Nüfus artışı, trafik sıkışıklığı, otopark sorunları, gürültü ve çevre kirliliği bugün yaşadığımız şehirlerde karşı karşıya kaldığımız önemli tehditler. Yaşanabilir kent anlayışı artık çevre dostu uygulamalara, yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneliyor. Bu çerçevede Avrupa'da şehir planlamalarında bisiklet kullanımını teşvik eden uygulamalar yer almaya başlamıştır.
Beden gücüyle hareket eden bisiklet yakıt kullanımını da gerektirmemektedir. Bu nedenle enerjiyi en etkin biçimde kullanan bisiklet hava ve gürültü kirliliği yaratmamaktadır. Bisiklet, kapladığı alan olarak da özellikle park etme açısından da avantaj sağlamaktadır.
Avrupa kıtasında birçok ülke bisikletle ilgili ulusal stratejiler belirlemiş, eylem planları hazırlamıştır. Bu ülkeler arasında Finlandiya, İsveç, Avusturya, Almanya, İngiltere, İsviçre, İspanya, İtalya ve Hollanda'yı gösterebiliriz.
Bu ülkelerde rol model olabilecek bazı şehir uygulamalarına bakarsak; İspanya'nın Sevilla kentinde 2006-2009 yılları arasında yapılan çalışmalarla kentte bisiklet kullananların sayısı 8 kat artmıştır. Bu başarıda en büyük pay, uyguladıkları teşvik politikasıyla yerel yönetimler belediyeler olmuştur. Almanya'nın Münster şehrinde 1999 yılında tren ve metro istasyonlarının yakınlarına bisiklet parkları yapılarak bisiklet kullananlara kolaylık sağlanmış ve bu uygulama ile bisiklet kullanımının yaygınlaşması sağlanmıştır.
İtalya'nın Ferrera kenti de bisiklet dostu kentler arasında. Ülke genelinde yüzde 6 olan bisiklet kullanım oranı, Ferrera'da uygulanan politika ve eylem planlarıyla yüzde 32'dir. Bisikletçiler şehri olarak da nitelendirilen Ferrera'da uygulanan yerel yönetim politikalarında şunlar yapılmıştır: 1995 yılında “BiciCard” projesi başlatılmıştır. Buna göre Ferrera kentine gelen turistler arabalarını şehrin girişinde bırakacaklar ve kartla bisiklet kiralayacaklardır. Kartın kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla turistlere kentteki otel, restoran, alışveriş merkezlerinde indirim kampanyası yapılmıştır.
1996'da şehir merkezinde yerel yönetim tarafından bisiklet danışma ofisi “Bike Office” kurulmuştur. 1997-2002 yılları arasında bisikletler için park hizmetleri, bisiklet taksi “Bicitaxi”, bisiklet otobüs “BiciBus, bisiklet hırsızlığını önlemeye yönelik uygulamalar ortaya konmuştur. 1998'de yapılan “Biciplan” çerçevesinde ulaşım master planına bisiklet de entegre edilmiş ve bunun yaygınlaştırılması için de haftada 1 gün belediye başkanı ve danışmanları işe bisikletle gitmiştir. 2004 yılında Ferrera'nın öncülüğünde İtalya'nın 37 kentinde “Public Bicycle” eylem planıyla bisiklet kiralama kartı hizmete girmiş ve diğer ulaşım noktalarının yakınlarında bisiklet kiralama hizmetleri sunulmuştur. 2005'te “Ricicletta” projesiyle eski ve kullanılmayan bisikletlerin yerel yönetimlere teslim edilerek yenilenmesi ve tekrar kullanılması planlanmıştır.
Bisiklet denilince Hollanda akla gelir. Yüzde 26 ile Avrupa Birliği ülkelerinde en çok bisiklet kullanma oranına sahip Hollanda ise bisiklete yönelik altyapı hizmetlerinin gerçekleştirilmesi, bisikletin toplu taşıma sistemine entegre edilmesi, sadece şehir içinde değil bölgeler arasında da bisikletin kullanılması için bisiklet yollarının oluşturulması, yerel yönetimlerin ulaşım, çevre ve fen işlerinde bisiklet kullananları düşünerek faaliyetlerini gerçekleştirmesi, bisiklet kullanımı ve güvenliğine yönelik eğitim faaliyetleri ve yerel yönetimlerin eğitim kurumlarıyla işbirliği yapması uygulanan bisiklet politikaları arasındadır. Yine Hollanda'nın Utrecht kentinde araçlardan alınan parklanma ücretinin yüzde 5'i bisikletlere hizmet için kesiliyor. Bu kesintiler ve belediye bütçelerinden ayrılan paylarla bisiklet yolları yapılıyor, bisiklet kiralama sistemleri geliştiriliyor ve hırsızlığa karşı önlemler alınıyor. Öte yandan Hollanda'nın ve demiryollarının merkezi kabul edilen Utrecht'te dünyanın en büyük bisiklet parkı hayata geçirilmiştir. Parkın kapasitesi 12 bin 500 bisiklettir.
Ülkemizdeki şehirlerde yaşanan ulaşım sorunları karayollarının ön planda olmasından ve halkın otomobil kullanımına çok fazla yönelmesinden kaynaklanmaktadır. Bisiklet, Avrupa'da önemli kullanım oranlarına ulaşsa da Türkiye'de henüz istenilen seviyeye gelememiştir. Bisiklet kullanımını özendirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla faaliyetler düzenlenmesi gerekmektedir. Türkiye'deki kentiçi ulaşım planları içerisinde bisiklet için ayrılmış özel bölümler son derece sınırlıdır. Türkiye'de bisiklet kullanma kültürünün en eski ve yaygın olduğu kent ise Konya'dır. Bisiklet artık daha yaşanabilir daha sağlıklı kentler için bir ulaşım aracı olarak görülmeli, tercih edilmeli, bir hayat tarzı olarak benimsenmelidir. Dünyada ve Avrupa'da olduğu gibi bu konuda halkı bilinçlendirme faaliyetlerinin yanı sıra başta yerel yönetimler olmak üzere kentin tüm dinamikleri koordineli çalışmalar yürütmelidir.