Küresel salgının otomotiv dünyasında yol açtığı üretim ve tedarik krizlerine karşın, ülkemiz otomotiv satış sonrası pazarı ve yedek parça sektörü, hem üretimiyle hem de lojistik stoklama-transfer imkanlarıyla tecrübeli ve tedbirli olduğu için süreci iyi yönetti.Türkiye jeopolitik konumu sayesinde ulaşım ve üretim konusundaki avantajlarıyla pandemi döneminde cazip bir pazar haline geldi. 2021 yılının ikinci yarısında ise üretim ve ham madde sıkıntıları nedeniyle satın almaların doğru yönetilmesi büyük bir önem kazanacak. Bu yüzden lojistik açıdan gelişmiş ve üreticilerle bağları güçlü yedek parça şirketleri bir adım öne çıkacak.
Yedek parçada turnusol döviz fiyatları
Motor AŞİN Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Saim Aşçı "Türkiye jeopolitik konumu sayesinde ulaşım ve üretim konusundaki avantajlarıyla pandemi döneminde cazip bir pazar haline geldi.” derken şunlara dikkati çekti:
"Yedek parça fiyatlarının; sürecin belirsizliğine, makro ekonomik verilere ve döviz seyrine bağlı olarak artacağını ön görüyoruz. Ancak bunun için tüm yedek parça piyasasını içine alacak belli bir oran vermenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Ürün tedariki yaptığımız ve dünya çapında bilinen yedek parça üretici ve satıcıları önümüzdeki 6 aylık dönemde biz distribütörlere yüksek oranda zam yaptıklarını bildirmediler ve hala haziran ayı düzeyindeki fiyatlarla siparişleri kabul etmekteler."
Salgın tüm sektörü etkisi altına aldı
Salgının, alışılagelmiş tüm krizlerden farklı olarak bütün sektörleri iş yapma modellerinde köklü değişikliklere zorladığı, otomotiv sektörü özelinde ise üretici firmalardaki uzun süreli kapanmalardan kaynaklanan boşluklar ve ham madde sıkıntılarının global çapta ürün tedariki ve maliyetleri olumsuz yönde etkilediği belirtilirken, Türkiye'nin avantajlı bir konuma geçtiğinin altı çizildi. Aşçı, dünyadaki olumsuz tabloya karşın "Türkiye hem üretimiyle hem de lojistik stoklama-transfer imkanlarıyla, tedarik zincirinde tecrübeli ve tedbirli olduğu için kriz koşullarını iyi yönetti. Ayrıca jeopolitik konumumuzun getirdiği ulaşım avantajları sayesinde pandemi sürecinde, diğer ülkeler açısından cazip bir pazar haline geldik." dedi. 2021 yılı ile birlikte üretim ve ham madde sıkıntıları sebebiyle satın almaların doğru yönetilmesinin büyük önem arz edeceğini vurgulayan Aşçı, "Bu yüzden lojistik açıdan gelişmiş ve üreticilerle bağları güçlü şirketler bir adım öne çıkacak." değerlendirmesini yaptı.
4 milyar avroluk yedek parça ithalatı
Ülkemizde her yıl ortalama yedek parça üretim ham maddesiyle beraber 3,5-4 milyar avroluk yedek parça ithalatı gerçekleştirildiğini; ithalatın yüzde 70'i oranında ihracat yapıldığını kaydeden Aşçı sözlerini şöyle sürdürdü: “Yedek parça fiyatlarının; sürecin belirsizliğine, makro ekonomik verilere ve dövizin seyrine bağlı olarak artacağını ön görüyoruz. Ancak bunun için tüm yedek parça piyasasını içine alacak belli bir oran vermenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Bazı ürün kategorileri, ürünün veya ham maddenin tedarik edildiği menşelere göre yüksek oranda fiyat artışına maruz kalması muhtemel ancak bazılarında bu oranın kabul edilebilir oranlarda kalacağını öngörüyoruz"
Sektörü derinden etkileyebilir
Aşçı sözlerini şöyle tamamladı: "En azından ürün tedariki yaptığımız, dünyada bilinen yedek parça üretici ve satıcıları önümüzdeki 6 aylık dönemde biz distribütörlere yüksek oranda zam yaptıklarını bildirmediler ve hala haziran ayı düzeyindeki fiyatlarla siparişleri kabul etmekteler. Fakat altını çizmekte fayda var; tüm süreç değerlendirmesi pandeminin seyriyle doğrudan ilişkilidir. Salgın nedeniyle yaşanan ve yaşanacak olumsuz gelişmelerin etkisi, her sektör gibi yedek parça pazarını da daha derin etkileyebilir. Arzumuz bu süreci telafi edilebilir zorluklarla atlatmak ve küresel olarak bu sıkıntılı süreçten tamamen kurtulmaktır."