Taşgetiren: Çağrım Selahattin Demirtaş’a
Ahmet Taşgetiren, HDP'yi yaptığı siyasetten dolayı eleştirerek Selahattin Demirtaş'a çağrıda bulundu...

Oluşturma Tarihi: 2015-12-09 04:22:45

Güncelleme Tarihi: 2015-12-09 04:22:45

Star Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, bugünkü "Sen önce Diyarbakırlılaş!" başlıklı yazısında Diyarbakır'da yaşanan çatışmalarda zarar gören tarihi mekanlar için HDP'ye ağır eleştirerek Demirtaş'a bir çağrı yaptı. Sizi yargılamak değil niyetim, şimdi, belki bu satırları okuduktan sonra “Evet yaaa, nasıl atladık bu cami kundaklamasını!” diye hayıflanacaksınız, ifadesini kullanan Taşgetiren, "Biliyorsunuz ki HDP'nin “Türkiyelileşme” yönelişini önemsedim. İçi doldurulabildiği ölçüde olumlu bir yöneliş olacaktı o. Aslında Kürt toplumunun da yürek tınısına uygun bir yönelişti. Evet Kürtler, yüzde 90'lar oranında “Türkiye bütünü” içinde yer almayı tercih ediyorlardı. Türkiye onların da memleketi idi, onlar da Türkiye'nin ruh harmanında yer almışlardı" diye yazdı.

İşte Ahmet Taşgetiren'in yazısından bir bölüm:

Bu çağrım Selahattin Demirtaş'a ve onunla birlikte yürüyenlere: Siz önce Diyarbakırlılaşın. 

Hatta siz önce Kürtleşin!

Türkiyelileşmek de onun içinde.

Diyarbakırlılaşırsanız İstanbullulaşırsınız.

Diyarbakırlı olsaydınız, mesela Tahir Elçi gibi, gider, kurşun yarası alan Dört Ayaklı Minare'nin yanında “Kıymayın bu minarelere” diye seslenirdiniz.

Diyarbakırlı olsaydınız, kundaklanan, içi cephaneliğe dönüştürülen Kurşunlu Camii için feryat ederdiniz. İçiniz yanardı. Bir iki sözünüz olurdu ağıt babında. Nerdesiniz Sayın Demirtaş? Yok mu iki kelamınız Sur içindeki her sokağı mevzi haline getirip patlamaya hazır bombalarla dolduranlara karşı?

Sizi yargılamak değil niyetim, şimdi, belki bu satırları okuduktan sonra “Evet yaaa, nasıl atladık bu cami kundaklamasını!” diye hayıflanacaksınız. Ama Diyarbakır'da hendek kazmaya, onların içini el yapımı bombalarla doldurmaya isyan etmezseniz, ortaya çıkacak tarih katliamı karşısında da söyleyecek sözünüz olmaz. Ve o zaman Diyarbakır'ın ruhundan koparsınız. Ruhsuz yeni bir Diyarbakır inşasıdır oralarda örgütün peşinden koştuğu. Onun için diyorum “Sen önce Diyarbakırlılaş!” diye...

Biliyorsunuz ki HDP'nin “Türkiyelileşme” yönelişini önemsedim. İçi doldurulabildiği ölçüde olumlu bir yöneliş olacaktı o. Aslında Kürt toplumunun da yürek tınısına uygun bir yönelişti. Evet Kürtler, yüzde 90'lar oranında “Türkiye bütünü” içinde yer almayı tercih ediyorlardı. Türkiye onların da memleketi idi, onlar da Türkiye'nin ruh harmanında yer almışlardı. HDP için ciddi bir toparlanma olacaktı “Türkiyelileşme” hamlesi. İster PKK deyin, ister Türkiye marksist hareket kalıntıları, bu yönelişin içini zehirlediler. Türkiyelileşme teması, Suriye eksenli hesaplarla zehirlendi ve akamete uğradı.

Hani zannedilir ki, HDP, “Kürt siyaseti” yapıyor olmakla, Diyarbakırlıdır. Amed'lidir, hatta Kürttür.

Ama Diyarbakır'ın, Amed'in ruhu ile bütünleşmeden Diyarbakırlı olunabilir mi? Kürd'ün ruh dokusunu doğru okumadan Kürt olunabilir mi?

Bunu yazdım, “Asıl asimilasyon hareketi, PKK'nın Kürtler üzerindeki operasyonu ile gerçekleşmektedir” diye.

Bir ara bir Alevi Dedesi de “Alevi gençlerin marksist hareketlerin ağına düşürülerek asimile edildiğini” söylemişti.

Belki de Diyarbakır'ın tarihi eserlerine sahip çıkan UNESCO sözümona “Kürt siyaseti” yapanlardan daha fazla Diyarbakırlı'dır.  

Aynı mantığı İstanbul için de kullanabilirsiniz: İstanbul'un tarihi eserlerini koruma altına alan UNESCO, tarihi caminin taşlarından gecekondu yapan adamdan da daha çok İstanbulludur.

Selahattin Demirtaş ağladı mı Kurşunlu Camii için?

Gültan Kışanak ki Diyarbakır'ın şehreminidir. Yani o kutlu şehir ona emanet edilmiştir. Ağladı mı Kurşunlu Camii için, ben mi görmedim?