Yeni Akit yazarı Ahnet Varol bugünkü yazısında Yemen'de süren çatışmaların arka planında ki küresel güçlere değinerek, " Ama Suriye'de olduğu gibi Yemen'de de Rusya ve ABD'nin başını çektiği küresel güçler İran'la aynı safta duruyor. Çünkü çıkarlar ve hesaplar ortak" ifadelerini kullandı. Varol, "İran'daki yönetimin kendi karanlık hesapları için diktatörlere ve zalimlere sadece Suriye'de değil Yemen'de de destek veriyor" dedi.
Bir yandan Cenevre'de Suriye direnişini köşeye sıkıştırarak “siyasi çözüm” oyunu oynanması için muhalif grupları temsil eden Yüksek Müzakere Komitesi'nin bütün şartlarından vazgeçerek masaya oturmasının sağlanması için BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın medya taktikleri sürüyor. Bir yandan da Suriye halkının hukukunu savunmak amacıyla mücadele eden direnişçilere, önlerinde başka bir seçenek olmadığı mesajı verilmesi için insanî yardımların ulaştırılmasının bütün yollarını kapatma uygulamaları ve havadan da vahşi saldırılar devam ediyor. Dolayısıyla Suriye'de oldukça zor bir dönemden geçiliyor ve biz bu dönemde yaşanan kritik gelişmelerden söz etmeye devam etmek zorundayız. Allah izin verirse bu akşam Özel FM'de yayınlanacak Dünya Döndükçe adlı programımızda da Cenevre'deki görüşmelere ve onunla bağlantılı diğer bazı gelişmelere geçen hafta olduğu gibi biraz ayrıntılı yer vereceğiz. Radyodaki programın ses kaydını kişisel web sitemizden yani www.vahdet.info.tr'den de dinlemeniz mümkündür.
Ancak bugünkü yazımızda Yemen'le ilgili önemli bir konuya temas etmek istiyoruz. Yemen'de çatışmalar sürüyor. Bu çatışmalar içeride Husi hareketiyle geçiş dönemi cumhurbaşkanı Abdurabbih Mansur El-Hadi liderliğinde oluşturulan Halk Direnişi Birlikleri arasında sürüyor. Fakat tabii arka planda da bölgesel ve küresel güçlerin tavırları ve destekleri rol oynuyor. Böylesine ısrarla sürdürülebilmesinde bu tavırların ve desteklerin önemli payı var.
Abdurabbih Mansur El-Hadi liderliğindeki cephenin arkasında Suudi Arabistan liderliğinde oluşturulan Körfez ittifakı var. Husi örgütüne askerî ve lojistik olarak en büyük desteği İran veriyor. Ama Suriye'de olduğu gibi Yemen'de de Rusya ve ABD'nin başını çektiği küresel güçler İran'la aynı safta duruyor. Çünkü çıkarlar ve hesaplar ortak.
Fakat daha önce muhtelif yazılarımızda da dile getirdiğimiz üzere İran'ın askerî ve lojistik destek verdiği cephede vitrinde her ne kadar Husi örgütü görünse de arka planda eski diktatör Ali Abdullah Salih'in örgütlediği eski rejim kalıntısı milis güçler var. Bugün artık onların destekleri ve birlikte savaştıkları iyice gün yüzüne çıktığı için kimsenin inkâr etmesi mümkün değil. Husi örgütünün savunuculuğunu yapanlar belki bu ittifakı stratejik sebeplere de dayıyor olabilirler.
Ancak arka arkaya gün yüzüne çıkan belgeler, ses kayıtları, telefon görüşmeleri bu ittifak ve işbirliğinin Husi örgütünün Sana'da Abdurabbih Mansur El-Hadi'ye darbe yaptığı tarihten önce başladığını, darbenin de bu işbirliği sayesinde gerçekleştiğini yoksa örgütün sadece kendi milis güçleriyle ve imkânlarıyla gerçekleştirmediğini gün yüzüne çıkarıyor.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ