Taşgetiren'den akademisyenlere eleştiri
Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren bugünkü yazısında 1100 akademisyenin operasyonların durması için imzaladığı bildiriyi eleştirdi.

Oluşturma Tarihi: 2016-01-12 14:14:10

Güncelleme Tarihi: 2016-01-12 14:14:10

Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren bugünkü yazısında 1100 akademisyenin operasyonların durması için imzaladığı bildiriyi kaleme aldı. Taşgetiren, bildiride yer alan ifadeler için, "Bu ifadeler bugüne kadar PKK bildirilerinde yer aldı mı bilmiyorum. En fanatik Türkiye düşmanları benzeri bir bildiriye imza attı mı, bilmiyorum." Kullanılan dilin Türkiye düşmanı bir dil olduğunu belirten Taşgetiren, Bunlar akademisyen ise bütün memleket insanı şimendifer sayılsın! dedi. Taşgetiren akademisyenlere seslenerek örgütlerin Doğu ve Güneydoğu'da estirdiği terör eylemlerini hatırlatarak, "Madem terör konusunda bir duyarlılığınız vardı, madem şiddete karşı idiniz, madem sürgünlere tepki gösteriyordunuz, KCK, YDG-H, Kandil bilmem ne... Doğu - Güneydoğu'da terör estirerek halkı canından bezdirip göçe zorlarken neredeydiniz?" Taşgetiren bildiri içinde "Dağın akademik dili böyle oluyormuş demek ki" diye PKK bildirilerindeki benzerliğe vurgu yaptı.

Ahmet Taşgetirenin bugünkü yazısı

1100 akademisyen (!) imzalamış. Hem devlet üniversitelerinde hem özel üniversitelerde çalışıyorlarmış. Farklı branşlarda. Kimi temel bilimlerde ders veriyor kimi sosyal bilimlerde.

Çocuklarımızı onlara emanet ediyoruz.

Ne demişler bakın:

“Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi gerekiyor.”

Bu ifadeler bugüne kadar PKK bildirilerinde yer aldı mı bilmiyorum. En fanatik Türkiye düşmanları benzeri bir bildiriye imza attı mı, bilmiyorum.

“Kürt halkına ve tüm bölge halklarına karşı katliam ve bilinçli sürgün yürütüyormuş devlet!”

İnsaf falan demeyeceğim. Yuh artık!

Bunlar bilim adamı olacaklar!

Bunlara kim çocuğunu okusun, adam olsun diye teslim eder Allah aşkına!

Bu dil üniversite amfilerinde de konuşuluyorsa yazık bu memleketin çocuklarına.

Ne düşünüyorsunuz, nasıl bir akademik tırmanış var bu ülkenin üniversitelerinde, Kandil'in kanlı dili resmen kürsülere taşınıyor da haberimiz yok.

Madem terör konusunda bir duyarlılığınız vardı, madem şiddete karşı idiniz, madem sürgünlere tepki gösteriyordunuz, KCK, YDG-H, Kandil bilmem ne... Doğu - Güneydoğu'da terör estirerek halkı canından bezdirip göçe zorlarken neredeydiniz?

Bu soru bile abes yukarıdaki cümleyi kurabilenlere.

Çünkü o dil, Türkiye düşmanı bir dil.

Dağın akademik dili böyle oluyormuş demek ki.

1100 akademisyen öyle mi?

Bunlar akademisyen ise bütün memleket insanı şimendifer sayılsın!

Bu akademisyenler Türkiye üniversitelerinde mi yetişti, yoksa bir grubu dağa çıkan kadroların uzantıları olarak üniversitelere mi yerleştirildi?

Üniversite ilgilensin memlekette olan bitenle, evet, “Kürt sorunu”na çözüm de önersin, ülkenin bir bölgesinde yaşanan drama dair değerlendirmelerde de bulunsun ama bu bildiri bunların hiçbiri değil ki. Bu, resmen Türkiye'ye karşı kinin, öfkenin kusulduğu bir metin.

Doğu - Güneydoğu'da yaşanan, mesela spesifik bir devlet hatasına tepki de değil bu, kategorik bir katliam suçlaması.

Üstelik, sadece “Kürt halkı”na karşı da değil, “tüm bölge halklarına karşı bir katliam”dan söz ediliyor. Ne bu? Bu bölgede Türkiye'ye karşı öfke duyan tüm odakların öfke dili. Ve bizim üniversitelerimizde.

Hayret!

Bugün-yarın bakacağız, bakalım bu bildiride imzası olanlardan kaçı “Ben yoktum, haberim olmadan adım konmuş” vaveylasını koparacak?

Zaten oldum olası, bir akademisyenin “bildiri” yayınlaması da acayip - garayip bir iş olmuştur.

Kürsü işgal edeceğine çık sokağa kardeşim, yumruk sık, küfret. Boşalma ihtiyacın varsa böyle boşal. Niye kusuyorsun kürsünün karşısına oturmuş olan ülke gençlerinin zihnine ki! Niye “akademi”nin adını çamura buluyorsun ki?

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ