Selvi: Liderlerin kafasındaki formüller
Abdülkadir Selvi, 'Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesi bundan sonraki süreci tayin edecek' dedi...

Oluşturma Tarihi: 2015-08-10 05:19:26

Güncelleme Tarihi: 2015-08-10 05:19:26

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü "Liderlerin kafasındaki formüller" başlıklı yazısında koalisyon hükümeti için bir araya gelecek olan Kemal Kılıçdaroğlu ve Ahmet Davutoğlu görüşmesini masaya yatırdı. CHP'nin restorasyon hükümeti talebinde kriz kokan bir nokta var, ifadesine yer veren Selvi, "28 Şubat'ın İmam Hatiplerin kapasına kilit vurmayı hedefleyen 8 yıllık kesintisiz eğitiminin tasfiyesi anlamına gelen 4 artı 4 artı 4 yıllık eğitimin restorasyonu. Peki bu iş nasıl olacak? CHP'nin ısrarla savunduğu 1 artı 8 artı 4 yıllık eğitim formülüyle mi? Bu teklif İmam Hatiplerin orta kısmının tasfiyesi anlamına gelmiyor mu? AK Parti ve CHP, iki farklı zihniyeti, birbirine taban tabana zıt olan iki dünya görüşünü temsil ediyor. Zaten iki ayrı dünya görüşünü savundukları için birisinin kapısında AK Parti, diğerinin kapısında ise CHP yazıyor." dedi.

İşte Abdülkadir Selvi'nin yazısından bir bölüm:

Başbakan Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, AK Parti-CHP koalisyon hükümeti için bugün bir araya gelecekler.

İki liderin görüşmesine tarihi anlamlar yüklemek doğru değil. Ama büsbütün işlevsiz görmek de yanlış. Önemli olan iki liderin iradesi olacak. Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu sadece koalisyon kurup kurmayacaklarına karar vermeyecekler. Aynı zamanda kendi siyasi gelecekleri açısından da kritik bir karar verecekler. Koalisyon hükümetinde erimek veya erken seçimde büyümek ya da tam tersi gibi bir tercihle karşı karşıyalar.

Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesi bundan sonraki süreci tayin edecek.

İki liderin koalisyon hükümetlerine bakış açıları farklı.

Kılıçdaroğlu, 4 yıllık güçlü bir AK Parti-CHP koalisyonunu istiyor.

Başbakan ise 4 yıllık bir angajmanın bu aşamada erken olduğu görüşünde. Koalisyon kurulmadan ne kadar devam edeceğini kestirmek güç. O nedenle koalisyonun sürecinin ucu açık olmasını istiyor.

CHP, bir restorasyon hükümeti kurulmasını istiyor.

AK Parti ise reform hükümeti talep ediyor.

CHP'nin restorasyon hükümeti talebinde kriz kokan bir nokta var. Neyin restorasyonu? AK Parti'nin 13 yıllık icraatlarının restorasyonu.
28 Şubat'ın İmam Hatiplerin kapasına kilit vurmayı hedefleyen 8 yıllık kesintisiz eğitiminin tasfiyesi anlamına gelen 4 artı 4 artı 4 yıllık eğitimin restorasyonu. Peki bu iş nasıl olacak? CHP'nin ısrarla savunduğu 1 artı 8 artı 4 yıllık eğitim formülüyle mi? Bu teklif İmam Hatiplerin orta kısmının tasfiyesi anlamına gelmiyor mu?

AK Parti ve CHP, iki farklı zihniyeti, birbirine taban tabana zıt olan iki dünya görüşünü temsil ediyor. Zaten iki ayrı dünya görüşünü savundukları için birisinin kapısında AK Parti, diğerinin kapısında ise CHP yazıyor.

İki parti heyetlerinin çalışmalarında, “derin görüş ayrılıkları” tespit edildi. Ancak iki lider müzakerelerini bunların üzerine kurmayabilir.
Örneğin Kılıçdaroğlu, yeni bir yaklaşım açısı getirip, görüş ayrılıkları yerine, ”Nasıl koalisyon kurabiliriz” diye bir başlık üzerinden müzakere isteyebilir.

Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu'ndan daha güçlü bir şekilde AK Parti-CHP koalisyonunu savunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Görüşmeler sırasında uzlaştıkları metin esas alınabilir. Ona liderlerle olan görüşmeler çerçevesinde eklenebilecek ve uyum sağlayabilecek konularda dahil edilinebilir. Hükümet kurulduktan sonra anlaşılamayan konular da şimdilik ötelenir. Koalisyon çalışmaları sırasında koalisyonun içyapısını oluşturabilecek bir kurumsal yapıya benzer bir koordinasyon kurulu ile diğer anlaşılamayan konular üzerinde anlaşma sağlanabilir” şeklinde bir açılım getirdi.

İşte o an, koalisyon umudunun yeniden canlandığı andır.

Erken seçimin en güçlü ihtimal olduğuna inanmakla birlikte, iki liderin görüşmelerinin bir tiyatrodan ibaret olmadığının da altını çizmek istiyorum.

Burada iki liderin göstereceği irade önemli. Liderlerin evet demesi için de hayır demeleri için de müsait bir hava var. Her iki kararı verdiklerinde de tabanlarına anlatabilecekleri malzeme var.

AK Parti ile CHP heyetleri; ekonomi, dış politika, çözüm süreci-Alevilik, Anayasa, eğitim, Meclis, bağımsız kurullar başlıklarını çalıştı. 7 Haziran gününe kadar birbirine temel temele zıt politikaları savunan iki parti bir araya geldi ve Türkiye'yi nasıl yönetiriz diye çareler aradı. Koalisyon görüşmelerinden çıkacak sonuç ne olursa olsun. Bu dahi başlı başına bir başarı. Türk demokrasisi açısından önemli bir kazanım.

7 Haziran'dan bu yana kimi hükümet formülleri hiç denenmeden şansını kaybetti. Geriye güçlü iki ihtimal kaldı.
AK Parti-CHP koalisyonu deneniyor.

Koalisyon kurulamadığı taktirde ise AK Parti, takvimi ve gündemini önceden ilan ettiği, Türkiye'yi Kasım ayında seçime götürecek bir hükümet kurar, MHP ise HDP'li seçim hükümetini engelleyen bu formülün hayata geçirilmesi için güven oylamasına girmeyerek destek verir. Böylece bir hükümet kurulur, 257 milletvekilinin güvenoyuyla ülkeyi seçimlere götürür.