Genel seçimlerden koalisyon çıktığını söyleyen Salih Tuna, 'Madem seçmen koalisyonun bu ülke için hep felaket olduğu hakikatını biliyor neden buna fırsat verdi?' sorusunu sorarak bundan sonraki süreçte muhtemel olarak neler yaşanabileceğini değerlendirdi.
İşte yazının ilgili bölümü;
AK Parti bu sonuçlarla tek başına iktidar olamadığına göre Türkiye yeniden koalisyon dönemine girecek demektir.
Seçimden önce “koalisyon geliyor” deseydim, birçoğunuz “aman ağzından yel alsın” derdiniz değil mi?
Oysa hiç de sürpriz bir sonuç değildir bu!
Gerek meydanların dili, gerek anket sonuçları hep bunu gösteriyordu.
Yani, milletin bu sefer AK Parti'ye tek başına iktidar yetkisi vermeyeceğini hemen herkes tahmin ediyordu.
Peki millet ne demek istedi?
Ne yani, yeter bu kadar kalkındığımız biraz da sürünelim mi demek istedi?
Elbette hayır!
Peki o halde millet neden istikrara, başka bir ifadeyle tek başına iktidara geçit vermedi? Koalisyonun ne menem bir şey olduğunu bilmiyor mu?
Nasıl bilmez, bal gibi de biliyor.
Zaten şimdiye değin (siyasi görüşü ne olursa olsun) aklı başında hiç kimsenin koalisyon iyidir dediğine rastlamadım.
Hülasa, tek başına iktidarların “faziletleri” hususunda Türkiye'de konsensüs var.
Bu da yılların deneyimine dayanıyor.
Türkiye Menderes'ten Demirel'e, Özal'dan Erdoğan'a kadar hep tek başına hükümetler döneminde kalkınmıştır. Koalisyonlar da hep felaketimiz olmuştur.
İmdi, madem seçmen bu hakikati biliyor neden buna fırsat verdi diye sormanın tam vaktidir?
Bunun 2 nedeni olabilir:
Birincisi, Türkiye'de (dahili ve harici malum baskılamalardan ötürü) nerdeyse patlamaya ramak kalmış kötücül bir enerji birikti. Seçmen, bu enerji koalisyonlarla boşaltılsın istemiş olabilir.
Şayet bu ihtimal geçerliyse AK Parti kiminle koalisyon kuracağı konusunda çok özenli olmalıdır. Kaş yaparken göz çıkarabilir, yani daha kötücül enerji birikimine neden olabilir.
İkincisi de şu: Seçmen sonbahara randevu vermiş, hele siz bir daha gelin bakalım, demeye getirmiş olabilir.
O vakit ne olacak?
AK Parti en azından üç dönem şartını da aşmış olarak seçmenin karşısına çıkacak, ve Güneydoğu Anadolu'daki adaylarını da daha özenle belirleyecektir.
Doğru dürüst bir seçim kampanyası da yürütecektir.
Bir de bölge insanını psikolojik baskı altında tutacak yüzde 10 barajı kaldırılacaktır.