'Suriye'deki denge Türkiye'nin lehine değil'
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu bugünkü yazısında Türkiye'nin içerde PKK, dışarda PYD ile olan mücadelesini yazdı.

Oluşturma Tarihi: 2016-02-23 10:50:53

Güncelleme Tarihi: 2016-02-23 10:50:53

Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu bugünkü yazısında Türkiye'nin içerde PKK ve dışarda PYD ile olan mücadelesini kaleme aldı. "PKK'yla ilgili olarak Türkiye'ye egemen olan, sürekli beslenen “başarı geliyor, bitti bitiyor” iddiasının, mevzi savaşları ve bunları “kazanmak” dışında ne yazık ki bir karşılığı yok." ifadelerini kullanan Bayramoğlu, PYD konusunda ise ABD'nin Suriye'de IŞİD'e yönelik politikalarına değindi. Bayramoğlu, "Türkiye'nin tehdit olarak gördüğü PYD-YPG, ABD'nin IŞİD'le mücadelesinde ayrıcalıklı bir yer tutmaya devam edecek" dedi.

Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu'nun bugünkü yazısı:

Sıkışıklık azalmıyor artıyor.

PKK'yla ilgili olarak Türkiye'ye egemen olan, sürekli beslenen “başarı geliyor, bitti bitiyor” iddiasının, mevzi savaşları ve bunları “kazanmak” dışında ne yazık ki bir karşılığı yok. Sorun Cizre ve Sur sokaklarından ibaret değil. Kaldı ki o sokaklarda yaşananlar, arada sıkışan siviller, çöken şehirler, savaşın kötü kokusu inanılmaz bir güvensizlik, örselenmeyi, tahribi beraberinde getiriyor.

Asıl siyasi sıkışıklık aşağıda, Güney'de.

Türkiye ABD'yle yaptığı en üst düzeydeki temastan da istediği sonucu alamadı.

Oysa hükümetin verdiği ilk bilgiler aksi istikametteydi. Nitekim Erdoğan ve Obama arasındaki görüşmenin Türkiye açısından olumlu geçtiğini Ankara kulislerinden hareketle ayrıntılarıyla anlattığı dünkü yazısında Abdülkadir Selvi şunları söylüyordu: Obama, Esed ve YPG'nin Suriye'nin kuzeybatısından doğuya doğru ilerlemeden duyduğu rahatsızlığı ifade ediyor ve ortak açıklamaya konulmasına olumlu karşılık veriyordu.

Ne var ki, ABD'nin yayınladığı resmi not bu istikamette değildi. Yayınlanan metinde YPG'ye yönelik bir kınama yoktu. ABD'nin YPG'ye desteğinin sona ereceğini akla getiren tek ima bulunmuyordu. YPG'nin koşulları kötüye kullanarak toprak ele geçirmeye çalışmaması isteniyor ve Türkiye top atış atışlarına son vermeye davet ediliyordu...

Açık: Türkiye'nin tehdit olarak gördüğü PYD-YPG, ABD'nin IŞİD'le mücadelesinde ayrıcalıklı bir yer tutmaya devam edecek.

Türkiye'nin Suriye Kürtlerine yönelik politikası destek bulamayacağı gibi tersine Suriye Kürtleri ABD ve Rusya'nın gözdeleri olmaya devam edecekler ve o bölgedeki Kürt alanı Türkiye'nin isteği hilafına meşruiyet kazanmaya devam edecek. Suriye Kürtlerine stratejik özel bir önem verildiği gerçeğini ve kimi yorumculara göre ABD'nin kaygılarından birisinin PYD'nin Rus etkisi altına girmesi olduğunu da hatırlatalım.

Haklılık ya da haksızlık bir yana, resim bu, denge bu...

Denge Türkiye'nin lehine değil.

Başarı bu dengenin Türkiye aleyhine daha çok bozulmasını engellemek, mümkünse tersine çevirmek.

Bunun ise tek yolu var, izlenen politikaları mutlaklaştırmamak, belli bir politik bakış ile ülkenin çıkarı ve varoluşu arasında mutlak ilişki kurmamak, gerekirse o politikaları hızla gözden geçirerek leyhe çevirmek. Oluşmakta olan o meşru alanda yer almak.

Ne yapmalı?

Sık yazdığımı tekrar edeyim. Bunun iki ayağı var.
Türkiye, çözüm siyasetine geri dönerek, bunun imkanlarını yaratarak ve zorlayarak, elindeki tüm imkanları kullanarak, belli bir anlaşma üzerinden PKK'nin silahlı unsurlarını ülke dışına itmelidir.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ