AA'nın haberine göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, başkanlık sistemine ilişkin soru üzerine, "Bir defa ilanihaye böyle bir görevi yapmak gibi bir şey söz konusu değil. Başkanlık sisteminin de bir sınırı var. Totaliter rejimlerde bu tür şeyler olabilir ama biz burada bir totaliter rejimin özlemi içinde değiliz" dedi.
Başkanlık sistemi ile şahsına yönelik bir beklentisi bulunmadığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şahsımla alakalı burada herhangi bir beklentim yok. Benim tek derdim, ülkem çok çabuk sıçramalı. Çünkü biz eğer muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacaksak, burada bizim sistemi gözden geçirmemiz lazım. Sistemi gözden geçirdiğimizde de karşımızda, şu andaki mevcut parlamenter sistemle bu yürümez."
"MİT'e yönelik operasyon casusluk faaliyetidir"
Erdoğan, MİT tırlarının durdurulmasına yönelik soruya ise şu yanıtı verdi:
"İnsani yardımı, lojistik destek noktasında şu anda Milli İstihbarat Teşkilatımız, Bayırbucak Türkmenleri'ne bu desteği vermektedir. Milli İstihbarat Teşkilatı'na atılan bu iftiralar, yapılan gayrimeşru operasyon, bir yer de bu ajan ve casusluk faaliyetidir. Bu casusluk faaliyetinin içine bu gazete de girmiştir. Orada rakamlar falan veriliyor. Bu rakamların kaynağı nedir? Kimden aldın sen bu rakamları? Paralel Yapı'dan. Bunlarla ilgili avukatıma talimatı verdim, davayı anında açtım. Bu birileri adına algı operasyonudur."
"İstediğiniz gibi at oynatırsınız' diyemeyiz"
Erdoğan, Çözüm Süreci'ni devam ettirdiklerini, sürecin karşısına dikilme durumu olursa da bunu aşacaklarını belirtti.
Çözüm Süreci'ne karşı illegal yöntemlere başvuranların bedelini muhakkak göreceğine işaret eden Erdoğan, "Bunlara 'İstediğiniz gibi at oynatırsınız' diyemeyiz. Son parlamentoda biliyorsunuz, İçişleri Bakanlığımızın iç güvenlikle ilgili çıkardığı yasalar, buna yönelik yasalardır ve bu yasalar tabii ki devreye girecektir" diye konuştu.
"Siyaset namusla yapılır"
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisine yönelik iddialarının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Eğer ana muhalefetin başındaki zat, dürüstse, namusluysa, -Bakın ben yarın Iğdır ve Erzurum'da olacağım, hemen bu akşam Genel Sekreterime talimat vereceğim- buyursun gelsin, Cumhurbaşkanı Külliyesi'nde buraları dolaşsın, herhangi bir lavaboda, tuvalette acaba böyle altın kaplama bir klozet bulacak mı? Bakın ben diyorum ki eğer böyle bir şey bulamazsa kendisi bu görevi bırakmaya var mı? Eğer bulursa ben Cumhurbaşkanlığı görevini bırakacağım. Bak bu kadar açık konuşuyorum. Bunu devletin televizyonundan haykırıyorum. Siyaset namusla yapılır, dürüst yapılır, adil yapılır."
"Bulamadığı takdirde CHP'nin başından ayrılacak mı?"
Kılıçdaroğlu'nun, iddia ettiği malzemeleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bulması halinde cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bardaklar, vesaire... Benim dönemimde bardak, çanak, şu, bu falan filan böyle bir alım olmamıştır. Bunlar hep eski dönemdendir. İfade edilen rakamlarla da alınmış bir bardak yoktur. Onları da arkadaşlarım çıkarttı. Benim dönemimde alınmadı ama geçmiş dönemde alınanlarda da bu fiyatta, bu tür şeyler var mı? Bununla ilgili de her tür oradaki alımlarla ilgili arkadaşlarım bilgiyi verirler. Dönemimde böyle bir alım asla yapılmamıştır, hepsi geçmiş dönemden kalan malzemelerdir. Bu malzemelerle bizim Beştepe Külliyesi yürümektedir ama bir defa az önce söylediğim ifade çok önemli, çünkü bir iftira, edebe, adaba yakışmaz, onunla da bağdaşmaz. Ben 'hodri meydan' diyorum. Hadi buyurun, çık gel, Beştepe Külliyesi'ni dolaş, gez, bak. Ben bulduğu takdirde Cumhurbaşkanlığını bırakacağım, bu kadar iddialı konuşuyorum. Kendisi bulamadığı takdirde CHP'nin başından ayrılacak mı? Bu kadar açık."
"Niye ben milletimi aldatayım?"
Erdoğan, "Belediye Başkanlığı'nın Florya'daki muhteşem resmi konutunda yaşamadım. Ben Burhaniye'deki o evde yaşadım. Başbakan oldum aynı şekilde resmi konutta yaşamadım. Başbakanlığım boyunca 12 yıl Subayevleri'nde Keçiören'de kirada oturdum. Şimdi resmi konuttayım" dedi.
Göreve ilk geldiğinde de "100 gün" dediğini hatırlatan Erdoğan, "İlk 100 gün bizden bir şey beklemeyin demiştim. İlk sene yavaş yavaş işleri rayına oturtacağız demiştim. Niye ben milletimi aldatayım? Onun için hep meydanlarda 'Ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız' dedim. Hamdolsun üç dönem milletimiz bizi hep iktidarda gördü, oraya taşıdı" şeklinde konuştu.
"Halkın içinde olmamdan daha doğal ne olabilir?"
Erdoğan, "Ben cumhurun seçtiği Cumhurbaşkanıyım. Dolayısıyla halkın içinden geldim. Benim halkın içinde olmamdan daha doğal, daha tabii ne olabilir?" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"YSK'ya müracaat ediyorlar. Büyük bir çoğunluğu reddedildi müracaatlarının ama birkaç tane yasalara başta Anayasa olmak üzere ters kararlar YSK'dan çıktı ki, siyasi kararlardı. Çok açık, net. Cumhurbaşkanı'nın bu tür bir toplu açılışı veya halkla buluşmayı yapma noktasında onun hangi meydanda nasıl yapacağına dair bir engel yok."
"Halkın tarafını tutma noktasında, kimse bana engel koyamaz. Çünkü ben halkımın tarafında, onların haklarını koruma noktasında elimden gelen mücadeleyi sonuna kadar vereceğim" diyen Erdoğan, "Halkıma karşı aldatmaca, şu, bu olması halinde de halkıma bunları benim hatırlatmam, halkımı bu noktada uyarmam belli bir deneyimi, tecrübeyi halkımla paylaşmaktan daha tabii ne olabilir? Bunu yapmak durumundayım ki yarın 'Bizi niçin bu konuda uyarmadınız?' demesinler" şeklinde konuştu.
"Hiç dürüst değil bunlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "17 milyon yoksul var" şeklindeki sözlerine ilişkin olarak da "Mesela konuşuyor, 17 milyon yoksul. Nerede yoksul? Hangi veride var? Hiç dürüst değil bunlar. Nerede böyle bir yoksul?" dedi.
Erdoğan, "Biz artık 27 Mayısları yaşamak gibi bir şeyi aklımızın kenarından, köşesinden, hiçbir yerden geçiremeyiz. Bu işler artık aşıldı. Onun heveslileri yok mu? Var" ifadelerini kullandı.
"Fair-Play anlayışı yaşama geçirilmeli"
Bir Fenerbahçeli olarak da üç büyükler, dört büyükler arasındaki sıkıntıların artık ortadan kalkmasını temenni ettiğini dile getiren Erdoğan, "Fair-Play anlayışının lafta değil yaşama geçirilmesini özellikle temenni ediyorum" dedi.