'Maşa olduklarını herkes gördü'
Erdoğan’ın yakın çalışma ekibinden Aydın Ünal, 17/25 Aralık darbe girişiminin başarısızlığa uğramasının ardından 'paralel yapı'nın uluslararası örgütlerin maşası olduğunu herkesin gördüğünü ifade etti.

Oluşturma Tarihi: 2015-05-11 10:44:59

Güncelleme Tarihi: 2015-05-11 10:44:59

Yeni Şafak gazetesinden Nil Gülsüm'ün haberine göre; Tayyip Erdoğan'ın yakın çalışma ekibi içindeydi. Çok kritik süreçlerde Tayyip Erdoğan'ın yaptığı konuşmalarda metin yazarı olarak onun imzası var. Fakat o bu durumu duygu ve düşünce dünyasını bildiği bir dünya liderine yardımcı olmak olarak açıklıyor. Uzun yıllar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın metin yazarlığını yapan Aydın Ünal'dan söz ediyorum. Siyasetin bu dönem kazanacağı yeni isimlerden birisi olan Aydın Ünal, iç içe olduğu siyaseti bu kez bir siyasetçi olarak değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Paralel Yapı ile mücadelede çok güçlü kararlılık sergilediği görülüyor. Bu yapı ile mücadele nasıl gidiyor?

17/25 Aralık'ın hemen ardından Cumhurbaşkanımız 'İnlerine gireceğiz' dedi. Başlarda mücadele yavaş ilerledi. Hatta bu yüzden eleştiriler bile aldık. Doğrusunu söylemek gerekirse başlarda Sayın Cumhurbaşkanımız çok yalnız bırakıldı. Kimsenin hakkını yemek istemem. Bakanlarımızdan, milletvekillerimizden büyük destek verenler oldu. Ama Cumhurbaşkanımız yeterince destek alamadı. İhanet edenler oldu. İkbal hesapları olan, denge gözeten, cesareti olmayan bazıları geri durdular ve bizler de onları görme fırsatı bulduk. Üstelik böylesine gizli ve devleti ur gibi kaplamış bir yapıyı temizlemek de zaman alır. Paralel Yapı ile mücadelede iyi bir noktaya gelindiğini düşünüyorum. Uluslararası örgütler tarafından kullanılan bu örgütün maşa olduğunu herkes gördü.

HDP VE PKK İLE İTTİFAK KURDULAR

Paralel Yapı'nın HDP'ye desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eminim ki, bu örgüte bu görevi veren istihbarat örgütlerinin yetkilileri Pensilvanya'ya gidip işi eline yüzüne bulaştırdığı için Fethullah Gülen'i iyice fırçalamışlardır. Gülen, hala bir şey yapabileceğini, kullanışlı olduğunu göstermek için bir takım çıkışlar yaptıysa da, varlık gösteremedi. Şu anda uluslararası anlamda ekonomiye bir saldırı içindeler. Fakat yine başarılı olamadılar. Son bir umut, HDP'ye barajı aştırmak için büyük bir çaba içindeler. Paralel Yapı, HDP ve PKK ile ittifak içinde.

PARALEL YAPI KORKU İÇİNDE

Çözüm Sürecine karşı çıkan Paralel Yapının bu ittifakı büyük bir çelişki değil mi?

Amaç AK Parti'ye zarar vermek. Ama bu strateji, milletin tasvip etmeyeceği bir strateji. Eğer 7 Haziran'da da başarılı olamazlarsa, onlara işveren üst akılın onları tasfiye etmesi ihtimali var. Bundan çok korkuyorlar.

HDP YAZILAN SENARYOYU OYNUYOR

HDP tüm söylemini Erdoğan karşıtlığı üzerine kurdu. Bunu nasıl okumak lazım?

Seçime iki parti giriyor. İlki, AK Parti; ikincisi de, üst akıl partileri. CHP, MHP ve HDP, bir tasarım dahilinde çalışıyorlar. MHP'ye suskunluk, CHP'ye yoğun propaganda vazifesi vermişler. HDP'nin vazifesi de barajı aşmak. CHP, Kemal Derviş ile irtibat kuruyor. Çanakkale Destanı'nı İstiklal Marşı'ndan ayıramayan çatı aday İhsanoğlu MHP'den aday oluyor. HDP, Doğan ve Gülen medyası tarafından yere göğe sığdırılamıyor. Bunların hepsi, bir üst akıl tarafından tasarımlanmış adımlar. Erdoğan'ın düşmanı her kimse, onlarla işbirliği içindeler. Beşşar Esed, DHKP-C, uluslararası finans kuruluşları hep bu tasarıma dahil. HDP'ye bu tasarımda düşen rol de, barajı geçerek Erdoğan'a düşmanlık etmek. HDP, kendi rolünü oynuyor. Fakat başarılı olacağını düşünmüyorum.

Abiler başörtüsü eylemi yapan kızları tartakladı.

Bir dönem yolunuz Paralel Yapı ile kesişiyor. Neden ayrıldınız peki?

1989'da Kocatepe Camiinde bir mevlit düzenleniyordu. O yıl da, başörtüsü zulmünün en ağır yaşandığı dönemdi. Mevlit devam ederken bazı başörtülü kızlar cami avlusuna gelip sorunu duyurmak için slogan atmaya başladı. Camiden çıkan, paralellerin 'abi' dediği bazı şahıslar bu kızlara bağırıp çağırmaya, hatta fiziki müdahaleye başladılar. Bu yüzden, zaten zayıflamış olan irtibatımız tamamen koptu. Bu olaydan sonra, tamamen karşı oldum. İlişkimiz de hiç dostane olmadı.
MİLLİ GÖRÜŞ PARALEL YAPI İLE HİÇ UYUŞMADI
28 Şubat'taki tavırları sürpriz olmadı o halde…
Bu örgüt dışarıdan başka içeriden başka bir örgüt. Bunu bir dönem içlerinde bulunmuş biri olarak söylüyorum. 28 Şubat sürecinde Gülen'in açıklamaları beni hiç şaşırtmadı. Üstelik bu örgüt, merhum Erbakan'ı hiç sevmedi. Merhum Erbakan, Gülen hakkında kırıcı, nezaket sınırlarını aşan açıklamalarda hiç bulunmadı. Fakat onlar hep kırıcı, suçlayıcı ve kaba bir üslup içinde oldular. Bu iki hareket, yani Milli Görüş ve Paralelciler hiçbir zaman yan yana gelmediler, birbirleriyle uyuşmadılar. Bu hareketin gençliğinden gelen bir kimse olarak Erdoğan'ın da bunu çok iyi bildiğini düşünüyorum.

TÜM SİYASİ VE AHLAKİ İLKELERİ ÇİĞNEDİLER

Tam burada madem durum böyleydi neden temas oldu sorusu soruluyor.

Bu sadece Gülen hareketi ile ilgili olan bir durum değildi. Tayyip Erdoğan yüzde 52 oy almış bir lider. Her kesimle aynı ölçüde temas kurdu. Bu, ilkeler etrafında gerçekleşen bir birliktelikti. Fakat bir süre sonra, bu yapı bütün siyasi ve ahlaki ilkeleri çiğnedi. Bir anlamda asıl doğalarına döndüler. Ve bu ilişki bitti. Türkiye açısından çok da hayırlı oldu.

ERDOĞAN GÖNÜLDEN KONUŞUYOR

Erdoğan bu kadar iyi hatip olmasaydı işiniz daha zor olur muydu?

Tayyip Erdoğan çok iyi bir hatip. Metin yazarı, sadece liderin duygu ve düşüncelerini bilerek ona yardımcı olan kişidir. Prompter veya metin, sadece onun işini kolaylaştıran unsurlar. Mesela CHP lideri, Tayyip Erdoğan'ı taklit ederek başarılı olacağını zannediyor. Yanılıyor, çünkü Recep Tayyip Erdoğan prompterdan değil, gönülden, halkın diliyle konuşuyor.

RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ