Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre; Evrak üzerinden dinlemeye uzatma kararı verilemeyeceğine hükmeden Yargıtay 18. Ceza Dairesi, bir fuhuş dosyasının temyiz incelemesinde bu kez uygulamayı kökten değiştirecek daha önemli ve kapsayıcı bir karara imza attı. Artık telefonu dinlenen kişi hakkında aynı anda takip ve gözetleme kararı verilemeyecek. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) sayılan silahlı örgüt, suç örgütü, uyuşturucu madde ticareti, silah kaçakçılığı, rüşvet, insan ticareti gibi katalog suçları ortaya çıkarmak için dinleme, teknik araçlarla izleme ve gizli soruşturmacı (ajan) görevlendirme tedbirinin her üçü birlikte verilemeyecek.
NASIL UYGULANACAK
Beş sayfalık kararda, mahkemelerin bu üç tedbire ilişkin kararları ‘öncelik-sonralık' ilişkisi içinde ve kademeli olarak nasıl verecekleri, katalog suçla mücadelede yeni döneme ilişkin uygulamanın nasıl olacağı ayrıntılı anlatıldı. Mahkemelere bu tedbirlerin uygulanması konusunda yol haritası çıkarıldı. 9 Temmuz tarihli Yargıtay kararı şöyle:
“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda düzenlenen özel koruma tedbirlerinden ‘iletişimin tespiti dinlenmesi ve kayda alınması' başlıklı 135'inci maddenin 1'inci fıkrasında ‘başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması' ibaresinin ‘gizli soruşturmacı görevlendirilmesine' ilişkin 139'uncu ve ‘teknik araçlarla izlemeye' ait 140'ıncı maddelerde bulunmaması ve anılan maddelerde ‘başka suretle delil elde edilememesi halinde'ki düzenlemeler ile soruşturma ve kovuşturma evreleri ve kapsadıkları suçlar yönünden aralarında öncelik-sonralık ilişkisi olduğu bu bağlamda öncelikle 135'nci maddenin diğer iki koruma tedbirine nazaran öncelik aldığı;
3'ü bir arada olmaz
Sonuç alınamaması halinde 140'ıncı ve ancak örgütün mevcudiyeti halinde ise 139'uncu maddeye başvurulabileceği, her üç koruma tedbirine aynı anda ve birlikte karar verilemeyeceği gözetilmelidir. Sanıklara yükletilen fuhuş eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı; Bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı; vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu; cezaların kanuni bağlamda uygulandığı anlaşıldığından sanıkların müdafilerin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla tebliğnameye uygun olarak temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin onanmasına karar verildi.”