O Suudi Arabistan ki… Paraya para demiyor. Petro dolarlarını Amerikan bankalarına yığınak yapıyor. Hanedan üyeleri lüks ve şatafat içinde… Bizdeki Saray'ı solda sıfır bırakan saraylarda keyifler çatılıyor. İşte bu Suudi Arabistan… Kapılarını sımsıkı kapatmış, tek bir zavallı mültecinin bile ülkesinin kapısından yanlışlıkla geçmesine izin vermiyor.
Üstelik bu Suudi Arabistan…Müslüman olması nedeniyle Suriyeli mültecilere kültürel ve yaşam tarzı olarak elin Fransız'ından, Alman'ından çok daha yakın. Suriye'ye coğrafi olarak da Fransa'dan, ABD'den, Almanya'dan, İtalya'dan çok daha yakın. Ayrıca bu Suudiler ve şürekâsı, Suriye savaşında muhaliflere inanılmaz paralar akıttılar, akıtıyorlar. Suriye'deki savaş makinesinin finanse ederek milyonlarca insanların sefil duruma düşmesine neden oluyorlar.
Ve tüm bunlara rağmen… Suudi Arabistan'da Suriyeli mülteciler için tek bir “kral kılı” ya da “prens kılı” bile kıpırdamıyor.
…Ve hepsinden daha acıklısı… Suriye'den kaçan insanlar, Suudi'nin kapısında değil de Fransız'ın, İtalyan'ın, Yunan'ın, Alman'ın kapısında. Çünkü o Suriyeliler de farkında: Suudi'nin kalpsiz krallarının, prenslerinin kalplerinde en küçük bir yumuşamanın peyda olmayacağının… O yüzden İslam'da en fazla vurgulanan “merhamet” sözcüğünün karşılığını Suudi Arabistan'da, Kuveyt'te, Katar'da aramak yerine…
Gidip Fransa'da, Almanya'da, İtalya'da arıyorlar.
Ahmet Hakan'ın yazısı