların onun elinden ve dilinden emin oldukları kişidir." buyurmuştur.

Karşılıklı ilişkilerin sürekliliği sebebiyle güven konusunda komşu daha önceliklidir. Nitekim Allah elçisi başka bir hadiste bunu şöyle ifade buyurmuştur: "Şerrinden komşusu emin olamayan kişi gerçek mü'min olamaz¸ hatta cennete giremez."

Komşu asla rahatsız edilemez

Mü'minin¸ kendi nail olduğu nimetlere diğer mü'min komşularının da nail olmasını istemesi; kendisi için istemediği şeyleri mü'min komşusu için de arzu etmemesi esastır. Bu prensipten hareket edilince komşu komşuyu rahatsız edemez. Burada¸ herkese uygulanabilen objektif bir ölçü sunulmuştur. Gürültü yaparak¸ üs kattan halı vb. şeyler silkeleyerek veya balkon¸ saçak vb. yapılarla komşunun arsasına taşarak zarar veren kimse¸ aynı davranış kendisine yapılsa razı olmayacaksa¸ kalbine ve vicdanına danışarak doğruyu bulabilecektir. Allah Rasulü bu ölçüyü Vabisa'ya hitap ederek şöyle açıklamıştır: "Ey Vabisa insanlar sana fetvâ verse bile bir de kalbine danış. İyi ve güzel olan şey (birr)¸ yaptığın zaman kalbini rahatlatan¸ günah ise kalbini rahatsız eden şeydir."

Karşılıklı haklar var

Komşusunun¸ kendisinde ne gibi hakları bulunduğunu soran bir sahabeye Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle cevap vermiştir: "Hastalanırsa ziyaretine gidersin¸ vefat ederse cenazesini kaldırırsın¸ Senden borç isterse borç verirsin. Darda kalırsa yardım edersin. Başına bir felaket gelirse tesellî edersin. Evinin damını onunkinden yüksek tutmazsın ki¸ onun rüzgarını kesmeyesin¸ Ya ne pişirdiğini ona bildirmezsin¸ ya da pişirdiğinden ona da verirsin"

Bu hadisin ışığında komşularımıza karşı yerine getirmemiz gereken görevlerimizi şu şekilde ifade edebiliriz: KW

Peygamberimiz¸ "Allah'a ve âhiret gününe iman eden komşusuna iyilik etsin." ve "Allah katında dostların en iyisi arkadaşına¸ komşuların en iyisi de komşusuna en iyi davrananıdır." buyurmuştur.

Komşularımıza ikramda bulunmak da ahlaki görevlerimizdendir. Rasülüllüh (a.s)¸ "Allah'a ve âhiret gününe iman eden komşusuna ikramda bulunsun." demiştir. Yine Hz. Peygamber¸ "Ya Ebâ Zerr! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çoğalt ve komşularını da unutma." tavsiyesinde bulunmuş¸ ayrıca "Komşusu açken tok olarak yatan kimse bizden değildir." buyurmuştur.