Çobanlık insanoğlunun geçmişi kadar eski ve dünya tarihinin ilk mesleği. Peygamberlerin, dünya tarihini şekillendiren birçok ünlü siyasetçi, devlet adamı ve askerin de çobanlık mesleğini icra ettikleri biliniyor.
Tek tanrılı dinler ortaya çıktığında çobanlık da kutsal bir görev addedild. Tek tanrılı dinlere göre ilk çoban Hz. Adem'in iki oğlundan biri Habil'di. Habil, peygamber değildi ama ondan sonra gelen her peygamberin çobanlık yapmış olduğu kaynaklarda yer aldı. Hazreti Musa, Hazreti Davut Peygamberler hatta Hazreti Muhammed çobanlık yapmışlardı. Çobanlar arasından sadece peygamber çıkmadı, tarihte kral olanlar da olmuştur.
Peygamberlerin hemen hemen hepsi çobanlık yapmıştır. Bu, hem bir tevâzu tâlimi, hem mahlûkâtın hissiyâtını anlayıp merhameti öğrenme, hem de insanları sevk ve idârenin ana kriterlerini kavrama merhalesi idi.
İslamvehihsan.com'daki bilgiye göre; Peygamberimiz, amcası Ebû Tâlib hayatta iken ve ticârete başlamadan evvel bir müddet “çobanlık” yapmıştır. Bu meslek, Araplar arasında basit, sıradan bir meslek değil, eşrâf ve zengin çocuklarının da yaptığı bir işti. Ayrıca çobanlık, hemen hemen bütün peygamberlerin meşgalesi olmuştur. Bununla Allâh Teâlâ onlara teblîğ vazîfesini vermeden önce, idârecilikte lâzım olan birtakım husûsiyetler kazandırmıştır.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- birgün:
“Allâh Teâlâ'nın gönderdiği her peygamber, mutlakâ koyun gütmüştür.” buyurdu.
Bunun üzerine sahâbîleri:
“−Siz de mi koyun güttünüz, yâ Rasûlallâh?” diye sordular.
Server-i Âlem -aleyhissalâtü vesselâm- Efendimiz:
“−Evet, ücret karşılığında Mekkelilerin koyunlarını güderdim.” buyurdu. (Buhârî, İcâre, 2, Enbiyâ, 29; İbn-i Mâce, Ticâret, 5)
Bir başka hadîs-i şerîflerinde de şöyle buyurmuşlardır:
“Mûsâ -aleyhisselâm- peygamber olarak gönderilmişti, kendisi koyun güderdi. Dâvud -aleyhisselâm- peygamber olarak gönderilmişti, O da koyun güderdi. Ben de peygamber olarak gönderildim ve Ecyad'da âilemin koyunlarını güderdim.” (İbn-i Sa'd, I, 126)
Rahmet Peygamberi bu sıralarda yirmi yaşlarında bulunuyordu.
Fahr-i Kâinât -aleyhi efdalü's-salevât- Efendimiz:
“En hayırlı maîşet yolunu tutanlardan biri, bir tepenin başında veya vâdinin içinde koyunlarını otlatan kimsedir. Bu zât namazını kılar, zekâtını verir, ölünceye kadar Rabbine ibâdet eder ve insanlara hep iyilik yapar.” (Müslim, İmâret, 125; İbn-i Mâce, Fiten, 13) buyurarak çobanlığın fazîletli mesleklerden biri olduğunu ifâde etmiştir.
Çobanlık yapan kimselerde, tefekkür ufku, vakar ve merhamet duygusu gelişir.
Allâh Rasûlü buna işâretle:
“Sükûnet ve vakar, koyun besleyenlerdedir.” buyurmuştur. (Buhârî, Menâkıb, 1; Müslim, Îman, 84/52)
Koyunları sevk ve idâre edip yırtıcı hayvanlardan korumaya çalışmak, insanda sabır ve tesâhüb duygusunu geliştirir. Nitekim yaratılmış her varlığa merhamet etmek, onların kaba ve anlayışsız hâllerine sabretmek, peygamberlerde bulunması gereken en mühim husûsiyetlerdendir.