KTÜ Farabi Hastanesi Merkezi Sterilizasyon Ünitesi Sorumlu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın,Kovid-19 salgınının Türkiye'de görülmesinin hemen ardından altyapı ve teknik ekibin uygunluğu dolayısıyla test merkezi olmak için Sağlık Bakanlığına müracaat ettiklerini ve ilk merkezlerden biri olarak yetkilendirildiklerini belirtti.
Ekip olarak ellerini taşın altına koyduklarını, iş yükü ne kadar artarsa atsın bıkmadan çalışmaya devam ettiklerini vurgulayan Aydın, merkezin ilk etapta Trabzon'un yanı sıra Bayburt, Gümüşhane ve Giresun'a hizmet verdiğini, yeni test merkezlerinin yetkilendirilmesinin ardından ise Trabzon ve Gümüşhane'den gelen örnekler üzerinde çalışmayı sürdürdüklerini aktardı.
Aydın, alınan tedbirler sayesinde vaka sayısında ilk görüldüğü günlere oranla düşüş yaşanmasının sevindirici olduğuna işaret ederek "Hastanelere müracaat eden insan sayısının da düşmesi umudumuza destek oluyor ancak bu rakamlara nasıl ulaştığımızı da hiç unutmamak lazım. Bu rakamlara ulaşabilmek için Sağlık Bakanlığımız, devletimiz tarafından çok ciddi önlemler alındı. En büyük başarımız da 20 yaş altı ve 65 yaş üstünü evde tutarak onları bu hastalıktan korumak oldu." dedi.
Türkiye'nin sağlık altyapısının güçlü olduğunun, sağlık çalışanlarının da işlerini severek yaptığının altını çizen Aydın, şöyle devam etti:
"Bunlar çok önemliydi. Sağlık çalışanları normalin üstünde bir motivasyonla, mutlulukla ülkeye destek verdiklerinin farkındalar. Bütün hekimler bu heyecanı yaşıyor. Türkiye'nin hekimleri ve tüm sağlık çalışanlarıyla gurur duyuyorum. Geldiğimiz rakamları, dünya ülkeleriyle karşılaştırdığımızda, nüfusumuzu, altyapımızı, insan yaş grubumuzu göz önüne alınca süreci en az hasarla geçirmekte olduğumuzu görüyorum. Bu, bizlere büyük bir gurur veriyor."
Aydın, Kovid-19 ile mücadelede başarının devam edebilmesi için en önemli faktörün kurallara uymaya devam etmek olduğunu belirterek "Tedbiri elden bırakmamalıyız. Sağlık Bakanlığımızın açıkladığı 14 kurala ve diğer tüm önerilere uymaya devam etmek zorundayız. Eğer biz bu tutumumuzu sürdürebilirsek başarılı olabiliriz." diye konuştu.
Kovid-19 ile mücadelede sokağa çıkma kısıtlamalarının çok önemli olduğunu dile getiren Aydın, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu hastalığın etkeni dünyada yeni tanınan bir virüs. Bu virüsün nasıl davranacağını ne ile tedavi edileceğini henüz bilmiyoruz, öğreniyoruz. Diğer ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de çalışmalar yapılıyor ve bunların ışığında bilgileniyoruz ancak Kovid-19'un halen etkin bir tedavisi yok. En etkin yöntem korunmak, sokağa çıkma yasakları burada işe yarıyor işte. Salgın zincirinin kırılmasında en önemli etken sokağa çıkma kısıtlamalarıdır. 2 gün, 4 gün insanların sokağa çıkmaması bulaşın olmaması, hasta olanların da semptom vermeye başladıkları anda çok fazla kişiyle temas etmeden hastaneye başvurmaları anlamına geliyor. Vatandaşlarımızın da uygulanan sokağa çıkma kısıtlamalarına büyük oranda uyduğunu görüyoruz. Bu bir sabır dönemidir, bu dönemi güzel geçirirsek ileride daha güzel günlerimiz olacak."
Süreçte rehavete kapılmamalıyız
Aydın, tam anlamıyla normalleşme sürecinin ancak aşı çalışmaları başarıya ulaştığında başlayabileceğine dikkati çekerek vatandaşları sosyal mesafeyi korumaları, maskesiz sokağa çıkmamaları ve ellerini dezenfekte etmeleri gibi kurallara uymaya devam etmeleri konusunda uyardı.
Kurallardan asla taviz verilmemesi gerektiğini yineleyen Aydın, "Başarıyı bu kurallara uyarak elde ettik ve bu başarının devamına ihtiyacımız var. Herkes bana, 'Ne zaman normale döneceğiz, hocam?' diye soruyor. Bir yere döneceğiz ama yeni normalimiz olacak, artık eski normalimiz yok. Yeni normalimizin de bazı koşulları olacak ve bunlara hep birlikte uyacağız." ifadesini kullandı.
Aydın, Türk insanının sosyal yaşantısına ilişkin de şu görüşlerini paylaştı:
"İnsanımız için samimiyet, ziyaretler çok önemli ve değerli. Bunu çok istiyor ve benimsiyorlar. Ramazan Bayramı gibi mutlu günler önümüzde duruyor. Her bayramdaki gibi büyüklerini gezip ellerini öpmek istiyorlar ama maalesef bu bayramda bunu yapmamamız gerekiyor. Ramazanı, cuma ve teravih namazlarını da böyle geçiriyoruz. Ramazan Bayramı'nı sosyal mesafe kurallarına uyarak geçirelim ki bundan sonraki bayramlarımız daha şenlikli, güzel ve mutlu olsun. Yeni normalleşme sürecinin haziran ayı itibarıyla başlayacağını tahmin ediyorum, tabii bu arada insanların davranış hatası olmazsa, rakamlarımızda hep iyileşme görebilirsek. İşte o zaman müjdeyi vermek daha kolay olacak diye düşünüyorum."