Ortadoğu uzmanı tarih verdi
20 yıldır Orta Doğu üzerine çalışan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Cengiz Tomara göre, Irak ve Suriye'nin üç bölgeye ayrılması artık kaçınılmaz

Oluşturma Tarihi: 2015-07-07 10:38:36

Güncelleme Tarihi: 2015-07-07 10:38:36

Türkiye gazetesinin haberine göre; IŞİD, El Kaide'den koptu ve kısa sürede onu gölgede bıraktı. Herkes merak ediyor: Bunların arkasında kim var?

 Arap Baharıyla dikta rejimleri yıkıldı. 'Saddam, Kaddafi, Esad gitsin de ne olursa olsun. Bunlar gittiği zaman demokrasi gelecek' dediler. Sonra nelerin olabileceğini hesaplayamadılar. Dışarıdan müdahaleyle demokrasi gelmiyor. Orta Doğu'da toplumsal yapıyı düzeltmeden demokrasi mümkün değildir. IŞİD, istikrarsızlık, düşük insan kalitesi ve cehalet sebebiyle kısa sürede  yayıldı. Irak ve Suriye'de ezilen sünniler 'Denize düşen yılana sarılır' diye düşündü. IŞİD'in arkasında istihbarat örgütleri veya devletlerin olduğu kesin. Fakat burada kimin, ne olduğunu kestirmek çok güç. Sorunun cevabı ancak 20-30 yıl sonra ortaya çıkacaktır.

Peki bunlar durdurulabilecek mi?

İslam dünyasında yüzeysel şeyler konuşuluyor. "IŞİD bu toprakları aldı, şu toprakları kaybetti" gibi. Bu tür kısa vadeli şeyler çok önemli değil. Temel problem, İslam ülkeleri arasında güçlü bir devlet olmayışı. 

Bu tür radikal gruplar en büyük darbeyi yine İslam'a vuruyor.

Şöyle bir teorim var: Mevcut çatışmalar, sosyal dengesizlik, eğitimsizlik, cehalet, fakirlik, bilim ve teknolojideki gerileme gibi temel konulara bakılırsa sanki 21. Yüzyılda Orta Çağı yaşar gibiyiz. IŞİD gibi gruplar İslam dünyası açısından çok tehlikeli. Asıl problem gittikçe yayılması ve bir sonunun gelmemesi. Orta Doğu'da senelerce kaldım. Suriye'de iki yıl yaşadım. Özellikle bu ülkede IŞİD'in yer bulmasını hiç beklemiyordum. Çünkü Suriye çok muteber bir yer. Burada bile taban bulmaları şunu gösteriyor: Türkiye'ye de saldırabilirler.

Bu mümkün mü peki?

Şu an için mümkün değil. Türkiye güçlü bir devlet olduğu için çatışmayı göze alamazlar. Bu yüzden askerî gücü zayıf halkaları tercih ediyorlar. Önümüzdeki dönemde ne olacağını kestirmek zor. Fakat yayınlarını Türkçe'ye de çevirmeye başladılar. "Constantinople" diye İstanbul'da bir dergi çıkarmışlar. İsmi İstanbul değil. Çünkü onlara göre İstanbul hâlâ fethedilmeyi bekliyor.

 Türkiye tedbir anlamında ne yapmalı?

 Doğru din eğitimi.... Yurt dışından, özelikle Afrika ve Kafkasya'dan, daha çok öğrenci getirip ilahiyat fakültelerinde yetiştirilmeli ve ülkelerine gönderilmeli.
Irak ve Suriye üç bölgeye ayrılacak

Sizce Suriye ve Irak'ı nasıl bir gelecek bekliyor?

Orta Doğu'da 'vekâletler savaşı' var. Herkes üstünlük kurma peşinde. Bu toprakları, özelikle Suriye'yi, kendi çıkarları için paylaşmak istiyorlar. Terör örgütlerine hem maddi hem de manevi destek veriyorlar. Çünkü böylesi desteğin maliyeti onlar için çok ucuz. Taşeronlar üzerinden mini dünya savaşı yapılıyor. Rusya, sıcak denizlere inen müttefiki Suriye'yi kaybetmek istemiyor. İran için Nusayri rejimi daha yakın. Suriye ve Irak üniter devleti artık söz konusu değil. İki ülkenin de üç parçaya ayrılması kaçınılmaz. Uzun vadede görünen o.

Türkiye "Suriye'nin kuzeyinde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz" diyor. Kürdistan öngörüyor musunuz?

Irak'ta da aynı tepkiyi verdik. Benzer durum Suriye için de olur. Ortada bu kadar ölüm var, demografik yapı da değişti. Orta Doğu'yu yakından tanıyan birisi olarak şunu söyleyebelirim: 2030'a doğru, Batı'nın tekelinde radikal unsurları olmayan seküler bir Kürt devleti kurulacağını görüyoruz. Bu, hem petrolün dağılması hem de kendilerine müttefik olmaları açısından Batı'nın ve İsrail'in yararına. ABD'nin hava saldırılarında Kürtlere verdiği destek, bu tezi güçlendiriyor. Türkiye, Batı açısından sabıkalı bir ülke. Osmanlı'nın geçmişten gelen başarılı havası onları korkutuyor. İslam ülkelerindeki lider ülke imajı Arapları ve Batıyı rahatsız ediyor. Bir plan var ortada ve şu an senaryolar dahilinde yürütülüyor.

Suriye'nin kuzeyindeki muhtemel oluşum Türkiye'nin iç dinamiklerini nasıl etkiler?

Kendi güneyinde bir Kürt devletini görmeleri, Türkiye'dekileri de harekete geçirebilir. Bunun çaresi Avrupa düzeyinde bir demokrasi anlayışını tesis etmektir.