23 Şubat 1979 günü Fatih Camii'nde Cuma namazı çıkışında uğradığı saldırıda hayatanı kaybeden Türkiye İslami Hareketi'nin öncü isimlerinden Fatih Akıncıları Başkanı Metin Yüksel İslami STK'ların oluşturduğu ”Şehit Metin Yüksel Platformu” tarafından etkinliklerle anıldı.
İlk olarak 23 Şubat 2018 cuma günü Öğle namazına müteakip Fatih Camii'nde saldırıya uğradığı noktada kalabalık bir kitlenin katılımıyla ilk program gerçekleştirildi.
Hafız Ebubekir Aslan'ın okuduğu Kuran'ı Kerim tilavetinin ardından Grup İslami Direniş marşlarını söyledi.
Kuran-ı Kerim tilaveti ve yapılan duaların arkasından platform adına Recep EroL basın açıklaması okundu.
Erol, Yüksel'i bir kez daha rahmet, minnet ve hasretle andıklarını söyledi.
Erol, "Şehitler, şehadetleriyle birlikte davalarını da, kavgalarını da ölümsüz kıldılar. Onlar şehadetleriyle, nesilden nesile ulaşacak olan kutlu bir mesajı Müslümanların kalplerine silinmez bir mürekkeple yazmış oldular." dedi.
Metin Yüksel'in mücadelesini anlatan Erol, "Doğu ve batı emperyalizminin İslam dünyasına doğrudan ya da dolaylı olarak sulta kurduğu, tağuti cahiliye düzenlerinin Müslümanlara yönelik zulüm ve zorbalıklarını giderek azgınlaştırdığı bir dönemde, aziz şehidimiz Metin Yüksel, Balkanlardan Filipinler'e, Filistin'den Moro'ya, tüm yeryüzündeki mazlum Müslümanların haklarını, özgürlük ve onurunu savunma bayrağını kaldırıyor, çağdaş putperestliğin tüm prangalarının er geç kırılacağını, ümmetimizin esaret ve zulüm pençelerinden kurtulacağını ve İslam sancağının yeryüzünün her noktasında ve en yükseklerde dalgalanacağını haykırıyordu." diye konuştu.
Erol, bu ayın ayrıca eski başbakanlardan merhum Necmeddin Erbakan'ın da vefat yılönümü olduğunu hatırlatarak, "Bizleri her zaman Kudüs davasına yönelten aziz hocamızı da rahmet ve minnetle anarken, onun kutlu hatıratını bir kez daha selamlıyoruz." diye ekledi.
Metin Yüksel'in de Erbakan'nın eğitim ve terbiyesinden geçen biri olduğunu söyleyen Erol, "Şehid Metin Yüksel, İslam'ın oğlu, Kur'an'ın eri ve ümmetin fedaisi idi. İslam davası onun canı, ruhu ve özü idi. O hem ümmet, hem vahdet, hem de mukavemet idi. O bütün Müslümanlara yönelik kardeşlik gayretini üzerinde taşıyor, küresel emperyalizm ve tağutlara karşı dinmez bir mücadele ve direnişi mücadelesiyle ortaya koyuyordu. Cihad ve mukavemet onun hattı idi. İslam'ın şiarlarını ve mukaddesatını savunmak, Kur'an nizamının egemenliği için durmaksızın bir kavgayı kuşanmak onun o asil ve örnek şahsiyetini yansıtıyordu." ifadelerini kullandı.
Ardından yürüyüş korteji oluşturularak tekbir ve sloganlarla Fevzipaşa Caddesi üzerinden şehidin Edirnekapı'daki kabrine gidildi.
Metin Yüksel kimdir, sorusu vatandaşlar tarafından araştırılıyor. 12 Eylül Darbesi'nde sol ve sağ görüşler arasında yaşananlardan dolayı yaralanan ve 1979'da uğradığı saldırı sonrası hayatını kaybeden Metin Yüksel kimdir? Neden öldü? İşte detayları…
METİN YÜKSEL KİMDİR?
Metin Yüksel 17 Temmuz 1958 yılında Bitlis'de dünyaya geldi. 23 Şubat 1979 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti. Yüksel, Akıncılar Derneği'ne mensup bir isim olarak karşımıza çıkıyor.
17 Temmuz 1958'de Bitlis'e bağlı Kolongo Yaylası'nda doğan Yüksel, İslam alimi Sadrettin Yüksel'in oğlu, Edip Yüksel'in kardeşidir. Dokuz yaşında ailesiyle İstanbul'un Fatih ilçesine yerleşen Yüksel, eğitim hayatı boyunca öğrenci Akıncılar adı verilen öğrenci hareketinin liderliğinde yer aldı. İSLAMİ DAVAYA ADANMIŞ BİR GENÇLİK
İslami görüşleri ve davası hakkında verdiği mücadeleleriyle bilinmektedir. 12 Eylül Darbesi öncesi dönemin sağ-sol çatışmalarında Millî Selametçi kanadın gençlik lideri haline geldi. 26 Ekim 1977 günü Darüşşafaka Lisesi'nin önünde üç arkadaşı ile birlikte sekiz kişinin saldırısına uğrayan Yüksel, ikisi midesine, biri de dizine olmak üzere üç kurşun yarası almasına rağmen çatışmadan sağ kurtuldu. Ancak 23 Şubat 1979 tarihinde Fatih Camii'nin avlusunda bir kişi tarafından tekrar vurulan Yüksel, hayatını kaybetti.
MÜFİD YÜKSEL: KARDEŞİM İSLAM AHLAKINI ÜSTÜN TUTAN BİR KİŞİYDİ
Meram Belediyesi Konevi Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda, konuşmacı olarak katılan Metin Yüksel'in kardeşi Sosyolog-Yazar Müfit Yüksel, Kardeşinin karizmatik özelliğiyle gençliğe liderlik ettiğini dile getirdi.
Yüksel, konuşmasında şunları söyledi:
''Metin çok hareketli ve heyecanlı bir gençti. Gençliğe öncülük ederdi. Kendinde bir çekicilik vardı. Ama kesinlikle arka planda durmaz, hep önde olurdu. Her şeyden önce idealistti. Maneviyatçı bir gençliğin yetişmesi için gece gündüz mücadele eder, çalışırdı. Sağ-sol olaylarında bazı gruplar tarafından silahlı saldırıya uğramış ve yaralanmıştı. Sonra kendisine mermi atan, silah doğrultan o insanları bulduğunda sadece nasihat etmişti. Böylesine merhametli ve İslam ahlakını üstün tutan bir kişiydi.''
"GAYESİ SAĞ-SOL DEĞİL, ÜMMETTİ"
Metin Yüksel'i tanıyan bir arkadaşı da onu şöyle anlatıyordu:
"Metin Yükselin yaşadığı bu dönemde Türkiye en karanlık yıllarıydı. Halk sağ-sol çatışması içinde bölünmüş ve ülke bir iç savaşa doğru sürüklenmekteydi. Sağ-sol bölünmesi içerisinde halk bir tarafı seçmeye zorlanmış, sokaklarda sebepsizce cinayetler işlenilmişti. Mahalleler farklı görüşteki gruplar tarafında kontrol altına alınmaya başlanılmıştı. İşte bu çatışma ortamında Metin Yüksel sağ-sol, ileri-geri gibi ayrılmayı bırakıp bir ümmet olup, birlik ve beraberlik-le içinde bir olan Allah'a inanma çağrısı yapıyordu insanlara. Halkı bilinçlendirmek için mitingler düzenledi ya da bu konuda düzenlenen mitinglerde en önde yer aldı. Bu çalışmalar ışığında Fatih semti kurtarılmış bölge ilan edildi ve sağ ya da sol grup bu bölgede egemen olamadı. Bu durumda her iki grubu rahatsız etti ve Fatih bölgesini ele geçirmek için Metin Yüksel'e ve Fatih Akıncılarının diğer mücahitlerine saldırılar düzenlediler. Hatta bu saldırıların birinde Metin Yüksel komünistlerle girdiği bir çatışmada ağır yaralandı. Ancak hiç yılmadan davasını devam etti ve Türkiye'de bu çatışma ortamından siyonizm ve emperyalizme tepkisini sürdürdü. Türkiye'de birlik beraberlik çağrısını sürdürürken diğer İslam coğrafyadaki Müslümanların çalışmalarını yakından takip etti, bu konuyla ilgili sürekli görüşmeler bulundu. Diğer Müslümanların dertlerine de ortak oldu ve halkı bu konuda bilgilendirmek için sürekli mitingler düzenledi ve bildiriler yayınladı. Bildirileri ve mitingde asılan afişleri de çoğu zaman kendi tasarladı."
METİN YÜKSEL NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?
Metin Yüksel'in ölümüyle ilgili anlatılanlar da şöyle:
23 Şubat 1979'da Fatih Camii avlusunda Cuma Namazı'ndan çıkan Metin Yüksel'e 3 kere 'Metin dur' diye seslenildi. Ellerini cebinden çıkaran Yüksel kendisine seslenenlere 'Gelin konuşalım' demesinin ardından kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü. Saldırının failleri olarak dönemin Ülkücüleri işaret edilmişti. Yüksel 26 Şubat 1979 Pazar günü tekbirler eşliğinde Fatih Edirnekapı Şehitliği'nde toprağa verildi.
Fatih Akıncılar Teşkilatı'nın lideri olarak o dönem yürüttüğü sosyal çalışmalarla dikkati üzerine çeken Yüksel, komünistlerin yapılan çalışmalarından rahatsız olmasının ardından Akıncı öğrenciler taciz edilme başlar. Buna karşın Yüksel ve arkadaşları öğrencilere sahip çıkmak isterken 26 Ekim 1977'de 8 kişilik komünist bir grubun silahlı saldırısına uğrar ve 3 kurşun yarası alır. Saldırının ardından Fatih'te etkin bir çalışma yürüten Yüksel, bu çalışmalarını Türkiye geneline yaymayı başarmıştı. Genç yaşına rağmen çok sayıda kişiyi peşinden sürükledi. Fatih'te etki alanını genişletmek isteyen Ülkücüler, Yüksel'i önlerinde bir engel olarak görüyordu. Cinayetin de bu nedenden dolayı işlendiği düşünülüyor.
Metin Yüksel'in ölüm yıldönümünde sosyal medyadan yapılan paylaşımlar şöyle: