Zaman Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne, bugünkü "Yalama olmuş bir iktidarla..." başlıklı yazısında CHP ve AK Parti arasındaki koalisyon görüşmelerine değindi. Erdoğan 17/25 Aralık dosyalarının kapağını açtırmamak için koalisyonu kurdurmuyor, sonra tek başına iktidar için erken seçime gitmeyi planlıyor, ifadesine yer veren Türköne, "Tırmanan şiddetin ve dökülen şehid kanının arkasında duran saray entrikaları, seçim gündemini de belirleyeceğine göre AK Parti kesinlikle 7 Haziran'ın gerisine düşer," dedi.
İşte Mümtazer Türköne'nin yazısından bir bölüm:
Kılıçdaroğlu Erdoğan'ı "bütün sorunların kaynağı" olarak gösteriyor ve koalisyon hükümetinin, "o istemediği için" kurulamadığını açıklıyor.
Siyasetin meşrû aktörleri bu büyüyen "sorun"u çözecek bir çare bulamıyorlar; ancak hiç olmazsa projektörleri çevirip, olan biteni anlamamızı mümkün kılacak aydınlığı temin ediyorlar. Saray'ın oyun planını, Bahçeli kadar net ve sade özetleyen olmadı. Erdoğan 17/25 Aralık dosyalarının kapağını açtırmamak için koalisyonu kurdurmuyor, sonra tek başına iktidar için erken seçime gitmeyi planlıyor. Sağda solda gördüğünüz ne kadar yanlış-çarpık giden şey varsa hepsi bu basit planın tezahürlerinden ibaret. Müstafi hükümetin Millî Eğitim Bakanlığı, kapı gibi AYM kararı dururken dershaneleri kapalı tutmaya başka türlü nasıl cüret edebilir? "İptal kararı ile eski yasanın yürürlüğe girmediği kesin" diyen Bakanlık sözcüsü elbette bir anayasal yargı prensibini değil, sadece "güç hâlâ bizde" iddiasını dile getirmiş oluyor. Erdoğan'ın Endonezya'da Türk okullarını kapattırmak için yaptığı kulis gibi.
"Yalama olmak", bir vida ile somun arasında uyumu ve anlamını kaybetmiş ilişkiyi anlatır. Yalama olan bir vida iki farklı soruna yol açar. Somun vidayı, yalama olan dişlerden dolayı tutamaz; veya tam tersine ayırmak istediğiniz zaman vida boşa döner ve somundan kurtulamaz. Bizim yaşadığımız iktidar sorunu ikinci türden bir sorun. Aşırı ve usulsüz kullanımdan iktidar yalama oldu ve halk görevini sona erdirdi, şimdi zamanı geldiği halde iktidarı yapıştığı güçten ayırıp, yeni bir iktidar ile Türkiye'nin sorunlarını yerli yerine raptedemiyoruz. Kılıçdaroğlu'nun kullandığı "sorun" tabiri, tam olarak böyle bir durumu ifade ediyor. Saray'daki iktidar avara kasnak gibi boşa dönüyor ve hiç bir sorunu çözemediği gibi, çözecek bir düzeneğin kurulmasına da engel oluyor.
Erdoğan'ın "17/25'i engellemek için koalisyonu engellemek ve seçime gitmek" planı tıkır tıkır işlerse, yalama olmuş iktidar düzeneği ile Türkiye'nin başına kim bilir neler gelir.
Birincisi, yapılacak seçimden kesinlikle tek parça iktidar çıkmaz. İktidar büyüsü bozuldu, 7 Haziran'da "nasıl olsa başımızdan gitmez" hesabı ile verilen gönülsüz destek, bu sefer AK Parti oyunu temmuz güneşi görmüş kar gibi eritmeye başlar. 7 Haziran ile yeni seçim arasında geçen sürede Türkiye'yi belirsizliğe ve inisiyatifsizliğe mahkum eden saray entrikaları da sandıktan uygun karşılığı alacağına göre, sadece ve sadece dört ay boşa harcanmış olur. Tırmanan şiddetin ve dökülen şehid kanının arkasında duran saray entrikaları, seçim gündemini de belirleyeceğine göre AK Parti kesinlikle 7 Haziran'ın gerisine düşer.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
