Günümüzde “modern kölelik” olarak da ifade edilebilen ve en önemli insan hakları ihlallerinden birisi olarak kabul edilen insan ticareti, sosyal bir problem olarak görülmektedir. İnsan ticareti “kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma, kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması” anlamına gelir.
Türkiye'nin aldığı pozisyon
“İnsanın ticari bir meta haline getirildiği, en ağır insan hakları ihlallerinden birini oluşturan insan ticareti suçunun kökleri menkul kölelik biçimine dayanıyor olsa da 2000 yılında imzaya açılan Palermo Protoklü'nde suç olarak tanımlanmasından sonra gerek dünyada gerek ülkemizde yeni bir ivme kazanmıştır. Türkiye bu alana ilişkin gelişmeleri yakından takip ederek Palermo Protokolü'ne 2003 yılında diğer bir uluslararası sözleşme olan Avrupa Konsey Sözleşmesi'ne ise 2009 yılında taraf olmuştur.
Ulusal mevzuat
Bu alanda 2013 yılında 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile birlikte insan ticaretiyle mücadele ve mağdurların korunması alanındaki çalışmalar yeni bir boyut kazanmıştır. Bu Kanun ile birlikte İçişleri Bakanlığı'na bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuş ve Genel Müdürlük bünyesinde insan ticaretiyle mücadele ve mağdurların korunması alanında iş ve işlemleri yürütmek üzere İnsan Ticareti Mağdurlarını Koruma Dairesi Başkanlığı oluşturulmuştur.
En çok mağdur çocuklar
UNICEF ve İnsan Ticaretine Karşı Kuruluşlar Arası Eşgüdüm Grubu (ICAT), Dünya İnsan Ticaretine Karşı Mücadele Günü öncesinde yaptıkları açıklamada tüm dünyada belirlenmiş insan ticareti mağdurlarının yaklaşık yüzde 28'ini çocukların oluşturduğunu belirtti. Bu oran Sahra Güneyi Afrika, Orta Amerika ve Karayipler gibi bölgeler söz konusu olduğunda ise sırasıyla yüzde 64 ve yüzde 62 gibi çok daha yüksek rakamlara ulaşıyor.UNICEF Genel Direktörü Henrietta Fore: “İnsan ticareti tüm dünyada milyonlarca çocuk, özellikle yeterli koruma sağlanamadan evlerinden ve topluluklarından kopmak zorunda kalanlar açısından gerçek bir tehdit oluşturmaktadır. Bu çocukların, güvende olabilmeleri için hükümetlerin hemen harekete geçip gerekli önlemleri almaları gerekmektedir.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü İnsan Ticareti Mağdurlarını Koruma Dairesi Başkanlığı'nda görevli uzmanlar ise Birleşmiş Milletler Uluslarası Çalışma Örgütü'nün insan ticaretine yönelik verilerini birkaç yıl önce paylaşırken, dünya genelinde 40.3 milyon insan ticareti mağduru olduğu noktasında bilgilendirmelerde bulunmuşlardı.
Mağdurların profili
Göç idaresinin 2019 bazlı rapor değerlendirmesindeki verilere göre insan tacirleri, Türkiye'de yerli ve yabancımağdurları istismar ettikleri gibi, Türk mağdurları da yurtdışında istismaretmektedir. Türkiye'deki insan ticareti mağdurları, ağırlıklı olarak Orta ve GüneyAsya, Doğu Avrupa, Azerbaycan, Endonezya, Fas ve Suriye'den gelmektedir. 2019 yılında teşhis edilen 134 mağdurdan çoğu Özbek'ti (44 mağdur). Bu mağdurlardan31'i Suriyeli, 28'i Faslı, 26'si Kırgız, 11'i ise Endonezyalıydı. Bazı Gürcü erkek ve
kadınlarının, insan ticaretine ve zorla çalıştırmaya maruz kaldığı bildirilirken, bazıTürk erkekleri de Moldova'da insan ticaretine ve zorla çalıştırmaya maruz kalmışlardır.