Kandil geceleri namaz ve niyazlarla kutlanırken bugün hala bu gecelerle ilgili tartışmalar da devam ediyor. Kimileri kandil gecelerinin komple bidat olduğu konusunda görüş bildirirken kimileri de bu gecelerin af ve mağfiret için birer vesile olduğu görüşünde birleşiyor....
Kandil demek "Işımak" demek
Kandil kelimesi dilimize Latince'deki “candela” sözcüğünden geçmiş. Bu sözcüğün kökeninde ise “candeo”, yani ışımak var. Kandil önceleri aydınlatma aracı olarak kullanılırken sonraları cami, türbe gibi dini yerlerde kullanılan bir nitelik kazandı. Regaip, Berat gibi günlere “Kandil Günleri” denmesi ise sadece Türklere mahsus bir konu ve Osmanlı'da II. Selim döneminde camilerde kandil yakılmaya başlanmasına dayanıyor.Kandiller Müslüman dünyasında İslam'ın başlangıcından itibaren değil Hicri 3. yüzyıl itibariyle kutlanmaya başlanmıştır.
Osmanlı'da hayır yapılıyordu
Osmanlı döneminde hali vakti yerinde olan insanlar kendilerini belli etmeden hayır işlemenin yollarını ararlarmış. Yakın zamana kadar da konu komşuya lokma ya da şerbet dağıtımı görülüyor. Kandil simidi de bu açıdan değerlendirilebilir.Susamlı ya da sade çevredeki insanlara ikram edilen kandil simidi de geleneğin önemli ve nostaljik bir parçası.
3 aylarda 3 kandil bulunuyor
Her yıl, Hicri takvime göre Receb, Şaban ve Ramazan aylarından oluşan ve “üç aylar” olarak ifade edilen günler içinde “üç kandil” kutlanır. Regaib, Miraç ve Berat Kandilleri… Üç aylar dışında kalan bir kandil daha vardır ki o da Hz. Muhammed'in (s.a.v) doğum gecesi olan Mevlid Kandili'dir.
Kandil gecesine özgü namaz var mı?
Diyanet bu konuda şu yorumu yapıyor: Hz. Peygamber, bazı mübarek gün ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiştir (Tirmizî, Savm, 39). Ancak bu gün ve gecelere ait özel bir namaz veya ibadet şeklinden bahsetmemiştir. Bu bağlamda mübarek gün ve geceleri, bağışlanma ve hayatımıza çekidüzen vermek için fırsat anı olarak görmemiz gerekmektedir.
Dolayısıyla müminler kandil gecelerinde, hayatlarının gidişatını gözden geçirmeli; hata ve günahları için tövbe etmeli, dua ederek, Kur'an-ı Kerim okuyup anlamaya çalışarak, kaza veya nafile namaz kılarak bu fırsatları değerlendirmelidirler.
"Yok mu benden af dileyen"
Kandil gecelerinin gündüzlerinde yani geceyi takip eden ertesi günde oruç tutmak müstehaptır. Zira Hz. Peygamber , “Şaban'ın ortasında (yani berat gecesinde) ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu isteyen…' der.” (İbn Mâce, İkâmetü's-Salat, 191) buyurmuştur.
İlk kandil simidi ne zaman yapıldı?
14. yüzyıl Osmanlı saray gelenekleri içerisinde bulunan simitten yararlanılarak kendine özgü değişik tat ve görünüme sahip olacak şekilde geliştirilmiştir.Kandil günlerinde simit ve çörekler yapılarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmıştır.Kandil simidinin şekli, zaman içerisinde değişmiş ve günümüzdeki halini almıştır. İstanbul'un tatlıcıları ve fırınları, 1800'lü yıllardan bu yana İstanbul'un önemli bir geleneği olan kandil simidini değişik metodlarla yaparak bu geleneği sürdürüyor.
Kandil geceleri bidat mı?
Kadir Gecesi dışındaki gecelerin kutsallığı hakkında Kur'an'da herhangi bir bilgi bulunmaz. sorularlaislamiyet.com'da yer verilen değerlendirmeye göre; Hadiste de Beraet gecesi dışındaki geceler hakkında kesin sayılabilecek bir bilgi ve yönlendirme yoktur. Bu nedenle bazı İslâm bilgin ve hukukçusu bu gecelerin kutlanmasına, hem de bu gecelerde toplu biçimde ibadet yapılmasına bid'at olduğu gerekçesiyle karşı çıkmışlarsa da, İslam toplumu içerisinde bu gecelerde ibadet etmek yaygınlaşmıştır. Ayrıca bu gecelerin kutlanmasını nehyeden bir rivayet de yoktur.
İnsanın kaderi dünyaya gelmeden önce levh-i mahfuzda yazılmıştır. Bazı alimlere göre, Berat Gecesi, emirlerin levh–i mahfuzdan istinsahına (kopyalanmasına) başlanır. Katip melekler bu geceden, gelecek senenin aynı gecesine kadar olacak olayları levh-i mahfuzdan yazar ve bu işler, Kadir Gecesi bitirilir.
Rızıklarla alâkalı defter Mikail (as)'e; harpler, zelzeleler, yıldırımlar, ölümler ve çöküntülerle ilgili defter Cebrail (as)'e; amellerle alakalı defter, dünya göğünün sahibi ve büyük melek olan İsrafil (as)'e; musibetlere ait nüsha da Azrail (as)'e teslim olunur. (Canan, Kütüb–ü Sitte, III/287)
Peygamber Efendimiz:
“Allah Tealâ tüm şeyleri Berat Gecesi'nde takdir eder. Kadir Gecesi gelince de bu şeyleri sahiplerine teslim eder.” (Fahrüddin Razi, Tefsirü'l Kebir, 23/293) buyurmuştur.
Berat Gecesi'nde eceller ve rızıklar; Kadir Gecesi'nde ise hayır, bereket ve selametle alakalı işler takdir edilir. Kadir Gecesi'nde, dinin güç–kuvvet bulduğu şeylerin takdir edildiği; Berâat Gecesi'nde ise, o yıl ölecek olanların isimlerinin kaydedilip ölüm meleğine teslim edildiği de söylenmiştir.