Stresli ortamda çalışmak unutkanlık sebebi
Demans ve Alzheimer gibi hastalıkların belirtisi olan unutkanlık, stresli ortamda çalışmaktan da kaynaklanıyor. Nöroloji uzmanı Prof. Dr. Şeref Demirkaya “Böyle şartlar atında görev yapmak sonucu oluşan psikolojik faktörler unutkanlığa sebep olabiliyor” diyor

Oluşturma Tarihi: 2017-10-07 09:00:54

Güncelleme Tarihi: 2017-10-07 09:00:54

Günümüzde en çok şikayet edilen konulardan biri de unutkanlık. Sağlık Bilimleri Üniversitesi öğretim üyesi, nöroloji uzmanı Prof. Dr. Şeref Demirkaya, çok yoğun ve stresli bir ortamda çalışmanın unutkanlığa sebep olduğunu söyledi. Son yıllarda Alzheimer tipi demansın daha bilinir hale gelmesi ve bu hastalığın semptomlardan birinin unutkanlık olması nedeniyle birçok kişinin “Acaba bu hastalığa mı yakalandım?” kaygısı yaşadığını aktaran Demirkaya, geçmiş yıllarda ileri yaşlarda duymaya alışık olunan ‘unutuyorum' yakınmasının günümüzde çok genç yaşlarda dile getirilir hale geldiğini aktardı. Demirkaya, bunların bir kısmının da Alzheimer olma düşüncesiyle doktora başvurduğunun altını çizerek şöyle konuştu:

“Çok yoğun ve stresli ortamda çalışma gibi psikolojik faktörler unutkanlığa sebep olabiliyor. Ayrıca hipotiroidi dediğimiz tiroit hormonlarının eksikliği, B12 ve folat gibi vitamin eksiklikleri, bazı kalp, karaciğer, böbrek ve kan hastalıkları gibi sistemik hastalıklar Alzheimer'ı taklit edebilir. Demans düşünülen hastaların yaklaşık yüzde 10'unda tedavi edilebilir potansiyel olarak geri dönüşlü psikiyatrik ve metabolik bozukluklar bulunuyor” diye konuştu. Hastalığın belirtileriyle ilgili de bilgi veren Demirkaya “En belirgin ve en erken görüleni bellek kaybı” diyerek şöyle devam etti: “Bellek kaybı başlangıçta, genellikle son olaylarla ilgili. Hastalar çocukluk dönemlerine ait olayları en ince ayrıntısına kadar hatırlarken, kısa süre önce olan olayları hatırlayamaz ve sorduğu soruları tekrar tekrar sormaya başlar. Yeni tanıştığı kişilerin adlarını, eşyalarını nereye koyduğunu hatırlayamaz olur. Kişinin günlük yaptığı işleri hatırlamak için listeler yapmaya başlaması hastalığın habercisi.”

KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Ömrün giderek uzamasıyla gelecekte bu hastalığa yakalananların sayısının artmasının da kaçınılmaz göründüğünün altını çizen  Prof. Dr. Şeref Demirkaya, şunları söyledi:

“Aile öyküsünün bulunması Alzheimer için önemli bir risk faktörü. Ancak ailede bir hastanın bulunmasından, diğerlerinde de Alzheimer görüleceği anlamı da çıkarmamak gerekir. Bu sadece riskin yüksek olduğu anlamına gelir. Kadınlarda hastalık daha sık görülüyor. 65 yaşından sonra her 6 kadından 1'i Alzheimer'a yakalanırken, erkeklerde durum 11 erkekte 1 olarak ortaya çıkıyor. Bunun menopoz sonrası ortaya çıkmasında, hormonların olası etkilerinin yanı sıra kadınların daha uzun yaşaması da etkili oluyor. Ayrıca eğitim düzeyi, strese duyarlılık, depresyona yatkınlık ve uyku bozukluklarının da katkısı olabileceği düşünülüyor.”