Yüksekdağ: Beterin de beteri var
HDP Eşgenel Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ, 'Bunu çok iyi bilsinler, Kürt sorununu, barışı, çözümü, demokrasiyi reddeden bir iktidarın sonunun ne olduğunu görmek isteyenler 7 Haziran seçim sonuçlarına baksınlar.' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2015-07-08 12:03:34

Güncelleme Tarihi: 2015-07-08 12:03:34

Ajansların  haberine göre, HDP tarafından 'siyasi tutsaklara özgürlük yürüyüşü ve mitingi' etkinliğine katılan HDP Eşgenel Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ, Van Milletvekili Tuğba Hezer, Büyükşehir Belediye Ebaşkanları Bekir Kaya, Hatice Çoban ile ilçe belediye başkanları ve parti yöneticileri ile Öcalan'a Özgürlük Platformu Sözcüsü Aliye Yıldırım ile vatandaşlar 2 Nisan kavşağında toplandı. Cadde üzerinden mitingin yapılacağı Musa Anter Parkı'na yürümek isteyenlere polis izin vermedi. Polis araçlarından sürekli 'Kadın ve çocuklar lütfen ayrılsın müdahale yapılacaktır' anonsları yapıldı. Polis ile parti yöneticelirinin bir süre görüşmelerinin ardından toplanan kalabalıkta arka taraftan ellerinde Öcalan'ın posterleriyle dörtyol mevkiine kadar yürüdü.

Burada konuşan Yüksekdağ, "Bir memlekette 10 bine yakın siyasi tutsak düşüncelerinden ve demokratik direnişinden, yeni bir dünya özleminden dolayı hapisanelerde tutuluyorsa o memlekette o ülkede özgürlükten söz etmek mümkün değildir. 13 yıllık AKP iktidarında Türkiye'yi bir açık hava hapishanesine dönüştürdüler. Ama bizim özgürlük damarımız, güçlüdür. İnancımız, inadımız güçlüdür. Heryeri özgürleştirdik. Hapishane duvarlarını yıktık. Yine yıkarız. Diktatörlükte ısrar edenlerin, zalimlerin inkarcıların, Türkiye'ye savaşı dayatanların şu gerçeği çok iyi bilmesi gerekiyor. Bu halkın geleceğinde sadece kendi özgürlüğü değil Sayın Abdullah Öcalan'ın da özgürlüğü vardır. Sayın Abdullah Öcalan ve siyasi tutsaklara özgürlüğün yolu açılmadığı müddetçe Türkiye'de politik özgürlüklerden bahsetmek mümkün değildir. Tutsaklık ve esaret dayatmaları üzerinden iktidar olabileceğini ve o iktidarı ellerinde tutabileceğini sananlara bakın 7 Haziran'da nasılda yanıldılar ve yenildiler." dedi.

Bu süreç onların elinde rehine değildir

Yıllardır Kürt sorununu çözüp, demokrasinin önünü açacaklarını vadedenlerin tek bir adım bile atmadıklarını belirten Yüksekdağ, "Seçim sürecinin hemen arifesinde ilk yaptıkları şey, Sayın Abdullah Öcalan'a görüş yasağı uygulamak ve tecrit başlatmak oldu. Çözüm ve barış süreci, bu süreç onların elinde asla ve asla rehine değildir. Bu halk çözüm ve barış iradesinin AKP iktidarı tarafından da başka hükümet tarafında da rehin alınmasına izin vermedi vermeyecektir de. Bizler bütün Türkiye halkları olarak çözüm ve barış süreci karşısında siyasi sorumluluğunu yerine getirmeyen bir hükümete karşı esaslı bir demokratik cevap verdik" diye konuştu.

Beterin de beteri  var

Öcalan'ın özgürlüğü için 10 milyon kişinin imza verdiğini ve 7 Haziran seçimlerinde de 6 milyon insanın kendilerine oy verdiğini belirten Yüksekdağ şöyle konuştu:
"Milyonlarca insan Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne, barışa ve çözüme oy vermişken hiçbir siyasi iktidar ve kurulacak hiçbir koalisyon bu gerçeği görmezden gelemez. Bu iradeyi görmezden gelen her kim olursa geleceği, olmayacaktır. Bunu çok iyi bilsinler, Kürt sorunun barışı, çözümü demokrasiyi reddeden bir iktidarın sonunun ne olduğunu görmek isteleyenler 7 Haziran seçim sonuçlarına baksınlar. Sanmasınlar ki beterin beteri olmaz. Eğer bu demokrasi iradesini görmezseniz, gereğini yerine getirmezseniz sizin için beterin de beteri var bunu çok iyi bilin. Bugün sizleri yüzde 41'e indiren yerinizi bilin diyen halk hani erken seçim için hazırlık yapıyorlar telaşla ülkeyi bir erken seçime sürüklemeye çalışıyorlar ya, 7 Haziran seçiminde sizi yüzde 41'e çeken halk, yapacağınız bir erken seçimde, yüzde 41'inde aşağısına çekmeyi çok iyi bilir."

Türkiye'yi çözümsüzlüğe sürüklüyorlar

Türkiye'nin bir taraftan çözümsüzlüğe diğer taraftan siyasi bir krize doğru sürüklenmeye çalışıldığı öne süren Yüksekdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir kolundan tutumuşlar halkı erken seçime sürüklemeye çalışıyorlar. O yetmiyor bir kolundan tutmuşlar savaşa sürüklemeye çalışıyorlar. Ama onların bu baskıcı siyasetleride halkın iradesini görmeyen, reddeden siyasetleri de bütün Türkiye halklarını savaşa, çatışmaya çekmeye çalışan siyasetleri de halkımızın demokratik iradesi karşısında yenilecek ve ait olduğu yere iade edilecek. Bizler bugün, kazandığımız büyük ve görkemli zaferlerin gücüyle bir kere daha nefesimizi, soluğumuzu toplayıp yeni ve daha büyük bir zafer kazanmak için yola çıkacağız. İşte o yeni zafer barışın ve çözümün güvencesi Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü olacak. Emin olunki çok yakın bir gelecekte bütün Türkiye'de bu gerçeği bilecek ve görecek. Ve sayın Öcalan ile birlikte bütün Türkiye özgürlüğe ve yeni yaşama kapı açacak."