Yardım TIR’ları İdlib için yola çıktı
İHH İnsani Yardım Vakfı, İdlib’e başlatılan saldırılar sonrasında bölgeye acil yardım kampanyası başlattı. Kampanyanın startı insani yardım malzemesi taşıyan 20 TIR’ın Kazlıçeşme Meydanı’ndan Suriye’ye gönderilmesiyle verildi. 3 milyondan fazla kişi ise bölgede yardım bekliyor.

Oluşturma Tarihi: 2018-09-10 17:55:05

Güncelleme Tarihi: 2018-09-10 17:55:05

Rejim güçleri ve Rusya'nın başlattığı saldırılar sonucunda İdlib'de 3 milyondan fazla sivil katliamla karşı karşıya. İHH İnsani Yardım Vakfı ise krizin ilk gününden bu yana olduğu gibi Suriyelileri yalnız bırakmıyor. “3 Milyon İdlibli Yardım Bekliyor” sloganıyla İHH, hayırseverlerden gelecek desteği bekliyor.

Reform talepleriyle başlayıp uluslararası güçlerin müdahalesi sonrasında küresel hesaplaşma arenasına dönüşen Suriye'de insani bedel giderek büyüyor. Şimdiye kadar 500 bin kişinin hayatını kaybettiği savaşta 2 milyon kişi sakat kaldı, 5 milyon kişi de evini terk etti. Günlük gıda ihtiyacını bile karşılamakta güçlük çeken çoğu mülteci aile, başta hijyen, gıda, un ve çadır olmak üzere temel yaşam malzemelerine ihtiyaç duyuyor.

İdlib'de yaşanan drama duyarlılığın artırılması ve insani yardım TIR'larının gönderilmesi amacıyla İstanbul Kazlıçeşme Miting Alanı'nda basın açıklaması düzenlendi. Kampanya kapsamında bölgeye ilk etapta 20 TIR gönderildi. 

“Bizler mazlumların yanındayız”

İdlib'deki insani dramın acılarını bir nebze olsun azaltmak amacıyla bölgeye en az bin TIR hedeflediklerini söyleyen İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, “Bu çalışmalar Türkiye'nin tüm illerinde gerçekleşecek” dedi. Bülent Yıldırım'ın açıklamaları şu şekilde: 

“30 yıldır bütün savaşlar içerisinde bulunuyoruz. Her savaşın kendi içerisinde insanlığa armağan ettigi ne yazık ki eksileri var. Bu savaşta ise uluslararası hukukun yerle bir edildiğini görüyoruz. Şu anda savaşı sadece ne yazık ki Esad'ın kullandığı askerler yapmıyor. Bütün dunyayı yöneten güçler, bebekleri öldürürken, kadınları katlederken büyük büyük planlarından bahsediyorlar. Devletler, diplomasi labirentlerinde gezerken cocukların kolları kopuyor. Bizler ise mazlumun yanındayız. Öyle bir ahlaksızlık var kı artık varil bombası da atılıyor. Bu atılan bombalarla sivil savunma ekipleri de vuruluyor. Rusya da vuruyor. Bu da yetmiyor sivil savunma ekipleri cocukları kurtarmaya çalışırken, enkaz kaldırırken yine bombalarla yok ediliyorlar. Bu da yetmeyince hastaneler de vuruluyor. En son vurulan hastanede iki doktor da şehit oldu. Öyle bir hale getiriyorlar ki ne sivil savunma kalsın ne hastane kalsın ne de yardım kuruluşları bölgede kalsın istiyorlar. 

Bir tuzak olan çatışmasızlık bölgeleri birer birer kaybediliyor. İdlib'de 3 milyondan fazla insan mülteci durumuna düştü. Bu insanların üçte ikisi yaşamlarını dışarıya muhtaç olarak yasıyorlar. Eğer saldırılar gerçekleşirse ki şu anda onu yapıyorlar. Yani diyorlar ki günde 10 kişi 20 kişi ölürse bir şey olmaz. Bunu kabullendiriyorlar. Tıpkı Filistin'de İsrail'in yaptığı gibi. Eğer bu saldırı gerçekleşirse en az 700 bin ila bir milyon arasında mülteci akını olacak. Doğal olarak bu sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın da meselesidir. Eğer Avrupa bunun önünde durmazsa biz de sivil hareket olarak insanların Avrupa'ya gitmesi yönünde çaba göstereceğiz.”

“Yardım kuruluşlarına sesleniyorum”

İdlib'de son 9 günde 29 sivil hayatını kaybederken 58 kişinin de yaralandığını açıklayan Yıldırım, saldırılardan dolayı 3 binin üzerinde sivilin kuzeye doğru göç ettiğini belirtti. Yıldırım, insanların İdlib'de akrabalarının yanına yerleştiklerini hatırlatırken uygun buldukları yerlere de kendi çadırlarını kurduklarını ifade etti. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yardım kuruluşlarına sesleniyorum. Tüm güçlerinizi kardeşlerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için lütfen harekete geçin. Şu anda fırınlarda ekmek çıkmıyor. İnsanlar aç kalıyor. Zaten insanların çoğuna yardım gidemiyordu imkansızlıklardan dolayı. Bu gelecek akında da ihtiyaçlar çoğalacak. Hangi yardımların gerektiğini İHH olarak ilan ettik. 10 koordinasyon merkeziyle oradaki ihtiyaçları gidermeye çalışıyoruz. Fakat bu sadece Türkiye'nin sadece tek başına yapabileceği bir şey değildir. Özellikle Arap coğrafyasını harekete geçmeye çağırıyorum. 

Bu vesile ile şunu da söylemek istiyorum: Tarih bu katliamı yaparken kendi koltuklarını düşündüğü için sessiz kalan liderlerin hiçbirini bırakmayacaktır. Suriyeli çocukların ahı bir çok zalim liderin tahtından olmasına vesile olacak. Tarihte hiç bir lider zulümle yaşayamamıştır. Şu anda Suriye'de halkı katledenler, Hazreti Hüseyin'leri şehit etme zulmünü icra ediyor. Biz ise masumun yanındayız.”

“Zulümlerin kanıksanmasını kabullenmiyoruz”

Bülent Yıldırım'ın ardından sözü Memur-Sen adına Levent Uslu aldı. Uslu, “Memur-Sen Konfederasyonu olarak her zamanki gibi Allah rızası icin yapılan işlerin yanındayız. Mazlumların yanında olan kardeşlerimizden Allah razı olsun. Bu çalışmanın gayretli bir şekilde büyümesi gerekiyor. Bazen zulümler kanıksanıyor biz bunu kabul etmıyoruz. Kerbala'daki kardeşlerimize su götürmeye devam edeceğiz inşallah” açıklamasında bulundu. 

Konuşmaların ardından yardım TIR'ları Suriye'ye uğurlandı.