Gıda kayıpları ve israfı, açlık ve kötü beslenme ile birlikte küresel sorunlar arasında ilk sırada yer almaktadır. Gıda kayıpları ve israfı, çiftçiler, tüketiciler ve gıda değer zincirindeki diğer paydaşlar için yüksek düzeyde bir ekonomik zarara yol açmakta ve bu da bir ülkenin ekonomik kaybı ve çevre üzerinde olumsuz etkilere sebep olması anlamına gelmektedir.Türkiye'nin Gıda Kayıpları ve İsrafının önlenmesi, Azaltılması ve Yönetimine İlişkin Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı da bu doğrultuda çalışmalara yer vermekte.
Nüfus 9,8 milyara yükselirken hedefler belirleniyor
Artma eğiliminde olan dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9,8 milyara yükselmesi beklenmektedir. Bu eğilime paralel olarak, yükselen dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılayabilmek için gıda üretiminin mevcut miktara göre yüzde 60 oranında artması gerekmektedir.. Eylül 2015'te Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları bünyesinde, “2030'a kadar perakende ve tüketici düzeylerinde kişi başına düşen küresel gıda atığının yarıya indirilmesini ve hasat sonrası kayıplar dâhil üretimdeki ve tedarik zincirlerindeki gıda kayıplarının azaltılması” alt hedefi olarak belirlenmiştir.
Cumhurbaşkanlığı da eylem planı kapsamında
Türkiye'nin girişimleriyle, Roma'daki Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Merkezi'nde “Gıda
Kayıpları ve İsrafının Ölçülmesi ve Azaltılmasına Yönelik Teknik Platform” kuruldu.Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 2019-2023 yıllarını kapsayan On Birinci Kalkınma Planı'nın1 411. maddesinde “Gıda güvenliğini teminen etkin stok yönetimi, arz zincirinde kayıpların azaltılması, israfın önlenmesi, piyasaların düzenlenmesine yönelik kural ve kapasitelerin
geliştirilmesi sağlanacaktır.“ ve 411.3. maddesinde “ Gıda kayıp ve israfının önlenmesi için tüketici bilinci artırılacaktır.” hedefleri yer almaktadır.
Tüketici boyutlu israf
Tüketici seviyesindeki gıda israfının diğer sebepleri: İhtiyaç fazlasının alınmasına yol açan plansız alışverişler,Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) ile Son Tüketim Tarihi, (STT) arasındaki farkın bilinmemesi sebebiyle ürünlerin çöpe
atılması,Evde uygun olmayan muhafaza koşulları ve zayıf stok yönetimi, Gereğinden fazla hazırlanan yemeklerin yenilememesi,
Yanlış hazırlama teknikleri sebebiyle gıdanın kalite ve miktarında oluşan kayıplar görülmesi, Artan yiyeceklerin değerlendirilmemesi, Tüketicilerin doğru gıda tüketim planı yapması ve tüketebileceği kadar gıdayı tedarik etmemesi yer alıyor.
Perakende boyutlu israf
Perakende aşamasındaki diğer gıda israfı örnekleri: Catering, kafeteryalar ve restoranlar gibi toplu tüketim
yerlerinde üretim planlamasının yapılmaması, Yetersiz stok yönetimi, olumsuz hijyen koşulları, personelin
eğitimsiz olması, alternatifli porsiyonların olmaması ve açık büfe uygulamaları, Tüketiciye sorulmadan sunulan ikramlar, Tüketicilerin, taze meyve ve sebzeleri seçerken dokunarak zarar vermesi,Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) yaklaşan ürünlerin satılamaması...
Önleme ve azaltma misyonu
Gıda kaybı ve israfını önleme ve azaltmada başarılı olabilmek, nihai tüketici ve atık yönetimi aktörleri de dahil, gıda sistemindeki bütün aktörlerin kapasitelerini geliştirmelerine ve tüketici davranışlarının değiştirilmesine bağlıdır. Hedef 1.3 somut kampanyalara, eğitimlere, atölye çalışmalarına ve yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası olmak üzere tüm seviyelerde iş birliği sağlanmasına odaklanılma planı yapılıyor.
Gıda bankasının oluşturulması
Türkiye'de gıda bankacılığı ilk defaGıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunda düzenlenmiştir. Ancak 2010 yılında çıkarılan “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” ile 5179 sayılı kaldırılmış olup, yeni kanunda gıda bankacılığı konusu yer almamaktadır. Bununla beraber, kayıt altına alınmış olan gıda bankaları mevcut olup gıda güvenilirliği açısından resmi kontrolleri Bakanlığımızca yürütülmektedir. Öte yandan daha iyi işleyen gıda bankacılığı sistemi ve diğer gıdayı kurtarma ve yeniden dağıtma modelleri için mevcut yasal düzenlemelerin ilgili kurumlarla birlikte gözden geçirilmesi ve gerekli iyileştirmelerin
yapılması gerekmektedir.