'Köpekte on tane güzel haslet vardır ki onlar mutlaka sadık müridde de olmalı'
Kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, köpeği ile çektirdiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaştı. Ünlü paylaşımında, İmâm-ı Cezûlî’nin 'Köpekte on tane güzel haslet vardır ki onlar mutlaka sadık müridde de olmalı' sözlerine yer verdi.

Oluşturma Tarihi: 2021-11-06 09:39:30

Güncelleme Tarihi: 2021-11-06 09:39:30

Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Kayseri'de misafiri olduğu işadamı Türker Horoz'un 1.5 milyon TL değerindeki köpeği ile çektirdiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşarak, kamuoyuna önemli bir mesaj verdi…

Cübbeli Ahmet Hoca sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi:

Cübbeli Ahmet Hocaefendi misafiri olduğu Kayseri eşrâfından Türker Horoz Beyefendinin Burak At Çiftliği'ni ziyâret etti ve ziyâret esnâsında şunları söyledi: “Beni satsalar etim kemiğim 5 para etmez ama Tibet Köpeği bir buçuk milyon ediyor, demek ki insanın değeri ancak îmân ve takvâ iledir.”

Bu vesîle ile köpekte bulunan 10 hasleti sizinle paylaşıyoruz:

İmâm-ı Cezûlî Hazretleri şöyle demiştir: “Köpekte on tâne güzel haslet vardır ki; onlar mutlaka sâdık müridde olmalıdır.

Birincisi; gece az uyur ki; bu sıfat âşıkların alâmetindendir.

İkincisi; sıcaktan soğuktan şikâyetlenmez ki; işte bu vasıf sabredenlerin alâmetindendir.

Üçüncüsü; ölürken mîras bırakmaz ki; bu da zâhid (dünyâya soğuk kişi)lerin alâmetindendir.

Dördüncüsü; kin tutmaz ki; bu da müminlerin alâmetindendir.

Beşincisi; stok yapmaz (yarına yiyecek saklamaz) ki; bu da yakînî îmân sâhiplerinin alâmetlerindendir.

Altıncısı; kendisine bir şey verilse kanâat edip onu yer, bu da kanâatkârların alâmetlerindendir.

Yedincisi; sığınacağı belli bir mekânı yoktur, bu ise Allâh-u Te‘âlâ'nın yolunda seyâhat edenlerin alâmetindendir.

Sekizincisi; nerede olsa orada uyur ki; bu da kadere rızâ gösterenlerin alâmetindendir.

Dokuzuncusu; sâhibini tanıyınca daha onu tanımamazlık etmez, dövse de aç bıraksa da kapısını terk etmez, işte bu da ârif (Allâh'ı hakkıyla tanıyan kimse)lerin alâmetindendir.

Onuncusu; ekseriyetle aç durur ki bu da sâlih (velî)lerin alâmetindendir.”

(Muhammed el-Mehdî el-Fâsî, Mümti‘u'l-esmâ‘ fi'l-Cezûlî ve't-Tebbâ‘ vemâ lehümâ mine'l-etbâ‘, sh:41-47; ‘Abbâs ibnü İbrâhîm et-Te‘âricî, İzhâru'l-kemâl fî tetmîmi menâkıbi seb‘ati ricâl, 2/38-39, 43-45; Aynı mlf, el-İ‘lâm bi men halle Merrâküş ve Eğmât mine'l-e‘lâm, 5/60, 67-73)