Dolar

34,3007

Euro

37,5108

Altın

3.027,18

Bist

8.618,57

Sabancı suikastının üzerinden 25 yıl geçti

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Ayşe Nilgün Hasefe, Sabancı Center İş Merkezinde, 9 Ocak 1996'da, DHKP/C terör örgütü üyelerince öldürüldü.

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-01-09 11:58:41

Sabancı suikastının üzerinden 25 yıl geçti

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Ayşe Nilgün Hasefe, Sabancı Center İş Merkezinde, 9 Ocak 1996'da, DHKP/C terör örgütü üyelerince öldürüldü.

sabanci-suikasti

DHKP/C terör örgütü elemanlarınca 25 yıl önce gerçekleştirilen "Sabancı suikastı"nın tetikçisi Mustafa Duyar, olaydan 3 yıl sonra öldürülürken, talimatı veren Ercan Kartal ile diğer tetikçi İsmail Akkol, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazını çekiyor. Belçika'da yargılanan Fehriye Erdal ise halen firari durumda.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, 9 Ocak 1996'da Sabancı Center İş Merkezi'nde, Sabancı Holding Yönetim Kurulu üyesi Özdemir Sabancı, ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Ayşe Nilgün Hasefe, DHKP/C terör örgütü elemanlarınca öldürüldü.

Olaya ilişkin hazırlanan iddianame ve yargılama sürecindeki mahkeme kararlarına göre, DHKP/C terör örgütünün Bayrampaşa Cezaevi sorumlusu Ercan Kartal'ın, açık görüş sırasında Mustafa Duyar ve İsmail Akkol'a eylem talimatını verirken, Fehriye Erdal da saldırıdan 6 ay önce Sabancı Center'ın temizlik işlerini yapan şirkete işçi olarak girdi.

Sonrasında yönetim katında çaycılığa başlayan Erdal'ın, Sakıp Sabancı'nın ofiste olduğunu bildirdiği Mustafa Duyar ve İsmail Akkol, Sabancı Center'e geldi.

Yanlarında susturuculu 7.65 milimetre çaplı üç tabanca, bir cep telefonu bunulan Duyar ve Akkol, asansörle 15. kata kadar çıkıp, tuvalette susturucuları silahlara takıp, kendilerini karşılayan Fehriye Erdal'la 25. kata çıktı. Mustafa Duyar'ın Sakıp Sabancı'nın odasını ikinci kez sorması üzerine heyecanlanan Erdal, odaları karıştırarak sol taraftaki odayı gösterip kaçtı. Bu odaya giren Duyar, Özdemir Sabancı ve Haluk Görgün'ü, İsmail Akkol da başka bir odadaki sekreter Nilgün Hasefe'yi silahla ateş ederek öldürdü.

Olayın ardından kaçan Duyar ve Akkol'un kimlikleri, Sabancı Center'ın güvenlik kameralarındaki görüntü kayıtlarından tespit edildi. Üç suikastçının yakalanması için belirlenen adreslere ve DHKP/C terör örgütüne ait hücre evlere operasyon düzenlendi.

Olaydan sonra Mustafa Duyar, İsmail Akkol ve Fehriye Erdal, kendilerini saklamaları için talimat verilen örgüt üyelerinin İstanbul'un çeşitli semtlerindeki evlerinde kaldı.

Mustafa Duyar, olaydan 1 yıl sonra örgütten ayrılmaya karar verdi

Mustafa Duyar, olaydan yaklaşık 1 yıl sonra örgütten ayrılmaya karar vererek, 17 Aralık 1996'da Lazkiye'deki örgüt evinden gizlice ayrılıp 22 Aralık 1996'da Türkiye'nin Şam Büyükelçiliğine teslim oldu.

Türkiye'ye getirilen Duyar, 9 Ocak 1997'de tutuklanarak Kırklareli Cezaevi'ne konuldu.

Dönemin İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, Ercan Kartal, Mustafa Duyar ile firari sanıklar İsmail Akkol ve Fehriye Erdal'ın da aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında 28 Şubat 1997'de dava açıldı.

İddianamede, DHKP/C terör örgütünün cezaevi sorumlusu Ercan Kartal, Mustafa Duyar, İsmail Akkol ve Fehriye Erdal'ın eski TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca ''Anayasal düzeni zorla değiştirmeye çalışmak'' suçundan idamla cezalandırılması istendi.

Diğer sanıklar hakkında da ''yasa dışı örgüte yardım ve yataklık etmek'' suçundan 4,5 ile 7,5 yıl arasında hapis cezası talep edildi. İtirafçı Mustafa Duyar, cezaevinde öldürüldü

Sanıkların İstanbul 1 No'lu DGM'de 3 Haziran 1997'de yargılanmasına başlandı.

Dava sürecinde çeşitli itiraflarda bulunması nedeniyle Kırklareli Cezaevine konulan Mustafa Duyar, 25 Temmuz 1997'deki duruşmada, isnat edilen suçları iddianamede belirtildiği gibi işlediğini itiraf etti. Duyar, örgütün kendilerini propaganda malzemesi olarak kullanmaya başladığını belirterek, örgütün gerçek yüzünü teşhir etmek için teslim olduğunu söyledi.

Eylül 1997'de Afyon Cezaevine nakledilirken kendisine komplo kurulduğunu iddia eden itirafçı sanık Mustafa Duyar, cezaevinde Semra Polat ile evlendi. 17 Temmuz 1998'de eşiyle beraber Silifke Özel Tip Kapalı Cezaevine naklini isteyen Duyar, Afyon Cezaevinde Nuri ve Vedat Ergin'in elebaşı olduğu "Karagümrük çetesi" üyelerince 15 Şubat 1999'da öldürüldü.

Ekim 2000'de Uşak Cezaevindeki isyan sırasında çekildiği iddia edilen bir videoda, Nuri Ergin, Mustafa Duyar'ı öldürdüğünü itiraf etti. Ercan Kartal ve İsmail Akkol cezaevinde

Sabancı suikastı davasına bakan dönemin İstanbul 1 No'lu DGM'si, 15 Mart 2001'de verdiği kararda, sanık Ercan Kartal hakkındaki dosyayı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden "eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e suikast" davasıyla birleştirdi. Ercan Kartal'ın, idam cezasının kaldırılmasının ardından aldığı "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" ise Yargıtay tarafından onandı.

DGM, yakalanamayan firari sanıklar İsmail Akkol ve Fehriye Erdal'ın dosyasını ayırdı.

Mahkeme, 15 Şubat 1999'da öldürülen sanık Mustafa Duyar'ın dosyasını düşürüp, diğer sanıklar hakkındaki kamu davasının kesin hükme bağlanmasını erteledi.

Suikastın ardından firar eden İsmail Akkol ise 2014'te Yunanistan'da yakalandıktan sonra serbest bırakıldı. Türkiye'ye iade talebi Yunan mahkemesince reddedilen Akkol hakkında İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kırmızı bülten çıkarılması talepli iade talepnamesi hazırlandı.

Türkiye'ye giriş yaparken Aydın'ın Söke ilçesinde yakalanan İsmail Akkol, 4 Şubat 2016'da tutuklandı.

İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan Akkol, 17 Mayıs 2017'deki duruşmada eski TCK'da yer alan, "Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil veya ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Büyük Millet Meclisini iskata veya vazifesini yapmaktan men'e cebren teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Aralık 2017'de İsmail Akkol hakkında verilen hükümde herhangi bir hukuka aykırılık bulmadı.

Davanın firari sanığı Fehriye Erdal'ın dosyası ise savunmasının alınmaması ve hakkında çıkarılan kırmızı bültene uygun yakalama emrinin infaz edilmemesi üzerine ayrıldı. Fehriye Erdal en çok arananlar listesinde

Olayın ardından firar eden Fehriye Erdal ise 1999'da Belçika'nın Knokke kentinde kaldığı apartmanda yangın çıkması sonucunda "Neşe Yıldırım" adına düzenlenmiş sahte pasaportla yakalandı.

Türkiye'ye iade edilmeyip Belçika'da yargılanan Erdal, bir yıla yakın cezaevinde kaldıktan sonra ev hapsi aldı. Fehriye Erdal'ın, Mart 2006'daki firarından 2 gün sonra, Bruges Ceza Mahkemesi, 28 Şubat 2006'da, gıyabında 4 yıl hapis cezası ve 10 yıl boyunca kamu haklarından mahrum etme kararı verdi. Gent Temyiz Mahkemesi, 7 Kasım 2006'da bu cezaları onayarak, DHKP-C'yi terör örgütü olarak nitelendirdi.

Belçika, 1999'da yakalanan Erdal'a yönelik Türkiye'nin iade talebini, o dönemde idam cezasının yasalardaki varlığı nedeniyle reddetti ve bu arada teröristin siyasi sığınma başvurusunu da geri çevirdi.

Aralarında Fehriye Erdal'ın da bulunduğu sanıkların başvurusu üzerine 2007'de Belçika Yargıtayı, Bruges Mahkemesinin kararını bozdu. Mahkeme, DHKP-C'nin Belçika'da "terör eylemi yapmadığına" hükmederek, bireysel suçlara göre ceza verme kararı aldı. Bu çerçevede Belçika'da işlediği suçlardan, "çete üyesi" olarak nitelendirilen Erdal'a gıyabında tecilli 2 yıl hapis cezası verildi.

Bruges Ağır Ceza Mahkemesi, suikastın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra 25 Mayıs 2016'da Erdal'ın Türkiye'de işlediği suçlardan Belçika'da yargılanmasına karar verdi. Mahkeme 2017'de DHKP-C üyesi Erdal'ı Türkiye'de işlediği suçlardan gıyabında 15 yıl hapis cezası ile 10 yıl sivil ve siyasi haklardan mahrumiyet cezasına çarptırdı.

Türkiye'de Terörden Arananlar Listesi'nde mavi kategoride yer alan Erdal'ın nerede olduğu bilinmiyor.

Belçika'da Fransızca yayın yapan Sudinfo.be haber sitesinde Mayıs 2019'da yayınlanan habere göre de Fehriye Erdal "en çok arananlar" listesinde yer aldı.

SON VİDEO HABER

Ömer Öcalan: 'İslam hukukuna da varız, modern hukuka da...'

Haber Ara