TBMM olağanüstü toplandı
Meclis Genel Kurulu darbe girişimi üzerine olağanüstü şekilde toplandı.

Oluşturma Tarihi: 2016-07-16 17:28:34

Güncelleme Tarihi: 2016-07-16 17:28:34

Meclis'e ilk olarka MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sonrasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve arkasında Başbakan Binali Yıldırım geldi. 

TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında yaptığı toplantıda şehitler içine saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı okundu. Kahraman, daha sonra İstiklal Marşı'nın diğer 8 kıtasını okudu. Oturuma katılan bütün milletvekilleri ayakta alkışladı.

HULUSİ AKAR ve MEHMET GÖRMEZ DE KATILDI

Toplantıya, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez  ve darbe girişiminin ilk 4-5 saatinde haber alınamayan ve rehin alındığı sonradan kesinleşen sabah saatlerinde de kurtarılan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da katıldı. Akar'ın ismi söylendiğinde Meclis'te uzun süre alkışlandı.

İSMAİL KAHRAMAN KONUŞTU 

Meclis Başkanı İsmail Kahraman şunalrı söyledi:

"Bütün millet olarak tek vücuduz. Milletimizi temsil eden bütün bu hazurana teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yargıtay Başkanı ve yargı mensupları, yabancı misyon şefleri burada ve biz milletvekilleri olarak, hiçbir parti farkı gözetmeksizin yekvücut olarak buradayız. Danıştay üyelerimiz teşrif etmişler. Herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.Dün akşamdan beri çok gergin, çok acı verici, çok ibretli saatler yaşamış bulunuyoruz. 15 Temmuz Demokrasi Bayramı'nın bir güzel tablosuyla karşı karşıyayız. Dileğimiz birliğimizin aynı şekilde devam etmesidir. Milletimize bu acıyı yaşatanlar müstehak oldukları cezaya çarptırılacaktır. Bu darbe teşebbüsünü fevri, anlık olarak değerlendirirsek, doğru değerlendiremeyiz ve anlayamayız. Türkiyemizin iç meselelerine tarihine, medeniyetine ve kültürüne sadık kalması, Türkiye'yi yönelendirecek politikalar dikte edecek bir takım dış güçleri rahatsız etmektedir. Türkiyemizin dış politikasına ilişkin meselelerde bir duruş sergileme çabası içinde olması, ülkemizin gelişmesini istemeyen bir takım güçleri rahatsız etmektedir. Ne yazık ki dün akşam bir darbe girişimi yaşandı. Siyasi partilerimiz, STK'lar, devlet kurumlarımız, TSK'nın darbeyi prim vermeyen büyük çoğunluğu, aziz milletimiz ve milletvekillerimiz, vatan hainlerinin bu darbe girişimine onurla direnmiş ve Cenabı Hakkın yardımıyla buna izin vermemiştir. Ne yazık ki bu hadiseler sırasında asiler birçok vatandaşımızın ölümüne ve yaralanmasına sebep olmuşlardır. Birçok kamu binası saldırıya maruz kalmıştır. TBMM bombalanmıştır. Bu gazi meclise bomba atılmıştır. Ellerine verilmiş silahları devlete ve millete yöneltmişlerdir. Bu unsurlar milletin bağrına silahlarını dayamıştır. Bir yabancı güce saldırıyormuş gibi halka saldırılmıştır. Herkese geçmiş olsun diliyor, bir daha böyle kara günler yaşanmamasını diliyorum.Bu bir tür terördür. Yaşanan kalkışma başarılı olamamıştır. Devlet bu olayın sorumlularının ve iç ve dış uzantılarının ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Bunu hukuk içinde yapacaktır. Bu kalkışmayı yapanlar küçük bir azınlıktır. Emir ve komuta zincirinin dışına çıkmış devlete isyan etmişlerdir. Gereken yapılacaktır ve en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Şimdi metanetimizi, sağduyumuzu koruyarak bu meseleyi kökünden temizlemek için birlik ve beraberlik zamanıdır. Bu millet tarihinde pek çok kötü badireler atlatmıştır. Bu günler de geçecektir. Biliyoruz ki zorlukta birlikte kolaylık vardır. TBMM, burada bir demokrasi nöbetinde bulundu. Hiçbir parti farkı gözetmeksizin aynı ruhla bir arada bulundu. AK Parti, CHP ve MHP yetkilileri buraya geldi. HDP Eş Genel Başkanı beni Diyarbakır'dan aradı, bu toplantıya katılacaklarını ve darbe karşı olduklarını ifade ettiler. Ortak metnini birlikte okuyacağız ve topluma sunacağız.Resmi ve sivil hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara şifa diliyorum. Cumhurbaşkanımızdan halkımıza gereken tavır ortaya konmuştur. Bir daha böyle bir gün olmayacaktır. Bütün siyasi partilerimize, genel başkanlarımızın şahsında milletvekillerimize, bütün halkımıza, her ilde meydanları dolduran ve demokrasi nöbeti tutan herkese teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. Egemenlik millete aittir. Bunu toplum haykırmıştır.Türkiye demokrasiyi benimsemiştir, bunu değiştirmeye kimsenin gücü olmayacaktır. Bütün güvenlik güçlerimiz gayret göstermiştir, çok kısa bir zamanda toplumumuz normal hayatına dönecektir. Kısa zamanda bu yaralarımızı saracağımıza inanıyorum. Bir aradayız, dışarıda büyük bir kalabalık var. Bir bütünlük altında bu şanlı bayrağımız altında bir arada olmaya devam edeceğiz. Gazi Meclisimizin dik duruşuyla milli egemenliğe sahip çıktığı için saygılarımı sunuyorum. 15 Temmuz Demokrasi Bayramınızı kutluyorum."

GENEL BAŞKANLAR KONUŞUYOR 

Meclis Başkanı'nın ardından sözü Başbakan Binali Yıldırım aldı. Başbakan şunları söyledi:

"Darbecilerin kalkışmasına karşı destek olan partilere teşekür ediyorum. Emniyet güçlerimize, polislerimize teşekkür ediyorum, alınlarından öpüyorum. Sabaha kadar durmaksızın ezan ve sala okuyan imamlarımıza ve durmadan dualar okuyan vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Dün tankların önünde kahraman gibi direnen, milletinin istiklalini muhafaza eden şehitlerimizi minnetle anıyor mekanları cennet olsun diyorum. O kahramanların ailelerine özellikle sesleniyorum. Üzülmeyin, onlar peygamberlikten sonraki en büyük rütbeye ulaştılar. O kahramanlar düne kadar sizin evlatlarınızdı ama bugün hepimizin evlatları. Parti ayrımı yapmaksızın bu yüce Meclis'i selamlıyor, sizleri büyük bir heyecanla alkışlıyorum. Meclisimiz, 23 Nisan 1920 sonrasındaki en zor, en uzun, en sıkıntılı gecesini yaşadı. İşgal kuvvetleri Polatlı'ya kadar gelmişlerdi ama bu Meclis'e dokunamadılar. 1960'da da Meclis'in ruhuna saldıramadılar. 28 Şubat darbecileri Meclis'e dokunmadılar. Dün gece öyle canice bir saldırı gerçekleşti ki millet iradesinin tecelli ettiği Meclis'in hem ruhunu hem bedenini aldılar. Bunlar asker kılığındaki caniler, teröristlerdir. Milletin evine saldıranların elleri kırıldı, ocakları söndü. Bu milletin evine, bu Meclis'e kim el uzatırsa akıbeti aynı olacak. Hiçbir darbe girişimi yapanların yanına kar kalmadı. İnşallah bugünden itibaren milletin iradesine el uzatamayacaklardır. Buna asla yeltenemeyeceklerdir. Bugün yeni bir gün. Bugün AK Parti'nin, CHP'nin, MHP'nin, HDP'nin ortak bir sesle darbeye hayır dedikleri bir gündür.Milletimize istiklalimize ve meclisimize yönelik bir saldırda nasıl bir araya geldiğimizi tüm dünyaya gösterdik. Bugün bir milattır. Bugün burada sergilenen dayanışma yeni bir sürecin başlangıcıdır. Bu ruhla biz yaralarımızı da sararız, terörü de yeneriz.Bugün acı bir hadisenin arkasından çoğalan umutların günüdür. Bu tarihi dayanışmayı inşallah geleceğe de taşıyacağız. Darbe karşısında kahramanca duran milletime bir daha şükranlarımı sunuyorum. İnadına demokrasi, inadına milli irade, inadına barış, inadına kardeşlik. Milletine darbe yapmaya çalışanlar darbeyi kendi yemiştir. 15 Temmuz demokrasi bayramı günüdür. Hayırlı, uğurlu olsun diyorum."

KEMAL KILIÇDAROĞLU

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, siz siyasi partilerimizin saygıdeğer başkanları, saygıdeğer yurttaşlarım. Türkiye Cumhuriyeti bize altın tabak içinde sunulmadı, acıyla, kanla, gözyaşıyla kurduk. Mazlum milletlere örnek bir devlet olduk. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak da yapanların vasiyetidir. Demokrasiyi derinleştirmek kolay değildir. Biz de demokrasi adına ağır bedeller ödedik. Dikkat buyurunuz, bu ağır bedeller hep darbe dönemlerinden sonra olmuştur. Değerli milletvekilleri, dün yaşadığımız olay doğrudan bir darbe girişimidir. Cumhuriyetimize, demokrasimize, tarihsel birikimimize yapılmış açık bir saldırıdır. Oysa biz demokrasimizi güçlendirmek için anayasamıza öyle maddeler koyduk ki değiştirilmesi dahi teklif edilemez. Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Savunmak hepimizin ortak görevi olmalıdır. Dün demokrasiye yapılan bu saldırıyı açıkça lanetliyoruz. Olay hepimizde derin üzüntü yarattı ki ve fakat ne mutlu ki bu süreç siyasette başından beri olması gereken bu süreç bizleri ortak bir paydada birleştirdi. Bu ortak payda cumhuriyete ve demokrasiye olan bağlılıktır. Demokrasiyi geliştirmek ve derinleştirmek hepimizin ortak faydasıydı. Demokrasi aynı zamanda üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğüdür. Anayasa ve ettiğiniz yeminlere bağlılık demektir. Medya özgürlüğü demektir. Tarafsız ve bağımsız yargı demektir. Aynı zamanda güçler ayrılığı demektir. Din ve vicdan özgürlüğü demektir. Hukuku ve demokrasiyi katledenlere karşı direnme hakkı demektir. Dün halkımız meydanlara çıktı, darbeye karşı direnme hakkını kullandı. Değerli milletvekilleri, bu Meclis'e düşen tarihi bir sorumluluk var. Bu darbe girişimi bize şunu açık ve net biçimde gösterdi. Bu parlamenter demokratik geleneğimizin bize kazandırdığı bir mirastır. Bu mirasa sahip çıkmak da hepimizin ortak görevidir. Ayrılık yok, gayrılık yok, demokrasi konusunda birlikte mücadele var. Hangi noktaya ulaştığımızı gösteren en önemli olaydır. Türk siyasal tarihinde. Değerli milletvekilleri. İleride bu darbe girişimi nasıl önlendi diye tarihçiler araştıracaklar. Bu ülkede demokrat ve özgürlükçü kalmış bir medyamız var. Her türlü eziyete rağmen özgür kalmaya çalışan medya darbeye karşı direndi. Hem de hepimizin gözleri önünde, canlı yayında, halkın doğru bilgilendirmesini sağladı, halkın direnme hakkını kullanması konusunda cesaret verdi. Medyaya yürekten teşekkür ediyorum. Neden yürekten medya diye ısrarla söyledim. Çağdaş demokrasilerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü büyük güç. Yalnız eklemek zorundayım. Siyasi partilerin darbe karşısında gösterdiği ortak tavır, özeleştiri yapma fırsatını da bize sundu. Türkiye demokrasi geliştikçe dünyanın saygın ülkelerinden biri olacaktır. Her türlü darbeye karşı olmak bu parlamentonun görevidir. Makamı mevkisi, rütbesi ne olursa olsun demokrasi üzerinde hiçbir vesayete bu parlamento izin vermemelidir. Uzlaşı kültürü içinde Türkiye'nin sorunlarını çözmek için birlikte çalışmak zorundayız. Bu bizim halkımıza vaat edeceğimiz güzel bir olaydır. Yaşadığımız tüm sorunları, tüm durumları, tam demokrasi, daha fazla özgürlük ve adalet içinde çözebiliriz. Demokrasiden taviz verilmesi sorunların çözümü değil, sorunların kendisidir. Anayasa ve hukukun dışına çıkanlar kim olursa olsun, bunun bedelini mutlaka ödemeliler. Önümüzde çok kritik bir dönem olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Devletin vakarına ve ciddiyetine yakışan bir anlayışla yani hukuk içinde kalarak atlatmamız gerekmektedir. Hukuktan vazgeçmeyeceğiz, devlet hukuk içinde devlettir. Bu duygu ve düşüncelerle bu saldırılarda hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diliyorum."


DEVLET BAHÇELİ

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

"Sayın Başkan, değerli genel başkanlar, Sayın Genelkurmay Başkanı, değerli milletvekilleri, sözlerime başlarken muhterem heyetinizle birlikte bir ferdi, bir sevdalısı olmaktan onur duyduğum aziz milletimizi en içten duygularımla selamlıyorum. Şu anda ekranları başında pür dikkat bizleri izleyen her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum. Dün gece demokrasiye pranga vurulmak, darbe indirilmek istenmiştir. Millet iradesi çok açık saldırı ve suikasta uğramıştır. Türkiye'mizin diz çökmesi, omurgasının kırılması maksadıyla, şerefli Türk ordusu içine sızmış bir takım düşman işbirlikçisi ortalığa çıkmıştır. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarından bazıları rehin alınmış, Genelkurmay karargâhı işgal edilmiştir. TSK içine yuvalanmış vatan ve millet hasımları gecemizi zehir etmiştir. Türk demokrasisi çok çetin bir imtihandan geçmiştir. Gazi Meclis havadan bombalanmıştır. Bu sözün bittiği püf ve kırılma noktasıdır. Emniyet binaları, devlet televizyonları, istihbarat kuruluşları, havalimanları, askeri üs ve bölgeler ablukaya alınmış, peş peşe saldırıya uğramıştır. Bomba 79 milyon Türk vatandaşına değmiştir. Bu şerefsiz kalkışma, darbe girişimi Türk milletinin tamamını hedef almıştır. Dün gece yaşananlar darbe girişimi olduğu kadar kanlı ve kalleş bir terör saldırısıdır. Bu saldırı Türk askerinin içinden devşirilmiş, kandırılmış, aklı çelinmiş veya buna çoktan teşne bir grup tarafından yapılmıştır. Demokrasi uçurumdan dönmüştür. Kara leke yine milletimizin azim ve kararlılığıyla temizlenmiş, derin komplo ve kumpas inançla püskürtülmüştür. İhtilaller, muhtıralar devri geride kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti her musibeti def edecek kadar yeterlilik ve kuvvettedir.

Ülkemize kastedenlerin yediğini içtiğini burnundan getirmek hepimizin namus borcudur."

AYRINTILAR GELİYOR