Taşıyıcı annelik ve ertesi gün hapının hükmü
Eşler razı olsa dahi taşıyıcı annelik yöntemi uygun mudur ya da kişi cenazesini kadavra olarak bağışlayabilir mi? Peki ertesi gün hapı caiz mi?

Oluşturma Tarihi: 2021-03-27 21:13:10

Güncelleme Tarihi: 2021-03-27 21:13:10

Son dönemde doğum kontrol yöntemleri ile ilgili tartışmalar dikkati çekerken kadavra bağışının caiz olup olmayacağı, taşıyıcı anneliğin meşruiyeti ve anomalili doğum sürecine nasıl yaklaşılması da kafalarda soru işaretlerine neden oluyor.

Toplumsal yargı ve hükümlerden ziyade dini bir bakış açısıyla bu tarz konuların aydınlatılması önemli bir öncelik teşkil ediyor.
İşte bu tarz konularda Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nca verilen cevaplar:

Son dönem tartışmalara sıkça rastladığımız konulan arasında taşıyıcı annelik geliyor:

Taşıyıcı annelik nasıl gerçekleştiriliyor?

Evli kadın ve erkeğin yumurta ve spermleri laboratuar ortamında döllendirildikten sonra yabancı bir kadının rahmine yerleştirilir.
Evli kadın ve erkeğin yumurta ve spermleri laboratuar ortamında döllendirildikten sonra erkeğin diğer eşinin rahmine yerleştirilir.
 Birbirine yabancı erkekle kadından alınan sperm ve yumurtalar laboratuvar ortamında döllendirildikten sonra, çocuk sahibi olmak isteyen bir kadın için üçüncü bir kadının rahmine yerleştirilir. Bu durumda çocuk sahibi olmak isteyen kadın, hamile kalma, dünyaya getirme işlerinde hiç katkısı olmaksızın, sadece ödeyeceği para karşılığında “çocuk sahibi” olmaktadır.
 Erkeğin spermi ile yabancı bir kadının yumurtası laboratuvar ortamında döllendirildikten sonra yumurta aynı kadının rahmine yerleştirilir. Çocuk dünyaya geldikten sonra erkeğin eşine teslim edilir.
 Kadının yumurtası, kocası dışında bir erkeğin spermi ile döllendirilip yabancı bir kadının rahmine yerleştirilir. Çocuk dünyaya geldikten sonra yumurta sahibi eşe teslim edilir.

Din İşleri Yüksek Kurulu bu konuda şu kaanati dillendiriyor:

Günümüzde dünyada görülen taşıyıcı annelik uygulamasında, sperm sahibi erkek ile o erkeğin ve eşinin üreme hücrelerinin sun'i döllenmesinden oluşan cenini rahmine kabul eden kadın arasında nikâh ilişkisi bulunmamaktadır. Şu halde taşıyıcı annelik uygulaması ayette ifade edilen “ırzı koruma” ilkesini ihlal etmek anlamına gelmekte, diğer bir ifade ile bir tür hukuk dışı ilişki anlamı ve şüphesi taşımaktadır.

Taşıyıcı annelik uygulamasında ise yumurta sahibi kadının eşi ile rahim sahibi kadın arasında nikâh bağı bulunmamaktadır. Bu sebeple neslin devamı için meşru bir yol değildir. Bu noktada taşıyıcı annenin, sperm sahibi erkeğin ikinci eşi olması, aşağıda değinilecek başka gerekçeler ve doğuracağı kimi olumsuz bedeni-ruhi etkiler sebebiyle durumu değiştirmez.
Helalliğine dair delil bulunmayan rahimle ilgili uygulamalar peşinen haram sayılır. Buna göre helalliği yönünde delil bulunmayan taşıyıcı annelik uygulaması haramdır.

 Bir başka konu ise Anomalili doğumun yapılıp yapılamayacağı:

"Annenin hayati tehlikesi olmadan anomalili gebelik sonlandırılmamalı"

İnsan hayatının korunması dinin vazgeçilmez değerlerindendir. Yaşama hakkı, sperm ve yumurta hücrelerinin birleştiği ve döllenmenin başladığı andan itibaren Yüce Allah tarafından verilmiş temel bir hak olup artık bu safhadan itibaren anne ve baba da dâhil hiçbir kimsenin bu hakkı ihlal etmesine izin verilmemiştir. Kur'an ve sünnette yer alan genel kaideler ve hükümler, dinen meşru bir gerekçe olmadıkça anne karnındaki ceninin hayatının sonlandırılmasına müsaade etmez.Bu itibarla, annenin hayati tehlikesi gibi haklı ve kesin bir zaruret olmaksızın anomalili de olsa gebeliği sonlandırmak dinen caiz değildir.

Kadavra bağışı ile ilgili de bazı tartışmalar olsa da bu konuda kanaat şöyle:

Kadavra bağışı caiz mi?

Tıp biliminin gelişmesi ve tıp alanında hizmet verecek elemanların yetiştirilmesi amacına yönelik insan cesedi (kadavra) üzerinde uygulamalı çalışmalar yapıldığı bilinmektedir. Bunların söz konusu amaca yönelik olarak kullanılmasında dinen bir sakınca yoktur.
İslam'a göre insanın ölüsü veya ona ait bir organı da saygıya layıktır. Bu itibarla, söz konusu kadavraların eğitim amacı dışında kullanılmaları dinen caiz değildir. Ayrıca cenazenin yıkanması, kefenlenmesi, namazının kılınması ve defnedilmesi gerekir. Bu hususlara riayet edilmesi şartıyla kadavra bağışında bulunulmasında ve varislerin bu konudaki vasiyeti yerine getirmelerinde dinen bir sakınca yoktur.

 Doğum kontrol aşamalarında uygulanan yöntemler de bazen kafa karıştırıcı olabiliyor:

Ertesi gün hapı ve doğum kontrol hapı kullanmak caiz midir?

Gebeliği önleyici tedbirlere başvurarak doğumu kontrol altında bulundurmak bireysel düzeyde kaldığı ve sağlık açısından zararlı olmadığı müddetçe caiz görülmektedir.
Uzmanların verdiği bilgiye göre doğum kontrol hapları ile ertesi gün hapları ise; yüksek doz hormon içerdiğinden, hormonal dengesizliklere ve âdet düzensizliklerine sebep olmakta, ayrıca döllenen yumurtanın rahime tutunmasına engel olabilmektedir. Bu itibarla söz konusu hapların doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmaması uygun olur.