Musevi ve Hıristiyanlar da 'Aşure' yapıyor
Aşure, buğday kültürü ile Mezopotamya'dan yayılmıştır. Çin'den İngiltere'ye kadar dünyanın birçok ülkesinde aşure benzeri, bayram veya yeni yıl yemeklerine rastlamak mümkün

Oluşturma Tarihi: 2021-03-26 22:00:50

Güncelleme Tarihi: 2021-03-26 22:00:50

Buğday, fasulye, nohut, kayısı, incir gibi bakliyat ve yemişlerin birlikte kaynatılması ile hazırlanan yiyeceğe “aşure”; bu yiyeceğin hicri takvime göre Muharrem ayında pişirilmesi ve dağıtılması etrafında oluşan uygulamalara ise “aşure geleneği” adı verilir. Aşure adı, dilimize Arapça "aşura" kelimesinden geçmiş olup, İbranice “onuncu” anlamındaki "asor " kelimesinden gelmektedir. Sözcüğün Sâmî diller arasında ortak bir sözcük olduğu düşünülmekte. Ayrıca, sözcük-gün Musevilik inancında Büyük Kefaret Günü için kullanılmıştır.

Yapılış amacı nedir?

Türkiye'de aşure ayı olarak bilinen muharrem ayında gerçekleştiğine inanılan olaylara ilişkin birçok rivayet bulunuyor. Bunlardan en yaygın olarak bilinenler; Hz. Nuh'un gemisinin karaya oturmasıdır. Nuh'un bindiği geminin büyük tufan bitip sular çekilince bugünkü Cudi Dağı'na oturduğu, kurtulanların ise gemide kalan erzakla ''selamet çorbası'' pişirmesine dayandığı ifade ediliyor.
Bunun yanısıra Hz. Âdem'in tövbesinin kabul edilmesi, Hz. İbrahim'in ateşten kurtulması. Muharrem ayının 10. gününde aşure, yaygın olarak Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişini anmak için yapılmaktadır.

Kerbela bağlantısı nedir?

Kerbela'da şehit edilen Hz. Hüseyin, 10 Muharremde şehit edilmiştir. Dolayısıyla Muharrem ayı ve bu ayda tutulan oruç ve sonrasında pişirilen aşure çorbası bilhassa alevi vanandaşlar için çok daha derin ve diğer toplumlardan farklı anlamlara sahip.
İmam Hüseyin'in Kerbela çölünde şehit edilmesiyle Muharrem Orucu Aleviler için aynı zamanda bir Matem Orucu.Aşure çorbası da Aleviler için anlam ve önemi diğer toplumlardan farklı.

Şehadetin devamı

Hz. Hüseyin, Kerbala'da şehit edilmeden önce Muharrem ayında tutulan oruçtan sonra pişirilen aşure çorbası bir şenlik havasında yapılıp paylaşılıyordu. İmam Hüseyin'in şahadetinden sonraki tarihlerden itibarenaşure çorbası şenlik havasından uzak bir şekilde başta Kerbela şehitleri ve 12 imamlar olmak üzere şehitlerin anılarına bağlılığın bir gereği olarak pişirilip dağıtıldı. Günümüzde de bu şekilde uygulanıyor.

Neye göre ve kime göre?

Aşure geleneğini uygulayan toplulukların bu güne yükledikleri anlama göre aşurenin içine konan malzeme, yapılış tarihi ve amacı değişiklik gösteriyor. Aşure, bu geleneği uygulayan topluluklara göre çeşidi ve sayısı değişse de içine konan malzemenin çokluğu ile ün yapmış bir yiyecek ve genel olarak kabuğu alınmış buğday ile birlikte, fasulye, nohut, kayısı, ceviz, üzüm, incir gibi bakliyat ve yemişlerin uzun süre kaynatılmasıyla pişiriliyor.

Pişirilen aşurenin duası yapılır; şifalı olduğuna inanıldığı için önce hasta ve çocuklara yedirilir, sonra yakın çevreden başlamak üzere birçok kişiye dağıtılır. Aşurenin kabı yıkanmadan iade edilir. Aşure artarsa meyve ağaçlarının dibine dökülür ve bu ağaçların daha çok meyve vereceğine inanılır.

Farklı isimlerde kaynatılıyor

Aşure geleneği, İslam mezheplerinde kendine yer bulduğu gibi Musevilerde ve Hıristiyanlarda da farklı isimlerle biliniyor.

Anadolu'nun hemen her yerinde bilinen ve hâlâ uygulanan aşure geleneği, günümüzde köy derneklerinin düzenlediği çeşitli organizasyonlar yoluyla bir şenliğe de dönüştürülmüştür.
Aşure, buğday kültürü ile Mezopotamya'dan yayılmıştır. Bu yüzden Çin'den İngiltere'ye kadar dünyanın birçok ülkesinde aşure benzeri, bayram veya yeni yıl yemeklerine rastlamak mümkün.