MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Sputnik'e yaptığı açıklamada, TBMM Başkanı'nın MHP'nin oyları seçilmediğini söyledi. TBMM Başkanlığına seçilen AK Partili İsmet Yılmaz'a oy vermiş bir parti olmadıklarını kaydeden MHP'li Yalçın, "Biz kendi adayımızı desteklemek suretiyle bütün turları tamamladık. Son turda kendi adayımızın ismi olmadığı için böyle bir tercih de bulunduk. Bu dolaylı olarak İsmet Yılmaz'a yaramış olabilir, bu doğrudur. Ancak, bu AK Parti'ye direk bir destek verildi, koalisyonun yolunu açtı gibi bir gerekçeyle ortaya çıkmak, siyaseten çok yanlış bir tespit olur" diye konuştu.
'NEDEN MHP'Yİ ELDE BİR GÖRÜYORLAR'
TBMM Başkanlığı seçim süreciyle ilgili herkesin MHP'ye yüklendiğini ifade eden Yalçın, "Bu yüklenmeyi yapan çevreler yüzde 60'lık bloku kendi kafalarına göre oluştururken MHP'ye mi danıştılar veya MHP'nin politikalarını kendileri mi şekillendiriyor?" diye sordu. Yalçın, MHP'nin 7.5 milyon insanın oy verdiği müstakil bir siyasi parti olduğunu, kendi tabanları, beyannameleri ve halka vaatleri istikametinde politika tespit ettiklerini söyledi. Yalçın, "Neden CHP veya HDP, MHP'yi elde bir görmek suretiyle böyle bir saldırı içerisindeler bunu anlamakta zorluk çekiyoruz" dedi.
'ÇÖZÜM SÜRECİ VE SURİYE KONUSUNDA YAKINLAŞMA'
Siyasi kulislerde AK Parti-MHP koalisyonunun hem tabanların birbirlerine yakın olması hem çözüm sürecinin AK Parti tarafından askıya alınması hem de olası bir müdahale de dahil olmak üzere Suriye politikasına bakışın örtüşmesi nedeniyle daha güçlü ve uyumlu olacağı da dile getiriliyor. Peki MHP'ye göre de böyle mi? MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın, bu konudaki görüşlerini de şöyle anlattı:
"Çözüm süreciyle alakalı zaten kamuoyunun bu sürecin ne olduğu konusunda şüpheleri var. Tam olarak kimse bilmiyor, bizler de dahil. Perde arkasından bu iki parti (AKP-HDP) bugüne kadar bunu sürdüre geldiler. Oslo ve İmralı ile bir araya gelip bunu yaptılar. Bugün itibariyle çözüm sürecinden uzaklaşıldığı söyleniyor ama Başbakan'ın bunu açık ve alenen deklere edebilmesi lazım.
Bugün eğer iktidarın Suriye ile ilgili bakış açısı değiştiyse, doğru bakabiliyorsa, milli menfaatler noktasında bakabiliyorsa bu sevindirici olur. Ancak onu net olarak hala göremiyoruz. Bizim yıllar önce söylediğimiz noktaya geldikleri anlamını taşır. 2012 ve öncesinde Sayın Bahçeli, bugün AKP'nin söylediklerini Cumhurbaşkanı'nın söylediklerini hükümete bir öneri olarak teklif etmişti. O günlerde aldırmadılar. Hatta biz tenkit edilmemize rağmen tezkereye geçerli oy verdik ki, hükümetin veya TSK'nın bu anlamda eli rahat olsun. Gerekçemiz buydu. Bu noktaya üç yıl sonra geldiler. Yani bunlar zaten MHP'nin söylemleriydi. İnşallah doğruyu görürler. Bu bir savaş çığırtkanlığı falan değildir. Bunu da lütfen böyle kabul ediniz. Oranın güvenlikte olması lazım ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırları ve iç güvenliği sağlansın. Sadece bunun tedbirini almaktan bahsediyoruz. Yani devlet kendini koruma içgüdüsüyle hareket etmek gibi bir mecburiyeti var, biz defalarca ve ısrarla buna işaret ettik. AKP bunu görmeye başladıysa bu millet adına sevindirici bir gelişme olur."
MASAYA OTURMAK İÇİN 3 ŞART
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında açıkladığı üç önemli çekincenin orta yerde olduğunu da belirten Semih Yalçın, bunların 'çözüm süreci', 'cumhurbaşkanının pozisyonu' ve '17/25 Aralık yolsuzluklarının üzerine gidilmesi' olduğunu anımsattı. Yalçın, "Bu hususta bir kabul ortaya gelmedikten sonra MHP, bir koalisyon görüşmesini düşünmez dahi. Bunları kabule rıza gösterdikleri taktirde koalisyon olur demiyorum yanlış anlamayın, görüşmeler olabilir diyorum. Görüşmelerin sonunda ne olur onu Allah bilir" dedi. Bunların bir çeşit masaya oturma şartları olduğunu kaydeden Yalçın, "Belki de yanaşmayacak. Çözüm süreciyle ilgili bir tespit yapılıyor ama biz onun deklaresini görmedik ki, ne yapabiliriz? Peki 17/25'i ne yapacağız, biz bu millete söz verdik bu hususta. Yani dönüp ne diyeceğiz. Bunlar olmadan böyle bir koalisyona girdiğimiz taktirde kendimizi inkar anlamına gelir" dedi.
EKMELEDDİN İHSANOĞLU SEÇENEĞİ NEDEN DÜŞÜNÜLMEDİ?'
"Peki muhalefet bu kadar dert etmişti kendisine o zaman MHP'nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu seçeneği düşünülmedi? Çünkü Ekmeleddin İhsanoğlu'nu AKP'ye de parlamentodaki diğer bütün milletvekillerine de hitap eder düşüncesiyle çıkardık. Prezantabl, uluslararası ve bağımsız şekilde Meclis Başkanlığı'nı yapacak kabiliyette bir tipti. Madem böyle bir niyetiniz ve isteğiniz vardı niye illa Deniz Baykal'da (CHP'nin adayı) ısrar ettiniz. Niye Ekmeleddin İhsanoğlu seçeneği düşünülmedi? Niye Ekmeleddin İhsanoğlu üzerinde bir ittifak sağlanma ihtiyacı hissedilmedi? Saat 11.30'den 15.00'e kadar (seçimin başladığı saat) bu manevrayı yapabilecek durumdaydı. Bu şikayette bulunacak adamlar."
Semih Yalçın, MHP'nin CHP ya da HDP'nin adayına oy vermedi diye suçlanamayacağını söyledi. CHP'den kendilerine yönelik saldırılar yapıldığını kaydeden Yalçın, "Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde Ekmeleddin İhsanoğlu CHP'nin adayıydı, biz çatı aday formülüyle destekledik. Bugün ne oldu ki yollarını bu denli ayırdılar? Yani Ekmeleddin İhsanoğlu düşman mıydı? Madem iyi niyetliydiler, Sayın Devlet Bahçeli'ye kendi uhdelerinde olmadığı halde Başbakanlık koltuğunu ikram edenler niye Meclis Başkanlığı noktasında MHP'nin adayına bunu ikram etmediler? Demek ki burada iyi niyet yok. Şimdi bu samimiyet olmayan bir ortamda siyasi partiler hazımsızlıklarını ortaya koymak suretiyle dönüm MHP'ye saldırma gayreti içerisindeler. Oynadıkları oyun bozuldu. Bozulması da gerekiyordu" diye konuştu.