Filipinler'in eski devlet başkanı Rodrigo Duterte, insanlığa karşı suçlar nedeniyle Hollanda'ya götürülerek tutuklandı. Mahkeme sürecini küçümseyen açıklamalarıyla dikkat çeken 80 yaşındaki Duterte, görev süresi boyunca 6 binden fazla kişinin ölümüne yol açan baskınlarla ilişkilendiriliyor.
Duterte'nin yakalanması, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) etkinliğiyle ilgili yürütülen tartışmaları yeniden alevlendirdi. Bu gelişme, özellikle hakkında tutuklama emri bulunan fakat dokunulmazlık zırhıyla korunan liderlerin geleceğini sorgulattı.
UCM, Mart 2023'te Vladimir Putin hakkında, Ukraynalı çocukların sınır dışı edilmesine ilişkin suçlamalar nedeniyle tutuklama kararı çıkarmıştı. Yine Kasım 2024'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için de Filistinlilere yönelik suçlar gerekçesiyle tutuklama emri verildi.
Ancak her iki liderin de halen görevde olması ve uluslararası siyasi ilişkiler ağında korunuyor olmaları nedeniyle, bu kararların pratikte uygulanması zor görünüyor.
Netanyahu, tutuklama emrine rağmen Macaristan'ı ziyaret etti. Roma Statüsü'nü imzalayan Macaristan, mahkeme kararlarını uygulamakla yükümlü olmasına rağmen, Başbakan Viktor Orban, Netanyahu'yu açık şekilde destekledi ve UCM'den ayrılma sürecini başlattıklarını duyurdu.
İsrail lideri, bu ziyaretin ardından ABD'ye geçerek eski Başkan Donald Trump ile görüşeceğini açıkladı. Bu görüşmede “Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne karşı yürütülen mücadele” de gündemde olacak.
PUTİN RUSYA DIŞINA ÇIKMIYOR
Putin ise tutuklama kararına rağmen temkinli bir tutum sergiliyor. Kremlin lideri, uluslararası baskıya rağmen yalnızca az sayıda ülkeye ziyaretlerde bulunuyor. Geçtiğimiz yıl, UCM üyesi olan Moğolistan'a yaptığı ziyarette dahi herhangi bir yaptırımla karşılaşmadı.
Uzmanlar, Putin'in yalnızca dokunulmazlığından emin olduğu ülkeleri tercih edeceğini ve bu kararın gerçekçi sonuçlar doğurmasının zayıf ihtimal olduğunu belirtiyor.
UCM, doğrudan bir yürütme gücüne sahip değil. Mahkemenin çıkaracağı tutuklama emirlerinin uygulanması, tamamen üye devletlerin iş birliğine bağlı. Bu da, yargı kararlarının hayata geçirilmesini siyasi irade ve ulusal politikalarla sınırlı hale getiriyor.
UCM'ye yönelik en büyük eleştirilerden biri de bu: Kurulduğundan bu yana çıkarılan 60 tutuklama emrinden sadece 29'u sonuç verdi, kalan şüpheliler hâlâ firari.
Duterte'nin tutuklanması, görevde olmayan bir liderin yargılanabileceğini somut şekilde ortaya koydu. Bu gelişme, görev süresi sona eren veya siyasi desteğini yitiren liderler için yargı yolunun açılabileceği mesajını verdi.
Ancak iktidardaki liderler için bu sürecin işlemesi, karmaşık diplomatik ilişkiler, siyasi çıkarlar ve uluslararası baskılar nedeniyle oldukça sınırlı kalıyor.
NTV