Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

Yara örtüsü projesi uluslararası yarışmada birinci oldu

TED Antalya Koleji öğrencilerinın yengeç ve karides kabuklarından ürettiği kanamayı durduran yara örtüsü projesi uluslararası yarışmada birinci seçildi.

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-06-28 18:14:45

Yara örtüsü projesi uluslararası yarışmada birinci oldu

TED Antalya Koleji öğrencileri İrfan Efe Boztepe ve Mehmet Can Dursun'un yengeç ve karides kabuklarından ürettiği ve iyileştirmeyi yüzde 30 hızlandırıp kanamayı durduran yara örtüsü projesi, State University of New York at Oswego'nun Uluslararası Lise Proje Yarışması'nda altın madalya kazandı. İki öğrencinin bu projesi, TÜBİTAK'ın yarışmasının bölge seçmelerine dahi alınmadan elenmişti. Yine aynı okuldan başka iki öğrencinin elektromanyetik dalgaları engelleyici projesi de Oswego'da dünya üçüncülüğü kazandı.

TED Antalya Koleji'nden iki ayrı proje, State University of New York at Oswego'nun 54 ülkeden 2 bin 450 projenin katıldığı Uluslararası Lise Proje Yarışması'nda altın ve bronz madalya kazanarak büyük başarı elde etti. Lise 11'inci sınıf öğrencisi İrfan Efe Boztepe ve 10'uncu sınıf öğrencisi Mehmet Can Dursun, kimya öğretmeni Gülay Demirce'nin danışmanlığında 'Yengeç ve Karides Kabuklarından Biyobozulur, Biyouyumlu Yara Örtüsü' geliştirdi. Doğadaki bütün kabuklu hayvanlarda bulunan kitin maddesini kullandıklarını belirten Gülay Demirce, dünyada atığı çok olması nedeniyle yengeç ve karidesi tercih ettiklerini söyledi. Geçen yaz restoranlardan atık yengeç ve karides kabuklarını topladıklarını ve projeye başladıklarını anlatan Demirce, şöyle konuştu:
"Elde ettiğimiz bu yara örtüsü hem antibakteriyel biyobozulur, yani ciltte insan dokusunda çözülebilir, aynı zamanda iyileştirmeyi yüzde 30 hızlandırıp kanamayı durduran bir yara örtüsü. Bunu, açık yaralarda özellikle ve şeker hastalarının kapanmayan yaralarında, yatalak insanların uzun süre yatmadan kaynaklanan yaraları ve yanık yaralarında kullanabiliriz. Açık yaralar mikrop kapabiliyor ve iyileşmeleri daha da uzun sürebiliyor. İşte anti bakteriyel olması, hava geçirgenliği, hepsinin testini yaptık. Hava geçirgenliğinin testi kabul edilebilir değerdi ve siz yaranız iyileşirken tekrar yara örtüsünü kaldırıp yarayı tahriş etmiyorsunuz. Yengeç ve karides kabuklarında bulunan kitin maddesini kitosana çevirdik. Kitosan vücutta çözünüyor ve polilaktik asit nişastalar elde ettik. Bu da vücudumuzda çözüldüğü için, yarayı tekrar tahriş etmeden çözünürken yaranız iyileşmiş oluyor."

TÜBİTAK ELEDİ
Bu projeyle bu yıl TÜBİTAK'ın liselerarası proje yarışmasının ilk aşaması bölge seçmelerine başvurduklarını da belirten Gülay Demirce, "Ama birinci aşamada bir yazı geldi ve bölgeye çağrılmadığımız, 'elendiniz' yazıyordu. Herhangi bir açıklama yok, niye elendiğimizi bilmiyoruz. Ama tabi ki üzüldük, sonuçta çok büyük emek harcadık. Belki gözden kaçmıştır, piyasada çok fazla yara örtüsü var. Bunlardan biri zannedilmiş olabilir. Halbuki biz farklı bir şey denemiştik. Biz ülkemizi gururla temsil ettik ve oradan altın madalyayla döndük. Amacımız zaten projenin duyurulmasıydı, TÜBİTAK yoluyla ya da başka bir yolla olur bu fark etmiyor. Bunu başardık ve şu an gelişme aşamasında. Almanya'dan bir firma irtibata geçmiş ve Türkiye temsilcisiyle de görüştük. En kısa zamanda Almanya'da sunum şeklinde devam edecek ve onu araştırıp geliştirmek istiyorlar, Ar-Ge çalışması yapmak istiyorlar" dedi.

ABD ASKERLERİ IRAK'TA KULLANIYORMUŞ
Bu proje için çok uğraştıklarını, saat 07.00'den 24.00'e kadar laboratuarda çalıştıkları günler olduğunu belirten İrfan Efe Boztepe, proje fikrini şöyle anlattı:
"5'inci sınıftayken büyük bir kaza geçirdim. Burnumda ve çenemde doku kaybı oldu. Sonucunda plastik cerrahi ve yapay deri gibi konulara ilgim oluşmuştu. Ondan sonra internette araştırmalar yapıyordum ve Gülay hocama başvurdum. O da beni Mehmet Can'la buluşturdu. En sonunda böyle bir şey ortaya çıktı."

9'uncu sınıftayken Biyoloji dersinde karbonhidratlarda kitini gördüğünü belirten Mehmet Can Dursun, "İlgimi çekti ve daha sonra araştırdım kitinden ne yapabiliriz diye. Hamam böceklerinin radyasyonu önlediğini duymuştum. Araştırdım ve Amerikan askerlerinin Irak savaşında kitosan tozunu kullandığını öğrendim. Sonra Gülay öğretmenime başvurdum ve beni İrfan'la tanıştırdı ve birlikte bir proje yapmış olduk. Yazın fikir olarak geliştirdik ve eylül-ekimde çalışmalarına başladık projenin. Uzun sürdü, gerçekten çok emek verdik ve başardık" dedi.

RADYASYONDAN KORUYAN PROJE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ
Aynı okuldan 11'inci sınıf öğrencileri Ata Özlük ve Baran Başkan'ın yine Gülay Demirce'nin danışmanlığında hazırladığı 'Nano Manyetik Katkılı Nano Lif ile Elektromanyetik Dalgaları Kalkanlama Lifi' projesi de aynı yarışmada dünya üçüncüsü seçilerek bronz madalya kazandı. Projede nano manyetik denilen bileşik oksiti kendilerinin ürettiğini ve daha sonra life yerleştirdiklerini belirten Gülay Demirce, "1 milimetreden ince bu lifler şu anda çevremizdeki elektromanyetik dalgaları, cep telefonu, radyo, elektrik kablolarından kaynaklanan dalgaları yüzde 85 oranında kalkanlıyor. TÜBİTAK'a katıldık bölge birinci olmuştuk ve finallere katılmaya hak kazanmıştık. Ancak finallerde elendik. Aynı projeyle ABD'ye de başvurduk ve üçüncülük ödülü aldık" dedi.

Projenin, günümüzde insanların büyük bölümünün her gün maruz kaldığı özellikle cep telefonlarından kaynaklı radyasyon etkisine karşı kullanılabileceğini anlatan Gülay Demirce, "Cep telefonu tamamen kaplamadan tek bir yüzeyini, örneğin konuştuğumuz bölümünü kaplarsak bize manyetik dalga gelmeyecektir. Ya da bebek odasını düşünelim, çok fazla elektromanyetik dalgaya maruz kalıyor. Duvar kağıtlarına yerleştirildiği takdirde bebek odasına hiçbir şekilde elektromanyetik dalga gelmeyecektir. Ya da evlerimizde tabana ve tavana yerleştirerek yine komşumuzdan ve dışarıdan gelen elektromanyetik dalgaları engelleyebiliriz" dedi.

Proje sahibi öğrencilerden Ata Özlük, "Çevremizde çok fazla elektromanyetik dalga var ve sağlığımızı kötü etkilediğini düşünüyordum. Buna bir çözüm bulmak istedik. Bu yüzden Gülay hocamıza başvurduk ve bir fikir üreterek çalışmalara başladık. Doğada bulunan manyetiti kullandık ama bunu nano halde kullanmak için kendimiz geliştirdik" dedi.

 

Haber Ara