Yeni Şafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü "Erdoğan'a neden düşmanlar?" başlıklı yazısında CHP Kongresi'nde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözlere tepki gösterdi. Selvi, "CHP kongresinde ne vardı? Cumhurbaşkanı'na hakaret. Darbeci Kenan Evren'in karşısında el pençe divan duranlar, halkın yüzde 52 oy oranı ile doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret etmeyi tercih etti" dedi.
İşte Abdülkadir Selvi'nin yazısından bir bölüm:
CHP Kongresini tamamladı. “Demokrasi, değişim ve kardeşlik” adını vermişlerdi ama değişimden anladıklarının sadece Parti Meclisi'nin değişmesi olduğu ortaya çıktı. Genel Başkanlığı rakipsiz kazanan Kılıçdaroğlu, PM seçiminde listesi delik deşik oldu. PM'ye ancak 29 ismi sokabildi. CHP liderini zor günler bekliyor.
Ayrıca heyecansız, ruhsuz geçen kongrede bir kez daha görüldü ki CHP'nin, Türkiye'ye verebileceği yeni bir şey yok. “Eski tas eski hamam”
CHP ile ilgili önyargıları 5 başlık halinde sıralayan Kılıçdaroğlu, buna dair samimi bir özeleştiri ortaya koyamadı. Türkiye'nin önüne bir vizyon koyamadı ama en azından CHP'nin önüne bir hedef koyabilirdi. Onu dahi yapamadı.
Peki CHP kongresinde ne vardı? Cumhurbaşkanı'na hakaret. Darbeci Kenan Evren'in karşısında el pençe divan duranlar, halkın yüzde 52 oy oranı ile doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret etmeyi tercih etti.
İsmet Paşa'lı Menderes'li yıllara yetişemedim. 1984 yılında başladığım meslek hayatımda siyaseten yasaklı olduğu günlerden bu yana Demirel'i, Ecevit'i, Erbakan'ı, Türkeş'i izledim. Başbakanlığın ilk diliminden itibaren Turgut Özal'ı, Mesut Yılmaz'ı, Tansu Çiller'i, Deniz Baykal'ı hadi yeni kuşaklar unutmuştur hatırlatayım Turgut Sunalp'le, Necdet Calp'i dahi dinlemişliğimiz vardır ama hakaret konusunda Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş gibisini görmedim.
Eski liderler birbirleri hakkında her şeyi söylediler. Hatta cenazede bile tokalaşmadıkları oldu. Ama bir şeyi yapmadılar. Eşleri, çocukları, aileleri, namusları siyasi polemik konusu olmadı. Kılıçdaroğlu, bunu yıktı.
CHP lideri 7 Haziran seçimlerine giderken kazandığı “pozitif muhalefet” imajını da böylece yerle yeksan etti. Pozitif muhalefet gitti, küfürlü siyaset geldi. CHP lideri “pozitif siyasetle” sağladığı krediyi, küfürlü muhalefette tüketti.
Erdoğan'ı eleştireceğim diye, Cumhurbaşkanlığı yeminindeki “Namus ve şeref” ibaresini hatırlatıyor. Yapmayın Kemal Bey Allah aşkına. Birisi de çıkar size Anayasa'nın 81.maddesinde yer alan milletvekili yeminindeki, ”Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim” sözünü hatırlatır. Eskiler, ”Üslubu beyan ayniyle insandır” derlerdi. Duymak istemediğiniz sözü söylememeniz lazım.
Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve bütünlüğünün sembolüdür. Süleyman Demirel, 1.Körfez Savaşı sırasında Türkiye'nin ABD'nin yanında Irak'a girmesini savunduğu için Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı, “Devletin Çankayası fevkalade yanlış bir işin içindedir. Dalalet içindedir, hıyanet içindedir” diye eleştirmişti. Bunun üzerine Özal, 500 milyonluk tazminat davası açtı. Demirel kaybetti. Özal'a 10 milyon lira ödemek zorunda kaldı. Aynı Demirel, ”Bu davayı kaybettiğim için mutluyum. Mahkeme, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamının hıyanet ve dalalet içinde olmadığını tespit etmiştir” demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin liralık tazminat davası açtı. Bakalım dava sonuçlandığında Kılıçdaroğlu ne diyecek?