Nazarın mahiyeti ve keyfiyeti kesin olarak bilinmemekle beraber, bazı kimselerin bakışlarıyla olumsuz etkiler meydana getirebildikleri dinen de kabul edilmektedir.
Bir hadis-i şerifte, “Nazardan Allah'a sığının, çünkü nazar (göz değmesi) haktır.” (İbn Mâce, Tıb, 32) buyrulmaktadır.
Resûlullah'ın (s.a.s.) nazar değmesine karşı Âyete'l-Kürsî ile İhlas ve Muavvizeteyn (Felâk, Nâs) sûrelerini okuduğu; ashabına da bunları okumalarını tavsiye ettiği; bunlardan kurtulmak için ayrıca doğrudan Allah Teâlâ'ya yakardığı rivayet edilmektedir (Buhârî, Tıb, 32, 38; Tirmizî, Tıb 16; İbn Mâce, Tıb 32, 36; Kamil Miras Tecrîd Tercemesi, XII, 90).
Nazar konusunda Hz. Peygamberin tavsiyelerini uyguladıktan sonra sonucu yüce Allah'tan beklemek İslam inancının gereğidir.
Dinimizde nihai etkiyi Allah'tan başkasına atfeden tutum, davranış ve inanışlar yasaklanmıştır.
Bu sebeple nazar boncuğu ve benzeri şeylerin, bunlardan medet ummak amacıyla boyuna veya herhangi bir yere takılması caiz değildir. Bu tür davranışlarda bulunanlar hakkında Resûlullah (s.a.s.) “Kim nazarlık takarsa Allah onun işini tamama erdirmesin” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XXVIII, 623) buyurmuştur.
Diğer bir hadiste ise nazarlık takan ve nazarlığa koruyucu etki atfeden kimsenin Allah'a ortak koşmuş olacağı ifade edilmiştir (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XXVIII, 637). Nazardan korunmak için böyle hurafeleri terk edip Hz. Peygamberin öğrettiği duaları yapmak gerekir (Buhârî, Tıb 38; Tirmizî, Tıb 16; İbn Mâce, Tıb 32; Kamil Miras Tecrîd Tercemesi, XII, 90). Bu çerçevede Felak ve Nâs sureleri yanında Hz. Peygamberin torunlarına yaptığı şu dua da okunmalıdır: “Her türlü şeytan ve zehirli hayvanlardan ve bütün kem gözlerden Allah'ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.” (Buhârî, Ehâdîsu'l-enbiyâ, 10; bkz: İbn Mâce, Tıb, 36). Kaynak: diyanet.gov.tr